Eşik kelimesinin TDK'ya göre sözlük anlamı:

1-Kapı boşluğunun altına yapılan alçak basamak.

2-Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer.

3-Başlangıç yeri

4-Psikolojide bir tepkinin başlamasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta..

Ülkemiz kurtuluş savaşından beri Kıbrıs Barış Harekatını saymazsak savaşa girmemiş.

2.Dünya savaşına katılan ve hatta mağlup olan ülkelerin gelişmişlik düzeyi bizden kat kat fazla..

Buna rağmen, savaş isteyen milletler gibi savaş sanayisinde ürettiğimiz iki ürünle övünmeyi marifet sanıyoruz.

Kimse kusura bakmasın, çok partili hayata geçtiğimiz günden bugüne ülkemizi sağ iktidarlar yönetiyor ve bunun son yirmi yılı da mevcut iktidara ait.

Gelişmişlik düzeyinde neredeyiz?

G20 diye bilinen gelişmiş ülkeler arasındaki sıralamada 2002 yılında 17. sıradaydık ama şimdi ilk 20'de değiliz.

Yani geriledik.

Kişi başı milli gelirde durum ne?

İktidarın ilk on yılında 13.000 dolara kadar yükselmiştik.

Şimdi ise sanırım, 7.000 dolar civarında.

Yıllık, 7.000 dolar milli gelirin bölüşümü nasıl?

Çok adaletsiz, berbat durumda.

Çalışan nüfusumuzun %45'i asgari ücretli.

Asgari ücret ne kadar 4.250 tl.

Açlık sınırı ne? 5.000 tl.

Yani, ülkede çalışan nüfusun yaklaşık %55'inin milli gelirden aldıkları pay açlık sınırının altında.

Emeklinin durumu ise tam bir fecaat!

Yani milli geliri bile adil bölüştüremiyoruz..

Nüfusun %20'lik kesimini Portekiz düzeyinde milli gelirden pay alırken, yoksulluk yayılıyor ve aradaki uçurum her geçen gün açılıyor.

Zengin sayısı azalmasına rağmen milli gelirden aldıkları pay artıyor.

Fakirlerin sayısı çoğalırken gelirlerinin alım gücü azalıyor.

Ve Tarım bakanı açıklama yapıyor; ülkemizde "Yok yok, her türlü ürün var!" diyor.

Evet! ulaşımın bu kadar hızlı ve kolaylaştığı dönemde ürün bulma sorunu yaşamıyoruz.

Ama o ürünleri satın alacak gücümüz yok.

Bakan utanmadan bu gerçeği de saptırıyor.

Birçoğu besleme olan basın/yayın kuruluşları aracılığıyla toplumda algı oluşturmaya çalışıyor.

Dar gelirli insanlar olarak yaşadığımız sıkıntılar, sanki başka ülkede yaşanıyor.

Ve 20 yılın sonunda yeni, yerli tarım politikasına geçeceklerini de bu arada söylüyor.

Bu ihtiyacın farkına yeni varmış olacaklar ki, müjde mahiyetinde açıklama yapıyor.

Anlayacağınız ikinci Nebati'yle karşı karşıyayız.

Elde bu model(!) bakanlar kaldı sanırım.

Bu arada bazı iktidar mensupları da, yaşanan sıkıntıların sebebinin iktidar olmadığını büyük bir pişkinlik içinde söylüyor.

Zamları kim yapıyor sorusuna ise; 'aç gözlü maketçiler ve esnaflar' diyebiliyorlar.

Bir de yüksek enflasyon dünyanın her yerinde varmış.

Hatta o kadar zor durumdalarmış ki, market rafları boş, birçok ülkede sıkıntılar had safhadaymış.

Bize göre, iktidar mensuplarının yalan söylediği açık ama hadi söyledikleri doğru diyelim.

Bunları çözmek iktidarın görevi değil mi?

Allah aşkına, iktidar şikayet makamı mı?

Piyasaları düzenlemek iktidarın görevi değil mi?

Biz sorunların çözümünü muhalefetten mi bekleyeceğiz!?

Soruyorum!

Geçmiş başarılı günlerinizin iktidarınıza ve Reis'inize kazandırdığı itibarla ve söylediğiniz yalanlarla daha ne kadar idare edeceğinizi sanıyorsunuz.

Ürettiğiniz yalanlarla bu gidişi sürdürmeniz mümkün mü?

Artık anlayın 'deniz bitti, kara göründü.'

İHA, SİHA, birkaç helikopter, denizaltı üzerinden vereceğiniz 'gazla' beceriksizliklerinizi örtemez; yoksullaşma, gelir adaletsizliği, hukuksuzluk ve Türk lirasında yaşanan değer kaybından ötürü buharlaşan alım gücümüzü ve artan hayat pahalılığının üstünü örtemezsiniz.

Doğrusu her geçen gün güven erozyonu yaşıyorsunuz.

İnsanların büyük çoğunluğu yaptıklarınıza yeter artık! diyor

Önemli bir kesim ise, bizim egelilerin deyimiyle 'yetivesin gari' noktasında.

'Yetivesin gariciler' bu defteri kapatacak.

Bu gidişi durdurmanız mümkün değil.

Bu gerçeği sayın Bülent Arınç'ta görmüş olacak ki 'heyecanlı konuşmalarla bu sıkıntıyı alım gücü azalan insanlara anlatamayız' diyor.

Faşist devletler gibi savunma sanayinde ortaya koyduğunuz birkaç silahla (!) toplumu manipüle edemez, yaşattığınız hayat pahalılığı ve ortayan çıkan ve sebep olduğunuz yıkımı izah edemezsiniz.

Çünkü, tolumun büyük çoğunluğunda geçmiş başarılarla oluşturduğunuz eşik çoktan aşıldı ve güven kaybına uğradınız.

Söylediklerinizle yaptıklarınız arasında oluşan fark ile inandırıcılığınız kalmadı.

Artık size olan güven eşiği aşındı.

Görmek istemeseniz de bu böyle.

'Yaparsa Ak Parti yapar, Erdoğan yapar' iddianızı kendinizden ve beslediğiniz trollerden başka inanan yok.

Savunma sanayisinde attığınız küçük adımları büyüterek, sadece bir kısım İslamcıları, ideolojik Milliyetçileri ve Osmanlının parçalanmasından rahatsız olanlarla, o dönemlerin özlemini duyan seçmenlerin dışında inanan olmaz.

Onların varlığı da yaşadığınız aşınmayı telafi edecek yeterlilikte değil.