Anne babaların en kıymetlileridir çocuklar. En güzel duygulardan biri olmakla birlikte hiç de kolay değildir bir çocuğu büyütmek. Sonsuz sevgi, özveri ve emek ister. Birçok ebeveynden ve özellikle anne danışanlarımdan duyduğum bir söylem var. “Biliyorum İrem hanım, bağırmamam ve kızmamam lazım. Ama her yöntemi deniyorum bazen yine de beni dinlemiyor. O zaman bağırmak zorunda kalıyorum. Bazen istemeden hırpalıyorum. Son zamanlarda daha da ileri gidip belki dinler diye sevgimle ya da gitmekle tehdit ettiğimde oldu. İşin kötüsü hem sonuç değişmiyor hem de ben sakinleştiğimde geriye kocaman bir pişmanlık kalıyor.”

                Değerli anne babalar eğer sizde öfkenizi kontrol edemeyerek çocuğunuza bağırıyor, azarlıyor, bazen ceza verip sonradan pişman oluyorsanız öncelikle yalnız olmadığınızı belirtmem gerek. Zaman zaman sabırsız davranıp çocuğunuza sesinizi yükseltmeniz sizi elbette kötü bir ebeveyn yapmaz. Ama bu durum aynı zamanda sizinle ilgili bir problem olduğunun işaretidir. Çözüm aramazsanız uzun vadede çocuğunuza da olumsuz etkileri olacaktır. Peki daha sabırlı ebeveyn olmanın yolları neler, gelin birlikte bakalım.

1)Yorgun, uykusuz ve stresli olduğunuz zamanlarda çocuğunuza karşı enerjiniz de daha düşük olacaktır. Bu da normalde gülerek karşılayacağınız durumlarda bile toleransınızın düşmesine neden olur. Böyle zamanlarda çocuğunuzla birlikte AVM, market, kafe vb. zorlanabileceğiniz ortamlara girmeyin. Evde sakin etkinliklerle kalmayı tercih edin. Çok tükenmiş hissettiğiniz bir zamandaysanız kendinize bir kahve yaparken çocuğunuza da sevdiği bir çizgi filmi açın.

2)Yardım istemekten çekinmeyin. Çocuk büyütmek ciddi bir enerji, emek ve sabır ister. Bu noktada özellikle anneler çok zorlanır. Ev işi, çalışıyorsanız kendi işiniz, üstüne bir de çocuklar derken gerçekten tükenmiş olabilirsiniz. Yardımsız şekilde her şeye yetişebilmeniz çok zor. Mümkün olduğunca eşinizle iş birliği, sorumluluk paylaşımı yapın. Çevrenizde güvendiğiniz yakınlarınız varsa kendinize zaman ayırabilmek için çocuklarınızla ilgilenmelerini isteyebilirsiniz.

3)Durun, düşünün ve fark edin: Öfkenizin yükseldiğini hissettiğinizde ortamdan birkaç saniye uzaklaşın ve mola verin. Şu soruları mümkünse yazarak cevaplamaya çalışın. ” Ben şu an gerçekten 4 yaşındaki çocuğumun  (çocukça) davranışına mı kızdım, yoksa beni sinirlendiren başka şeyler mi var? Hayatta olmak istediğim yerde miyim? Beni huzursuz eden, enerjimi düşüren ne var ? Eşime ya da arkadaşıma mi kızgınım? Gerçekleştiremediğim hayallerim mi var ?”  Bu sorulara cevap verirken aslında öfkenizin sebebinin çocuğunuz olmadığını fark edebilirsiniz. Sakinleştikten sonra çocuğunuzun yaşına uygun şekilde sağlıklı iletişim kurun.

4)Kendinize zaman ayırın: Hem hobileriniz hem de kişisel bakımınız için kendinize zaman ayırın. Çocuklarla, evle ilgilenirken ne zamanı diyebilirsiniz. Ama bu durum biraz sizin elinizde. Çocuğunuz uyanmadan yarım saat önce uyanarak güne hazırlanabilir ya da gün içinde eşinizden yardım isteyerek kendinize kısa bir zaman yaratabilirsiniz. Sevdiğiniz bir alanda haftada bir iki saat kursa gitmeniz, haftada bir iki kez çocuğunuzu bırakıp arkadaşlarınızla görüşmeniz, kendinize kitap okuyacak zaman yaratmanız sizi daha kötü bir ebeveyn yapmaz. Aksine siz ne kadar iyi olursanız, enerjiniz dolayısıyla çocuğunuzla ilişkinizde o kadar iyi olacaktır.

5) Duruma çocuğunuzun bakış açısından bakın: 2 dakika lavaboya gitmek için oğlunuzu yalnız bırakmıştınız ki dönünce müthiş bir tabloyla karşılaştınız. Kek yapmak için masa üzerinde hazırladığınız malzemelerin bir kısmı yerde bir kısmı masada birazı da kek kalıbı içinde! Üstelik misafirinizin gelmesine de az kaldı. Şimdi kızsanız haklı değil misiniz yani? Gerçekten de zor bir durum kabul edelim. Burada ilk seçenek çocuğunuza kızıp azarlayıp içeri göndermek olabilir. Öyle ya işleri berbat etti. Peki birde 5 yaşındaki oğlunuza sorsak. Size sürpriz yapmak istemiş olabilir. Belki de size ne kadar büyüdüğünü göstermek istemiştir.  Durumu geri alamayacağına göre birlikte temizleyip bir sonraki sefere malzemelere izinsiz dokunmaması gerektiğini anlatabilirsiniz. Ardından yeni bir kek yapabilir ya da hazır bir kek alıp durumu misafire gülümseten bir anı olarak anlatabilirsiniz.

6)Mükemmel ebeveynlik yoktur kabul edin: Mükemmel anne baba ya da mükemmel çocuk yoktur kabul edin. Her zaman elinizden gelenin en iyisini yaparsınız sadece. Çocuğunuzu yetiştirirken dış çevreden ve kendi mizacından da etkilenerek bir kişilik geliştireceğini unutmayın.

7)Çocuğun gelişim dönemleri hakkında bilgi sahibi olun: Çocukların gelişim basamakları ve yaşanabilecek krizler hakkında ön bilginiz olursa kriz anlarına daha hazırlıklı olursunuz. 

8)Kriz anına gelmeden önlem alın: Örneğin sabahları evden çıkışınız problemli oluyorsa ve sıklıkla işe 10 dakika geç kalıyorsanız kapıya daha erken gelin. Ayakkabısını giymesi uzun zaman alıyorsa onu kapıya daha erken gönderin. Sabah kıyafet seçimi bir problemse geceden hazırlamayı deneyin.

9)Bazen ne yaparsanız yapın olmaz: Özellikle küçük yaştaki çocukların gelişimsel krizlerinde öfke nöbetleri, ağlama krizleri vb. durumlar olabilir. Bildiğiniz, okuduğunuz hiçbir yöntemin bunun önüne geçemediği zamanlar olabilir. Böyle zamanlarda onun bir çocuk olduğunu, bunun geçici bir durum olduğunu unutmayın. Sakin kalın, durumu en pratik şekilde toparlamaya çalışın ve güne devam edin.

10)Gerektiğinde özür dileyin: Ne kadar dikkat etseniz de çocuğunuza sesinizi yükselttiğiniz sabırsız davrandığınız anlar olabilir. Sakinleştikten hemen sonra çocuğunuzdan sesinizi yükselttiğiniz için özür dileyin. Hangi davranışına kızdığınızı, neden bugün daha sinirli olduğunuzu ve aslında onu her zamanki gibi çok sevdiğinizi anlatın.

İyi haftalar

Uzm. Psk. İrem Aydınlar