Söğütözü Zirvesi sonrası büyü bozulacak mı, yoksa eski hamam eski tas devam mı edecek göreceğiz, ancak benim tespitlerime göre umutlu olanın sayısı oldukça az, görünüyor.

Siyaset ideal hırsla, millet adına yapılan bir uğraşıdır. Aynı zamanda toplumun sorunlarından duyulan rahatsızlık ve o sorunları çözme işidir. Ayrıca imkân değil mümkün olabileceğin sanatıdır.

Milletvekilliği adı üstünde milletin temsilcisi olduğundan vekil asilin istediği doğruluk ve dürüstlük ilkesine bağlı kalır. Milleti aldatmaz, manipüle etmez, emanete hıyaneti aklından bile geçirmez, ne çalar ne de çaldırır.

Tek işi partisi iktidarsa milletin sorunlarını çözmektir, muhalefetse eleştirileriyle yol göstermek çözümü gereken sorunları gündeme taşımaktır.

Aydın’da muhalefet milletvekilliği oldukça rahattır. Çünkü eskilerin deyimiyle algısı yoktur vergisi yoktur. Bir istek karşısında “iktidar değiliz ki, yaptırım gücümüz olsun” der, işin içinden çıkarsınız.

Kimse de size sesini çıkarmaz.

Bu sistemde dönemi yemin töreninde ve parti tarafından görev verilmesi halinde bütçe dışında kürsüye çıkmadan da tamamlayabilirsiniz. Liderin vazgeçilmezleri arasında iseniz ikincide ve gelecek dönemlerde de vekilliği kapabilirsiniz.

Bir dönemi hatasız, kazasız geçirseniz bile vakti geldiğinde bol paralı süper emekliliğe kavuşur, ailenizin geleceğini garantileyebilirsiniz. Ne de olsa bizde hayli konforlu bir meşgaledir milletvekilliği...

Muhalefete göre vatandaşın talebine her ne kadar yetişmek zor olsa da, usturuplu yalanlarla geçiştirmesini bilene nimeti külfetinden bol olduğu için iktidar milletvekilliği daha iyidir.

Çünkü bir tanıma göre iktidar, taraftarlarına nimet dağıtmak, rakiplerine ideolojisini dayatmak, demektir.

Ama ne var ki, bir siyasetçi için milletvekilliği sözgelimi bir Karadeniz, bir Doğu Anadolu Bölgesi ile karşılaştırıldığında gerek muhalefet gerek iktidar açısından Aydın’da zorlukta eşittir.

Ne de olsa Aydın’da milletvekilliği o bölgelere nispetle daha kolaydır. Daha az masraflıdır. Diğer bölge milletvekilleri günlerini bakanlıklarda sorun çözmek için bürokratlarla cebelleşerek geçirirler.

Onlara göre Aydın insanı gururludur, siyasetçiden dolayısıyla devletten ne isteneceğini pek bilmez. Aynı zamanda anonim yaşamaya da alışık değildir. Bir milletvekilini aramak, hal hatır sormak kendine güç verir. O nedenle hem manipüle etmek hem de oylarını almak kolaydır.

Diğer taraftan Aydın’ın insanı tezcanlıdır ve haksızlığa tahammül edemez. Ayranı kabardığında pire için yorgan yakmaktan da geri kalmaz. Bu bağlamda  bölgenin insanını tanımlamada Muhalif  Ege adı yerinde bir tespittir.  

Bizim insanımızın zayıf tarafı takım tutar gibi parti tutmaktır. Aday yerine partiye oy verir. Öyle olunca da manipüle edilmeye müsaittir. Bu coğrafya insanının karakteristik özelliği budur.

Sorgulama huyu da yoktur. Hiçbir konuda ne milletvekillerinin ne de belediye başkanlarının icraatlarının takibini yapar.

Her halde coğrafya kaderdir, tespiti böyle durumlara bakarak yapılsa gerektir.

Örnek 2022 TÜİK verilerine göre kişi başı Gayri Safi Yurt İçi Hâsıladan aldığı pay aylık 12 bin 450 TL idi ve iller arasında 39.sıradaydı. Oysa 2017’de yeri 24.cü idi.

(Mahfi Eğilmez gibi bazı ekonomistler kişi başı düşen bu milli gelirde temkinlidirler. Onlar artışları dolardaki enflasyona ve çalışan göçmenlere bağlamaktadırlar. Onların kayıt dışı kazançları da Türk vatandaşlarına ait milli geliri yüksek göstermektedir.)

Gelişmeye yardımcı olacak bol imkanına rağmen-Aydın o konuda araştırılmaya muhtaç-  komşuları Denizli(21),Manisa(15) ve Muğla’nın(12) görüldüğü gibi oldukça gerisindedir.

Bu konuda asli sorumlu milletvekilleri ve siyasi erki elinde bulunduranlar olduğu halde sözünü eden bile çıkmaması siyasetin verimsizliğine bağlanabilir. İşin daha da ilginci konuyla ilgili hiçbir meslek odasından da ses çıkmamasıdır.

Onlardan bazıları bu ekonomik krizde ödemekte zorlandıkları üye aidatlarıyla aldıkları lüks makam aracının keyfini çıkarmakla meşguller her halde.

Hâlbuki açık, seçik ortada olan fakirleştiğimizdir. İnsanların çocuklarının ve torunlarının geleceklerinin tükenmesi, onların ileride kendi memleketlerinde çalışmalarını imkânsız hale getirmesi, gurbete gitmesi demektir.

Oysa her ne kadar kutuplaşma da olsa böyle durumlarda siyasette arka kapı diplomasisi geçerlidir. Yeter ki, siz sorun çözme niyet ve azminde olun.

Yerel yöneticiler iktidar milletvekilleri ya da bakanlarla belirli konularda işbirliği yapabilirler ancak bu işte kural muhalefet partili belediye başkanının bu hizmeti kendine mal etmek yerine ya Sezar’ın hakkını Sezar’a vermektir ya da susmaktır.

Arka kapı diplomasisi çalışmıyorsa temel neden Aydın siyasetindeki kutuplaşma ve kibirdir. Bir taraf halk bize yerel de oy vermedi, gerekçesine sığınarak seçmenin var olan yöneticilerden bıkıp usanmasını beklemekte, diğer taraf da kibrinden iktidara selam vermemektedir.

Her iki halde de kaybeden milli gelirde 39.sıraya gerilemekle Aydın insanı olmuştur. Aydın bu gün bir kasabadan farksızsa nedeni bu kutuplaşmadır. Bazı siyasetçiler bu kutuplaşmayı seçimlerde bir siyaset aracı olarak kullanabiliyorlar.

Karşılığında ise insanlarda anlaşmışlar hissi uyandıransa rakip partinin milletvekilleri ve yerel siyasetçilerinden ses, seda çıkmamasıdır.

Geçtiğimiz günlerde sekiz yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında gerçekleşen ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “iyimserim” dediği Söğütözü Zirvesi’nin Aydın’a yansımalarının ne olacağını ilerleyen süreçte göreceğiz.

Benim düşüncem değişen pek bir şeyin olmayacağı yöndedir. Çünkü siyasi erki elinde bulunduranlar sanki Aydın’da mevcudun değişmeden  devamı konusunda anlaşmış izlenimi veriyorlar.

Söğütözü Zirvesi sonrası büyü bozulacak mı, yoksa eski hamam eski tas devam mı edecek göreceğiz, ancak benim tespitlerime göre umutlu olanın sayısı oldukça az, görünüyor.

Çünkü bu yoksullaşma ucuz iş gücü isteyenlerin işine geliyor, olabilir. Bu da demektir ki, İnsanların refah düzeylerinin artmasını bütün toplum kesimleri arzulayamayabilir.

Milletvekilleri de buna dâhil.

CHP lideri Özgür Özel’in düşündüklerini Aydın’da kim, nasıl uygulayacak? Makale: CHP lideri Özgür Özel’in düşündüklerini Aydın’da kim, nasıl uygulayacak?