Bu yazımda sizlere adalet hususunda bilgiler ve de bağlantılı olarak düşüncelerimi belirtmek istiyorum. Bu ara futbol hakemlerimizin bahis oynama, bahis şirketlerine üyelik vs. ile ilgili yazılanlar, konuşulanlar almış başını gidiyor. Ben de haddimi bilerek, ilgili konularda da araştırma ve okumalar yaparak yazımı hazırladım.
Adalet, en genel tanımıyla, hak ve hukuka uygunluk, haklı ile haksızın ayrılması, herkese hak ettiğini verme ve eşitlik ilkesine uygun davranma anlamına gelir. Bireyler arası ilişkilerden devlet yönetimine kadar hayatın her alanında temel bir değerdir.
Adalet hakkında tarihin farklı dönemlerinde yaşamış düşünür, yazar ve önemli şahsiyetlerin dile getirdiği, günümüzde de geçerliliğini koruyan bazı veciz sözlerle, yazıma başlamak istedim...
 "Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet ise zalimdir." (Blaise Pascal)
 "Adalet topaldır, ağır yürür; fakat gideceği yere er geç varır." - Mirabeau
 "Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun." - Ulpianus (Söz, daha sonra farklı isimlerle de anılmıştır.)
 "Adalet, kainatın ruhudur." - Ömer Hayyam
 "İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır." - Victor Hugo
 "Adalet hissi insanlarda doğuştan mevcuttur." - Çiçero
 "Bir yerdeki haksızlık, adalet için her yerde tehlikedir." - Martin Luther King
 "Adaletin gecikmesi adaletsizliktir." - Walter Savage Landor
 "Kılıcın yapamadığını adalet yapar." - Kanuni Sultan Süleyman
Bu vecizeler, adaletin sadece bir hukuk ilkesi değil, aynı zamanda evrensel, ahlaki ve insani bir gereklilik olduğunu göstermektedir.
Türk-İslam kültür ve medeniyetinde adalet (adalet-i ilahi ve adalet-i idari) çok merkezi bir yere sahiptir ve birçok derin kavramla ifade edilmiştir.
İşte Türk-İslam kültüründen adalet kavramı ile yakından ilişkili önemli anahtar kavramlar;
1. Adl / Adalet (Temel Kavram)
• Anlamı: Sözlükte "eşitlik, denge, denklik, doğru olmak, hakka göre hüküm vermek" anlamlarına gelir. İslam düşüncesinde sadece hukuki eşitlik değil, aynı zamanda "her şeyi yerli yerine koymak" (düzen, nizam) ve ölçülü olmak (itidal) anlamına da gelir.
• Önemi: Adalet, Allah'ın (c.c.) esma-i hüsnasından (güzel isimlerinden) biridir (el-Adl). Bu, ilahi adaletin mutlak ve en üstün olduğunu gösterir.
2. Hak
• Anlamı: Adaletin temelini oluşturan, bir kişiye veya varlığa ait olan, hukukun ve ahlakın tanıdığı pay veya yetki.
• Önemi: Adalet, temelde hakkın teslim edilmesi demektir. İslam hukukunda "Allah hakkı" (kamu hukuku) ve "Kul hakkı" (bireysel haklar) ayrımı yapılır ve özellikle kul hakkına tecavüz, en büyük zulüm ve günahlardan biri sayılır.
3. İhsan
• Anlamı: Sözlükte "iyilik, lütuf, bağışlama" anlamına gelir. Adalet ile birlikte anıldığında, sadece hak ve eşitliğin sağlanmasıyla yetinmeyip, buna ek olarak iyilik ve güzellikle muamele etmek demektir.
• Önemi: Kur'an-ı Kerim'de adalet ve ihsan yan yana zikredilir: “Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya yardım etmeyi emreder...” (Nahl Suresi, 90. Ayet). Bu, İslam'ın adalet anlayışının salt mekanik bir eşitlikten öte, merhameti de içeren yüksek bir ahlakı hedeflediğini gösterir.
4.Kıst
Anlamı: "Adaletle hükmetmek, dürüstlük, payına düşeni tam ve adil bir şekilde vermek" demektir.
• Önemi: Kök anlamı terazi ve ölçü ile ilişkilidir. Özellikle ticarette, ölçü ve tartıda adaletin sağlanması (hakkaniyetli dağıtım) için kullanılır.
4.
5. Töre / Tüzlük (Geleneksel Türk Kavramı)
• Anlamı: Türk devlet geleneğinde yazılı olmayan anayasa niteliğindeki kurallar bütünü. Tüzlük, törenin değişmez prensiplerinden biri olup eşitlik ve adaleti ifade eder.
• Önemi: Adalet, İslam öncesi Türk devlet felsefesinde de "töre"nin en önemli direğidir. Kutadgu Bilig'de adaleti temsil eden kahraman Kün-Togdı hükümdar olarak tasvir edilir.
6. Zulüm
• Anlamı: Adaletin zıttı, haksızlık, eziyet ve bir şeyi ait olmadığı yere koymak.
• Önemi: İslam inancında zulüm kesinlikle yasaklanmıştır. Allah'ın kendisi de (hadis-i kudside) “Ben zulmü kendime haram kıldım.” buyurarak, zulmün her türlüsünden uzak durulmasını emretmiştir.
7. İtidal / Müsâvat
• İtidal: Denge ve ölçülülük anlamına gelir. Adaletin aynı zamanda kişinin kendi nefsinde de ölçülü olması, aşırılıktan kaçınması gerektiğini ifade eder.
• Müsâvat: Eşitlik anlamına gelir. İnsanların temel hak ve hukuku bakımından eşit kabul edilmesini ifade eder.
______________
Bu kavramlar, sadece hukuki metinlerde değil, aynı zamanda mimariden (cami ve saray yapılarındaki denge), edebiyattan (Siyasetnâmeler, Kutadgu Bilig) ve devlet yönetiminden (Osmanlı'daki Adaletnâmeler) oluşan köklü bir medeniyetin temelini oluşturur.
Türk-İslam düşüncesinde adaletin en temel prensibini ifade eden ünlü söz:
"Adalet mülkün (devletin) temelidir."
Kurumlarda adil rekabet (veya serbest rekabet), sadece ekonomik bir terim olmanın ötesinde, bir pazarın ve genel olarak bir toplumun sağlığı için hayati öneme sahiptir. Kurumlar, bu ortamda tüketiciler ve tedarikçiler de dahil olmak üzere tüm paydaşlar için çeşitli faydalar yaratır.
İşte kurumlarda adil rekabetin neden önemli olduğuna dair temel nedenler;
1. Tüketici Refahını ve Tercihini Artırır
• Daha İyi Kalite ve Düşük Fiyat: Adil rekabet, şirketleri ayakta kalmak ve pazar paylarını artırmak için sürekli olarak daha düşük maliyetle daha kaliteli ürünler üretmeye zorlar. Bu durum, doğrudan tüketiciye fiyat avantajı ve ürün çeşitliliği olarak yansır.
• Seçim Özgürlüğü: Rekabetin engellenmediği piyasalarda tüketicinin önüne daha fazla seçenek çıkar. Tüketici, kendi ihtiyaçlarına en uygun olanı seçerek başarısız teşebbüsleri cezalandırır, başarılıları ise ödüllendirir.
2. İnovasyon ve Teknolojik Gelişmeyi Teşvik Eder
• Yenilikçi Olma Zorunluluğu: Rakiplerinin bir adım önünde olmak isteyen kurumlar, mevcut ürünlerini geliştirmek, yeni teknolojiler üretmek ve süreçlerini optimize etmek zorundadırlar. Adil rekabet, ataleti (tembelliği) engeller.
• Verimlilik Artışı: Şirketler, rekabet baskısıyla kaynaklarını en verimli şekilde kullanmaya odaklanır. Bu, genel ekonomik verimliliği yükseltir.
3. Kaynakların Optimal Dağılımını Sağlar
• Ekonomik Verimlilik: Adil rekabet, kaynakların (emek, sermaye, hammadde) toplum için en çok değeri üreten firmalara ve sektörlere akmasını sağlar. Böylece ekonomik büyüme ve kalkınma desteklenir.
• Giriş Engellerini Azaltır: Yeni ve dinamik şirketlerin pazara girişini kolaylaştırır, böylece oligopol veya tekel oluşumunu önleyerek piyasayı sürekli canlı tutar.
4. Şeffaflığı ve Güveni Artırır
• Dürüstlük ve Şeffaflık: Adil rekabet kuralları, fiyat sabitleme, pazar bölüşümü veya gizli anlaşmalar gibi kartel davranışlarını yasaklar. Bu yasaklar, ticari hayatta fırsat eşitliği ve dürüstlüğü korur.
• Hukukun Üstünlüğü: Rekabet hukuku, bir nevi "ekonomi anayasası" işlevi görerek piyasalarda keyfiliğin değil, kuralların geçerli olmasını sağlar. Bu da yatırımcı ve tüketicinin piyasaya olan güvenini artırır.
5. Kurumların Uzun Süreli Başarısını Güvence Altına Alır
• Sürdürülebilir Rekabet Avantajı: Tekel pozisyonu geçici avantajlar sağlasa da, uzun vadede kurumlar sadece adil rekabet ortamında gerçek verimliliğe dayalı sürdürülebilir bir rekabet avantajı geliştirebilirler. Bu, küresel rekabet gücünü de artırır.
Özetle: Adil rekabet, kurumları iyi olmaktan en iyi olmaya zorlayan ve bu sürecin faydasını en nihayetinde tüm topluma ve özellikle tüketiciye ulaştıran temel bir piyasa mekanizmasıdır.
Adil rekabeti bozan uygulamaların en önemlileri kartellerdir veya tekel konumunun kötüye kullanılmasıdır.Bu son derece hassas ve önemli bir konudur.
Hakemlerin bahis meselesine karışması, futbol gibi adil rekabete dayalı bir spor dalının temelini sarsar.
Bu durumun futbolumuzdaki adil rekabete etkileri ile ulusal ve evrensel hukuki sonuçlarına dair kapsamlı bir değerlendirme yapalım...
Hakemlerin (maçın en kritik karar mercilerinin) bahis oynaması, futbol müsabakalarındaki adil rekabet ilkesini fiilen ortadan kaldırır ve sistemde derin bir güven krizi yaratır.
A. Sportif ve Ahlaki Etkileri
1. Tarafsızlığın Kaybı: Hakemlik mesleğinin temelini oluşturan tarafsızlık ve dürüstlük ilkesi tamamen zedelenir. Hakem, verdiği kararların (faul, kart, penaltı, ofsayt) bahis kuponu üzerindeki potansiyel etkisini düşünmek zorunda kalabilir.
2. Maç Sonuçlarının Şaibeli Hale Gelmesi: Hakemlerin bahis oynadığı maçlarda alınan sonuçların sportif bütünlüğü tartışmaya açılır. Takımlar, teknik heyetler ve oyuncular, gösterdikleri emeğin tarafsız bir kararla değerlendirildiğine dair inançlarını kaybederler.
3. Tüketici (Taraftar) Güveninin Kaybı: Futbolun en büyük varlığı taraftarlardır. Taraftarların, izledikleri müsabakaların sonucunun sahada değil, bahis masasından belirlendiği şüphesine düşmesi, futbola olan toplumsal ilgiyi ve inancı yok eder.
4. Ekonomik Haksızlık: Adil olmayan kararlar nedeniyle kulüplerin yaşadığı puan kayıpları veya kazançları, ligdeki sıralamayı, Avrupa kupalarına katılım hakkını, yayın gelirlerini ve dolayısıyla mali rekabet gücünü doğrudan etkiler.
Hakemlerin bahis oynaması, sadece bir etik ihlal değil, ulusal ve uluslararası spor hukukunu, hatta genel ceza hukukunu ilgilendiren ağır bir ihlaldir.
B. Ulusal Hukuki Sonuçlar (TFF Disiplin ve Ceza Hukuku)
1. Disiplin Hukuku Boyutu (TFF Talimatları)
• Yasaklanmış Faaliyet: TFF Futbol Disiplin Talimatı'nın 57. Maddesi uyarınca, futbol ailesi içindeki kişilerin futbol müsabakaları ve/veya futbolla ilgili herhangi bir aktivite üzerine doğrudan veya dolaylı bahis oynaması kesinlikle yasaktır.
• Olası Cezalar:
o Bahis Oynama: Aksine hareket edenler, genellikle 3 aydan 1 yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır.
o Kendi Maçına Etki: Eğer hakem kendi yönettiği maça bahis oynayıp sonucu etkileme kastıyla hareket ettiyse, bu durum şike/teşvik primi suçunu oluşturur. Bu, genellikle süresiz/ömür boyu hak mahrumiyeti ve lisans iptali ile sonuçlanır.
o Organizasyon ve Talimatlar: Soruşturma sonucuna göre, hakemlik lisanslarının tamamen iptali, klasman düşürme gibi idari cezalar uygulanır.
2. Ceza Hukuku Boyutu (6222 Sayılı Kanun)
• Şike Suçu: Hakemlerin, müsabakanın sonucunu etkilemek amacıyla bahis oynamaları, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun (6222 Sayılı Kanun) kapsamındaki şike suçunu oluşturabilir.
• Dolandırıcılık/Güveni Kötüye Kullanma: Hakemin bahis oynama eylemi, görevi kötüye kullanma veya organize bir suç yapısı içinde yer alıyorsa, genel ceza kanunları kapsamında yargılanmaları söz konusu olabilir.
C. Evrensel Hukuki Sonuçlar (FIFA/UEFA)
1. FIFA/UEFA Etik ve Disiplin Kuralları
• Sıfır Tolerans: FIFA ve UEFA'nın etik kuralları, tüm futbol paydaşlarına (hakemler dahil) futbol müsabakalarıyla ilgili bahis oynamayı kesinlikle yasaklar ve bu konuda sıfır tolerans uygular.
• Müdahale Yetkisi: TFF'nin bu hakemlere ceza vermemesi veya verilen cezaların yetersiz bulunması durumunda, FIFA/UEFA olaya müdahil olabilir:
o Kokart İptali: FIFA kokartlı hakemlerin kokartları uluslararası kuruluşlarca geri alınabilir.
o Federasyon Yaptırımı: FIFA, ulusal federasyonun (TFF) kuralları uygulamadaki yetersizliği nedeniyle soruşturma başlatabilir ve federasyona dahi yaptırım uygulayabilir.
2. Uluslararası Emsaller
• Küresel Etki: Uluslararası örneklerde (örneğin 2005'teki Alman Hoyzer Skandalı veya Portekiz'deki Apito Final davası), bahis skandallarına karışan hakemler futboldan ömür boyu men edilmiş ve dolandırıcılık/suç örgütü üyeliği gibi nedenlerle hapis cezası almışlardır. Bu durum, olayın uluslararası düzeyde organize suç kategorisinde ele alındığını gösterir.
Bu kapsamlı durum, Türk futbolunun yeniden adil rekabet ve güven zeminine oturabilmesi için şeffaf, kararlı ve emsal teşkil edecek hukuki adımların atılmasını gerektirmektedir.
Bekleyelim görelim...
 
             
             
             
             
             
         
         
         
         
         
         
             
             
             
             
             
             
             
            