Yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı. Zaman geçtikçe Kuşadası’nda CHP adayı Ömer Günel gerek yaptığı çalışmalar ile gerekse projeleri ile AKP adayı Fuat Akdoğan’ı geride bırakıyor. Ömer Günel uzun zamandır halkın içinde yaptığı seçim çalışmaları ile seçimden seçime ortalarda görünen rakibine göre avantajlı görünüyor. Son anketlere göre Ömer Günel’in oy oranı %60’ın üzerine çıkacak gibi görünüyor. Üstelik kararsız seçmen sayısı %3’lere gerilemişken.

Projeler düzeyinde de durum farklı değil, Ömer Günel’in projeleri daha rasyonel ve yapılabilir ölçülerde. AKP adayının projeleri ise daha çok kopyala yapıştır hazırlanmışa benziyor. Bu şartlarda Ömer Günel’in seçimi rahatlıkla alması şimdiden göründüğü gibi normal bir olay olacak.

Ömer Günel; “Güçlü Bir Kuşadası, güzel bir Gelecek” sloganı ile Kuşadası için yapılacak çok şey olduğuna ve bunları yapacağı yönünde mesajlar veriyor. Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile yapacağı güç birliği ve oluşturacakları uyumlu çalışma ortamı ile sinerji yaratıp hizmetlerin daha hızlı geleceğini savunuyor. Özlem Çerçioğlu’da her fırsatta bu sinerjiyi Ömer Günel ile sağlayacaklarını söylüyor. Ömer Günel iyi bir ekip kurmuş ve halkın her kesiminin sesi olabilecek bir belediye meclis listesi oluşturmuş. Bu liste ile sadece beş yıl değil, en az üç dört dönem bu işi başarı ile götürebileceğini gösteriyor.

AKP adayı Fuat Akdoğan ise kullandığı afiş ve broşürlerde AKP adını ve parti amblemini kullanmaktan sakınıyor. Sanırım 2009 yılında AKP’den istifa ettiği aklına geliyor. O dönemde kendisinin AKP üst düzey yönetimi ile arasının iyi olmadığı biliniyor. Bu durum 2007 yılında Kuşadası’nda yapılan bir açılışta dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un yanında göremediği Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan için; "O bir melek yüzlü şeytan. Ona dikkat edin," demesi sorunun ne derece ciddi olduğunu gösteriyordu.

Elbette eski Bakan Atilla Koç’un deyimi ile “Melek Yüzlü Şeytan” tabir edilen Fuat Akdoğan’ın belediye başkanlığı dönemindeki tek hatası bu değildi. Gerek vergi borçları yüzünden, gerek usulsüzlüklerden, gerekse askerlik sorunları nedeniyle önemli sıkıntılar yaşadı. Bu sıkıntıları bilgi çağında internetten ve basından kolaylıkla öğrenebilirsiniz.

Afişlerde parti ismi ve logosunu kullanmamasının bir diğer nedeni olarak ise seçmen karşısında partiler üstü bir imaj çizmek istediği fikri yatıyor. Gerçi daha önceleri çok defa parti değiştirmesi, son dönemlerde aday olabilmek için farklı partiler ile görüşmesi bu fikri güçlendiriyor. AKP’den aday olduğu için kendine karşı oluşan tavrı bu şekilde ortadan kaldırmak istiyor. Sebebi ne olursa olsun bir siyasi partinin adayı olarak seçime giriyorsan o partinin adını ve amblemini kullanmaktan gocunmayacaksın. Eğer seçime girdiğin partiyi kendine yakın görmüyorsan aslanlar gibi çıkıp seçime bağımsız olarak gireceksin. Yok, o kadar değil diyorsan, her ne sebeple olursa olsun sana kucak açan partinin adayı gibi davranacaksın.

Ömer Günel ardı arkasına projelerini açıklıyor. Kuşadası için ayrı, Davutlar için ayrı, Güzelçamlı için ayrı proje tanıtımları düzenliyor. Bu projeler ile Kuşadası’nın kısa zamanda eski günlerine döndürmeyi, halkın sorunlarına en kısa zamanda neşter vurmayı hedefliyor. Seçimde kendisine oy verecek olanların da vermeyecek olanların da bu projeleri desteklemesi gerekir. Yoksa yarın çok geç olabilir.

“Redde Caesari quae sunt Caesaris, et quae sunt Dei Deo...” (Sezar’ın hakkı Sezar’a)

İncil’den bir alıntı (Matta 22: 15-22):

(15) Bunun üzerine Ferisiler çıkıp gittiler. İsa'yı, kendi söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla bir düzen kurdular. (16) Hirodes yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri İsa'ya gelip, «Öğretmenimiz» dediler, «senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın. (17) Peki ne dersin, söyle bize, Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi?»

(18) İsa onların kötü niyetlerini bildiğinden, «Ey ikiyüzlüler!» dedi. «Beni neden sınıyorsunuz? (19) Vergi ödemekte kullandığınız parayı gösterin bana!» O'na bir dinar getirdiler. (20) İsa onlara, «Bu resim, bu yazı kimin?» diye sordu.

(21) «Sezar'ın» dediler.

O zaman İsa onlara, «Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin» dedi.

(22) Bu sözleri duyunca şaştılar, İsa'yı bırakıp gittiler.

Kıssadan Hisse.

Herkes hak ettiğini yaşar.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!