Ukrayna işgaline karşı alınan yaptırımlar karşısında bir kısım insanlar; iktidar yanlıları, marksist gruplar ve PKK adına konuşan birilerinden feryat sesleri yükseliyor ve kimileri de "utangaç utangaç" yeryüzünün değişik coğrafyalarında ve zamanlarında yapılmayan, eksik bırakılan tavırlar ve çifte standartlar üzerinden eleştiri getiriyor.

Hangi siyasi ekolün nasıl tavır alacaklarını elbette kendileri bilir…

Biz onlara yol gösterecek değiliz.

Ama iktidar tarafından alınacak kararlarla, ülkenin tamamı, bugünü ve geleceği risk altına alınamaz.

Ukrayna'nın işgaline karşı ülkemizin iktidarı, emperyalist emeller güden Putin'e açık veya örtülü destek vermemeli, bütünlük içinde tavır almalıdır.

Bir taraftan "NATO ne yapacaksa yapsın!" denilirken, diğer taraftan hangi sıfatla, kim tarafından gönderildiği bilinmeyen Doğu Perinçek ve Ethem Sancak kimdir ve kim adına Rusya'ya giderek üyesi bulunduğumuz kurum hakkında ülkemizi sıkıntıya sokacak açıklamalar yapıyor?

Bu kişilerin ülkeyi istiskal etmesine kim izin veriyor?

Ülkemizin diplomatları, siyasetçileri ne işle meşgul Allah aşkına?

Perinçek ve Sancak bu gücü nereden alıyor, kim adına konuşuyorlar?

Yaptırımlara muhatap Rusya'nın ablukasını delmek için mi oraya gittiler?

Kim gönderdi onları oraya?

Bu işlerin şakası olmaz.

Bu saçmalıkların açıklaması yapılmalı ve hesabı sorulmalı, ülkemizi hiç kimse zan altına sokmamalıdır.

Rusya'nın Ukrayna işgaline karşı yaptırım kararları ve uygulanan politikalara karşı geçmiş hatırlatması yapan iktidar taraftarlarına soruyorum.

İktidar Doğu Türkistan'da yapılan zulme karşı çıkıyor mu? Hayır!

Neden zulme karşı çıkmadığını biliyor musunuz? Hayır!

Erdoğan değil miydi?

ABD'nin isteği üzerine, Irak'ın işgali için 2023'te 1 Mart tezkeresi hazırlayarak meclise gönderen, 70 bin ABD askerinin gerektiğinde topraklarımızda konuşlanmasını, komşu Irak'ta operasyon yapmasını isteyen.

Yine, Erdoğan değil miydi, Mavi Marmara gemisinde sivilleri öldüren İsrail'in yaptıklarının karşılığında tazminat karşılığı dosyayı kapatan ve İsrail ile yapılan hiçbir anlaşmayı askıya almayan.

Bunları hatırlamakta fayda var.

Hatırlayın da Ukrayna işgaline karşı alınan kararlarda topu taca atmayın!

Adam gibi ülkemize yakışan yapılsın!

Utangaç utangaç, lafı ağzınızda evirip çevirmeden ne diyecekseniz onu deyin!

Deyin ki, "Biz Putin'i destekliyoruz!

Putin haklıdır, çünkü Ukrayna NATO'ya girmek, Avrupa'yla kader birliği yapmak isteyerek Putin'i rahatsız etmiştir.

Ukrayna'nın buna hakkı yoktur!" deyin!

"Batının; ABD, AB, İngiltere ve diğer demokratik ülkelerin Ukrayna'ya sahip çıkmasından rahatsız oluyoruz deyin!"

Boşuna, "Efendim bu Batı, yeryüzünün diğer coğrafyalarında, Orta Doğu'da, Suriye'de, Balkanlarda, Kafkaslarda, Afrika'da, Asya'da yapılan zulümlerde neden bu kadar etkin rol almadı?" diyerek bilgi kirliliği yapmayın!

Bütün bunlar yapılırken sessiz kalınmasının arkasında; art niyet, düşmanlık veya dengecilik aramayın!

Hadi aradınız ve haklısınız diyelim!

Peki, bütün bu zulümler işlenirken biz ülke ne yapıyorduk?

Yeryüzünün diğer coğrafyalarında zulüm görenlere gıda, giyecek yardımı yapmanın ötesinde ne yaptık?

Yukarıda verdiğim Doğu Türkistan ve İsrail'i lütfen hatırlayın!

Şimdi dünyanın birçok ülkesi, işgalci zorbayı durdurmak için çaba sarf ederken, yaptırım kararları alırken, eski defterleri açmakla neyi murad ediyorsunuz?

Niçin Putin'e "Çık oradan, yaptığın yanlış" diye yüreklice itiraz etmiyor, yaptırımlar konusunda kararlı değilsiniz?

Sakın yanlış anlaşılmasın!

"Rus halkına düşmanlık yapılsın, düşmanca tavırlar içine girelim, hatta Putin'in yaptıkları üzerinden Ruslara, Rus edebiyatına düşmanlık gösterip ırkçılık yapılsın, ülke dışında okuyan Rus öğrencilerin okullardan kayıtları silinsin" demiyorum.

Zira batıda böyle saçmalıklar yapıldığına dair haberler dolaşıyor ortalıkta.

Dediğim gayet açık.

Putin, emperyalist emellerinde, işgalci politikalarında yalnızlaştırılmalıdır.

Rus halkı da, Putin'in tutumuna karşı sesini daha çok yükseltmelidir.

Korkmayın!

Paramızın değer kaybı sebebiyle ülkemiz bu kadar ucuz olduktan sonra Rus turistlerin tercihi değişmez, turizm için yine bizim ülkemizi tercih ederler.

Yeter ki, Ruslara değil, işgalci Putin'e karşı çıkılsın!

Ayrıca kadim değerlerimize sahip çıkmak adına insanlığın ürettiği evrensel değerleri sırf batılılar üretti diye karşı çıkılmaz.

Hz. Muhammed değil miydi, "İlim Müslümanın yitiğidir, nerede bulursa almalıdır!" diyen.

Bilgi evrenseldir ve insanlığın ortak malıdır.

Bırakalım gereksiz Batı düşmanlığı ve romantik Doğu hayranlığını.

Haklı olan sözünü söyleme gücünü her platformda söyleme kudretine sahiptir.

Batı, ikiyüzlü davrandığında, haklı olmaktan aldığımız güçle yanlışlarını yüzlerine söyleme hakkımızı kullanalım.

Ve bırakalım "Doğu Batı" ayrımcılığını.

Yeryüzü bütündür ve insanlığın ortak mekânıdır.

Bu mekânda birlikte yaşama arzumuz; müzakere, diplomasi, ahlak ve illaki hukukla oluşturulmalıdır.

Düşmanlık üzerinden değil.

Selam(barış) bizim şiarımızdır, dinimizin adıdır.

Doğu da Batı da Allah'ındır.

İnsanlığın ortak malıdır.

Ne Doğu pir-u pak, ne de Batı karanlık.