Yeni bir Dünya düzeninin içindeyiz.

Dünyanın her yerinde insanların yaşam değerleri ve siyasal arzuları çok ciddi bir şekilde değişiyor ve dönüşüyor.

Türkiye için de durum böyle.

Şöyle ki;

Ekonomi ve siyasi kaynakların dağılımında ki adaletsizlikler, eşitsizlikler ve belirsizlikler yüzünden her geçen gün artan işsizlik yoksulluk ve mutsuzluk da artmaya devam ediyor.

Bir yandan ülkede yaşayan insanlar ekonomik güvencesizliğe bir çözüm ararken diğer yandan da haysiyet, hakkaniyet, adalet ve özgürlüğe sarılmış refahı ve huzuru arzu ediyorlar.

Geleceğimizi gıda, giyim, barınma gibi temel ihtiyaçlarımız, sağlık, iş, gelir, refah, güvenlik ve küresel ısınma gibi sorunlarımız belirleyecektir.

Tüm bu sorunlarımız  bu alemde büyük bir gerilim yaratmaktadır, bu gerilimde siyaseti dönüştürmeye ve refahı yeniden adil bir şekilde dağıtma talebini ortaya çıkarmaktadır.

Öyleyse gelecekteki siyasetten ne bekliyoruz?

Yaşanabilir bir ülkede demokratik bir gelecek için demokratik bir “ŞİMDİ” yi inşa etmek için ne bekleniyor.

Bugünü açıklarken yarını kaçırmamak gerektiğini, gelecek hayallerimizi kurarken ki heyecanımızı yitirmememiz gerektiğini  birileri anlıyor mu?

Ayrıca, aldığımız kararların, seçtiğimiz yolların geleceğimizi belirlemede ne kadar kritik bir rol oynadığını herkes de biliyor mu?

Siyasal gerçekliklere göre ülkelerin refahı ve esenliği , halkın onur ve şerefi o topraklarda yaşayan halkın iradesine ve tercihine bağlıdır.

Bir ülkenin hatalı yönetiminden kaynaklanan ciddi krizler olabilirken bazen de akıllı  yönetiminden kaynaklı iyi gelişmeler de olabilir.

Önemli olan yöneticilerin ve yönetilenlerin bundan bir ders çıkarması, payına düşeni almasıdır. Yani “Düşünce yeteneğini” kaybetmemesidir.

Özetle şunu söyleyebiliriz;

Ülkenin zenginliği ya da fakirliği, milletin ilerlemesi veya gerilemesi sadece yönetenlerin liyakatına ya da liyakatsizlığına bağlı değildir.

Yönetenler kahraman veya zalim olsunlar onlar yaşadığı toprakların, kültürünün birer aynasıdır.

Yani kendi milletinin birer kopyasıdır. Onların içinden gelmiştir bu yüzden de hep söylenen bir söz vardır;

“Her millet, layık olduğu yönetime ve yöneticilere sahip olur”

Şimdi şöyle bir düşünelim...

Yapıcı mıyız,Yoksa Yıkıcı mıyız ??