Değerli Aydınpost okuyucularım… Bu hafta başlıkta da gördüğünüz üzere 2025 yılında turizmle ilgili güzel şeyler de oluyor, olan şeyleri yazmayı siz değerli Aydınpost okuyucuların beğeninize sunup değerli yorumlarınızı bekliyorum.
Birinci konumuz; kruvaziyer turizminde 12 yıl sonra bir ilk. Kruvaziyer turizmde 5 ayda 317 gemiyle 438 bin 536 yolcu sayısına ulaşıldı. Geçmiş kayıtlara bakıldığında 2011 yılı ve sonrasındaki ocak-mayıs döneminde 2013'ten sonra ilk defa 400 bin yolcu sayısı aşıldı. En çok gemi ve turist Kuşadası'na geldi. Ocak-mayıs döneminde limanlara gelen kruvaziyer ve yolcu sayısı şöyle: Alanya'ya 4 kruvaziyerle 3 bin 51 yolcu geldi. Amas'ya 12 kruvaziyerle 10 bin 767 yolcu geldi.
Antalya'ya 5 kruvaziyerle 15 bin 900 yolcu geldi. Bozcaada'ya 4 kruvaziyerle 2 bin 36 yolcu geldi.
Çanakale'ye 10 kruvaziyerle 6 bin 351 yolcu geldi. Çeşme'ye 15 kruvaziyerle 5 bin 895 yolcu geldi.
Dikili'ye 5 kruvaziyerle 1888 yolcu, Fethiye'ye 1 kruvaziyerle 81 Göcek'e 1 kruvaziyerle 153 yolcu, İstanbul'a 63 kruvaziyerle 137 bin 867 yolcu, İzmir'e 21 kruvaziyerle 38 bin 304 yolcu geldi.
Kaş'a 1 kruvaziyerle 81, Kuşadası'na 139 kruvaziyerle 187 bin 364 yolcu, Marmaris'e 5 kruvaziyerle 5 bin 613, Samsun'a 9 kruvaziyerle 8 bin 568 yolcu, Trabzon'a 8 kruvaziyerle 7 bin 539 yolcu gelmiştir.
Başlıktada gördüğünüz gibi kruvaziyer turizminde 2013'ten sonra ilk defa 400 bin yolcu sayısı aşıldı. Bu da turizmde, ekonomide güzel şeylerdir.
Akdeniz'in sualtı hazinesi dalış turizminin gözdesi Antik Lidya;
Antalya'nın Kaş'ın sualtı cenneti sadece batıklardan ibaret değil Antik Lidya Medeniyetinin izlerini taşıyan taş bloklar amforalar ve antik liman kalıntıları da Akdeniz'in berrak suları altında ziyaretçilerini bekliyor. Zengin tarihi mirası, el değmemiş doğası ve benzersiz sualtı parkurlarıyla Kaş dalış turizminin Akdeniz’deki en önemli duraklarından biri haline geldi.
D 47 tipi kargo uçağı
2024 yılında Türk Hava kuvvetleri tarafından bağışlanan D 47 tipi dev kargo uçağı profesyonel dalgıçlar ve amatör sualtı fotoğrafçıları için yeni bir cazibe merkezi oluşturdu.
2 yıl önce denizin derinliklerine indirilen 45 tonluk emekli tank ise mercanların ve su altı canlılarının yuvası haline gelerek yapay resif işlevi görüyor.
Kaş Belediyesi ve Antalya Valiliği dalış turizmini destekleyen ve çevre bilincini artırmayı amaçlayan, çeşitli projelere imza atarken bölgedeki turizmciler de bu eşsiz hazinenin gelecek nesillere aktarılması için işbirliği içinde hareket ediyor. Kaş'ın sualtı dünyası her yıl binlerce dalış meraklısına ev sahipliği yaparken, Türkiye'nin Akdeniz kıyılarındaki sualtı turizmi potansiyelini de dünyaya tanıtıyor.
Uzmanlar, Kaş'ın sürdürebilir turizm anlayışıyla bölge ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğini ve yeni nesil dalgıçlara ilham kaynağı olacağını vurguluyor.
Tarihi keşiflerin bir diğer yıldızı ise 3 bin 300 yıllık olduğu tespit edilen ve arkeoloji dünyasında çığır açan Uluburun batığının gerçeğe uygun olarak hazırlanan replikası. Bu batık Kaş'ın Dalış rotaların başında gelir. Sualtı tarihine ilgi duyanların vazgeçilmez adresini yapıyor.
Bu konuları yazmaya başladığımda araştırma yaptığımda Yeni Asır'da yazıldığını gördüm. Kaynak Yeni Asır diyebilirim eski gazetem.
Altın Sardes Lidya Krallarının anıtsal mezarları Sardes antik kenti ve Bintepeler Lidya tümülüsleri artık küresel koruma altında derken Cumhuriyet Gazetesi’nde UNESCO'ya yeni bir miras yazısını gördüm.
Kaynak Cumhuriyet Gazetesi; Manisa Sardes antik kenti ve Bintepeler Lidya tümülüsleri Paris'te düzenlenen Dünya Miras Komitesi'nin 47'nci oturumunda UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedildi.
Böylece UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki alanlarımızın sayısı 22'ye ulaştı.
Kültürel ve Doğal Mirası izleme platformu yöneticisi, Arkeolog Nezih Başgelen konuyla ilgili Cumhuriyet gazetesinde açıklamada bulundu.
Paris'te düzenlenen 47. Dünya Miras Komitesi toplantısında, Sardes ve Bintepeler tümülüslerinin oybirliğile kalıcı listeye alınmasına bir arkeolog olarak çok sevindim.
Başgelen “Lidya devletine başkentlik yapmış bir antik kenttir. Lidya Devleti Anadolu'ya özgü bir uygarlığın temsilcisidir. Günümüzün vazgeçilmez para ekonomisi de tarihte en eski sikkeleri basmalarından dolayı onlara çok şey borçlu" ifadelerini kullandı.
"Altın Sardes"
Tarihe baktığımızda MÖ 5. yüzyılın ünlü oyun yazarı, Aiskhylos'un deyimiyle Kroisos zamanında başkentleri "Altın Sardes" ya da “Altın Yatağı Sardes" denecek ölçüde zenginliğinin ve kültürel gelişiminin doruğuna ulaşmıştır.
Başkentin göz kamaştıran bu görkemli zenginliği dönemin yaşam kültürü içinde büyük merak konusu ve bir Lidya hayranlığının kutsal nehri Gediz 'in taşındığı (Hermos) gelen alüvyonlar, efsaneler dağı Tmolos'dan ele geçirirler. Akropollerinden inen topraklar bugün bu uygarlığın altın günlerinin kalıntılarını örtmüş durumdadır. Lidya dönemi tabakları günümüz toprak seviyelerinden 10-15 metre aşağıda yer almaktadır.
MÖ 6. yüzyılın ilk yarısının sonuna tarihlenmiş bu açıdan bir hipotez olarak bu tümülüsü yaptırmış ancak içine gömülmemiş bir Lidya kralına, büyük ihtimalle de Perslere tutsak düşen zenginliği dillere destan olmuş "Kroisos"a ait olduğu düşünülmektedir.
Bu denli önemli mezar anıtları olmasına karşın geniş bir alana yayılan tarım arazileri içindeki Bintepeler Lidya tümülüsleri gözden ırak olması nedeniyle son yıllarda definecilerin kaçak kazılarına daha sık maruz kalmaya başlamış. Bintepeler Lidya tümülüslerininin Sardes Antik Kenti ile birlikte UNESCO Dünya Mirası kalıcı listesine alınmasının Bintepeler'e dadanan iş makinalı bu defineci tahribatına karşı daha etkin korunma tedbirlerinin alınmasına vesile olmasını dileriz diyorum.
UNESCO Dünya Miras Listesi Türkiye'nin listedeki alanlarının sayısı 22 oldu.
Bu da turizmde 2025 yılında olan güzel şeylerden biri.
