Maalesef ki;

Her hafta Aydın şehrimizde gerek kırsal da gerekse merkez ilçelerde rastlanan ve üstesinden gelinemeyeceği düşünülen intihar olayları ile karşılaşıyoruz!

Adeta bir insanlık dramı yaşıyoruz.

İntihar vakası ruhsal açıdan risk teşkil  eden bir davranış bozukluğudur.

Bireysel ve toplumsal alanda olumsuz etkileri olan intihar vakası klinik olarak tespit edilmesi ve önlenmesi oldukça zor olan bir halk sağlığı sorunudur.

Ülkemizde Türkiye İstatistik Kurumundan temin edilen bilgilere göre, özellikle Ege bölgesinde intiharların coğrafi analizi yapıldığında en fazla vakaların İzmir, Aydın ve Denizli illerinde olduğu görülmektedir.

Aydın’daki intihar vakalarının nedenleri arasında en çok bilinmeyen sebeplerin,   aile geçimsizliğinin, ekonomik- kültürel yoksulluğun ve yoksunluğun gerçekleri yatmaktadır. Bununla birlikte erkek nüfusunun kadın nüfusundan oransal olarak daha fazla olduğu görülmektedir.

İntiharların önlenebilmesi için bir çok çalışmaların yapılmasına rağmen intihar vakalarının azalmadığı bilakis arttığı görülmüştür.

İntihar vakaların şekli ve cinsiyetinden ziyade sebepleri ve sonuçları üzerinde bir analizin daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Neticede bir insan, bir hayat ve sonucu kötü biten bir dram var.

Ne yazık ki intihar vakalarının önemli bir bölümü aydınlatılamamıştır.

Yani sonuçları ölüm gerçeği gibi açık sebepleri kapalı olarak bakılmıştır.

Sorun genel bir mahiyete taşınmış bireysel bir derinlikten çıkarak kapalı bir kutu haline gelmiş ve yeni intihar girişimlerini de maalesef ki engelleyememiştir.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre intihar davranışlarının sebepleri şunlardır;

Bireysel faktörler olarak genetik yatkınlık, ruhsal hastalıklar, ailede intihar öyküsü, umutsuzluk, ekonomik kayıplar, alkolün kötüye kullanımı ve dinmeyen ağrıların, sağlık sistemlerine ulaşmadaki zorlukların olduğunu, ilişkisel ve çevresel faktörler arasında da ayrılık, depresyon ve sosyal desteğin olmaması, travma, istismar, ayrımcılık, doğal afetler, savaşların, medya gibi toplumsal faktörlerin intihar vakalarında ve girişimlerinde etkili sebep olarak gösterilmiştir.

Mutsuzluk ve umutsuzlukla başlayan duygular ve düşünceler, ruhsal daralmalar bireyi sorunlarını çözmek yerine kaçarak intihara sürükleyebilir.

Elbette ki intihar ne bir çıkış yolu ne de bir kaçış yoludur.

İntiharlar bir an evvel çözüme kavuşturulması gereken sosyal bir sorundur.

Bu sorunu çözebilecek ülke, bölge ve il bazında önleme merkezlerinin acilen etkin bir şekilde kurulması insanı ve toplumu merkeze alan, ruh sağlığını önemseyen bir anlayışla yönetilmesi gerekmektedir.

Sadece sağlık alanında değil geniş ölçekli alanlarında bu soruna eğilmesi ve iştiraki oldukça önemlidir.

İntihar vakalarına ortak bir sorumluluk anlayışıyla kamu ve özel sektör İşbirliği ile önleme çalışmaları yapılmalı intihar girişimi olan ve bu düşünceyi taşıyan insanların ve ailelerin yakınlarında bu önleme programlarına dahil edilerek psikolog ve sosyologlardan destek alınmalıdır.

Unutmayalım ki, bu sorun özel de psikolojik genelde sosyolojik bir sorundur...