İster düşünce, ister dini inancı, isterse de etnik kimliği nedeniyle haksızlığa uğradıkları iddiasında bulunanlar, kendilerini öteki olarak hissedenler, ”Biz” olmanın yolunu şiddette arayanlar,

Ve mağdur olduklarını söyleyenlerin davasında hiç bir payı olmayan masumları mağdur ederek terörizme hizmet edenlerin, faaliyetlerini ‘amasız ve fakatsız, hedefli ve gerekli ‘her koşulda ve konumda Reddetmeliyiz!

Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yürürlükte olan 37013. sayılı Terörle Mücadele Kanununun içerisinde terörizmin tanımına göre;

“Baskı, cebir, şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biri ile anayasa da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini,  siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak ve yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir”.

Günümüz iletişim çağının motor gücünü büyük bir güç olan medya oluşturmaktadır.

Gazete, dergi, radyo, sinema, telefon, İnternet gibi medya unsurları kısa sürede insanlara ulaşır, akıllara yüzlerce, binlerce mesajı bırakarak duygu ve düşüncelerine hükmeder ve sadece uyku dışında her anını meşgul eder.

Medyayı bir terör aracı olarak kullanmak isteyen terör örgütleri kamuoyunca tanınmak, dikkat çekmek, korku yaratmak, gündemde kalmak, toplumda bir güç olarak kabul edilmek ve faaliyetlerine meşru bir zemin yaratma çabasına girebilirler.

Medya ise haber verme, kamuoyunu doğru ve çabuk bilgilendirme çabasındadır.

Bu çabaların sonucunda ise karşılıklı bir bağımlılık ilişkisine zemin sağlanmamalıdır.

Medya, terör örgütlerinin eylemlerini propagandalarını özellikle sorgulama ve araştırma yapmayan insanlara duyurmaya ve onların dikkatini çekmeye çalışırken çok dikkat etmelidir.

İletişim özgürlüğü demek her yönüyle sınırsız, hesapsız ve kayıtsız bir özgürlük alanı değildir.

Demokratik ideallerin istismarı ve teknolojik imkânların artması ile kitle iletişim araçları terörün teşvik ve cesaret aracı haline getirilmemelidir!

Unutmayalım ki medya yolu ile yapılmak istenen şey insanlara “Nasıl” yerine “Ne” düşünmesi gerektiğini kabullendirmektir.

Maalesef,

Bu tekniğin galibi de terör odakları olmakta ve terör olayları medya sayesinde amacına ulaşmaktadır.