Gün dayanışma günü...

Muazzam bir milletimiz ve ülkemiz var, birlikten kuvvet doğurduk.

Herkes imkanı çerçevesinde destek oldu, gönüllü oldu, umudun, birliğin bir parçası oldu.

Bu millet,

Milli birlik ve beraberlik şemsiyesine sığınan  sorumluları da bir yere yazdı..

Önce yaralarımızı saralım, çadırlarımızı kuralım, açlarımızı doyuralım, kadınlarımızı ve çocukları bölgeden daha güvenli bir yaşam alanına gönderelim,  öksüz ve yetimlere sıcak bir yuva bulalım, cenazelerimizi kefenleyelim,hastaĺiklara ve hijyene dikkat çekelim, yağmaya ve toprak satmaya izin vermeyelim o bereketli topraklarda "Aman  Ha dış  tehditlere karşı uyanık olalım," siyasetimizi ise sonra  daha da güçlü yapalım.

 Ve sonra da hesabını soralım,

"Neden bu kadar canımız gitti" diye...

Deprem içimizdeki çürük fay hatlarını da kırdı ve yıktı.

“Ay benim psikolojim kaldırmıyor” diyorsanız, kapatın televizyonu.

Şarlatanları, safsataları değil, kariyer peşinde koşmayan bilim insanlarımızı değerli hocalarımızı dinleyin.

Unutmayın bu felaket bir kader değil, ihmal ve plansızlıktır.  

Habercileri, basını, iletişimi de enkaz altında bırakmayın!!

Engellemeyin, sansürlemeyin..

Unutmayalım ki, iletişim kaynağıyla da bir sürü can kurtarıldı.

Gönüllülerimizin, arama kurtarma ekiplerimizin önünü açın  ve lütfen rahat bırakın.

Sel gibi yardımları iyi dağıtın koordine edin, yerine ulaştırın

Bencil ihtiraslarla, yanlışlarla bedelini yine  vatandaşa ödetmeyin!

Halkı, potansiyel depremzede olarak görmeyin.

Toplum esaslı tedbirler alın,

Çözümün bir parçası yapın yani  depremle bilinçlendirin, enkaza hazırlamayın.

Evler ve binalar 1 yılda yeniden yapılır ama ölen canlar bir daha gelmez bilin,

Yıkımın sorumluları sadece siyasiler değil, bireylerdir bunu da bilin,

Siyasiler ise algıları değil, krizi  afeti bari iyi yönetin.

Vatandaşın battaniyeye değil, devletin sıcak eline ihtiyacı var bunu da

Unutmayın!