Önümüzdeki pazar yapılacak Aydın Ticaret Odası (AYTO) seçimlerinde oda mensupları mevcut başkan Hakan Ülken ya da altı dönemdir meclis üyeliği yapan Ömer Özkaya’yı başkan seçmeye hazırlanıyor.

Hangisi kazanırsa hayırlı olsun.

Böyle yerlere seçilecek başkanlar artık farklı olmak zorunda. Bir önder gibi bir şirket, holding yöneticisi bir CEO gibi hareket etmek durumundalar.

Sadece onlar değil büyükşehir, ilçe belediye başkanları, milletvekilleri, Valiler de öyle olmak mecburiyetinde.

Çünkü son kırk yıldır gerek iletişim teknolojisindeki gelişmeler gerek çoğu ülkeler arasında gümrük duvarlarının yıkılması hem ticaretin şeklini hem de kentlerin fonksiyonunu değiştirdi.

Önceleri rekabet ülkeler arasında iken bu gün o yarış artık kentler arasında yaşanıyor. Dünya kocaman bir çarşı oldu. Tanıtım artık en önemli sektör haline geldi.

Gerek ulusal gerekse uluslararası düzenlenen kent fuarlarının önemi eskiye kıyasla bir kat daha arttı.

İhracata ve ithalata dayalı ticaret belli merkezlerin işi olmaktan çıktı, ülkelerin bütün kentlerini içine alacak şekilde yaygınlaştı. İnternet aracılığıyla insanlar yeni bir ticaret şekliyle tanıştı.(e-ticaret)

Yereldeki ister siyasi ister STK olsun tepe yöneticileri gelinen noktada kendi alanlarında artık bir CEO gibi davranmak durumundalar.

Çünkü ölçeğin büyümesi hedef büyütmeyi de icabettirir.

Çoğu iller Dünya’yı iyi okuyan, ileri görüşlü yöneticileri sayesinde bu konuda hem gözünü açtı hem de dünyaya açıldı.

Bu hamleyi yapan şehirler epeyce mesafe aldılar.

Aydın ise dünyanın en verimli topraklarına, havasına, güneşine, denizine, çeşitli medeniyetlerin kültür mirasına sahip olmasına rağmen bu yarışta bu gün esamisi okunmuyor.

Deyim yerindeyse başka yerler atletizmin her dalında yarışıyor, biz ise yürümüyoruz, emekliyoruz.

Bu kent üzerinde söz söyleme hakkını kendinde bulan herkes Aydınlı olmasının yüklediği bir sorumlulukla bu gerçeği görmek ve üzerinde düşünmek, yeri geldiğinde de kendine düşeni yapmak zorunda.

Bu bir vatan borcudur.

Sakat bir anlayış olan “efe tek oynar” mantığını terk etme zamanı çoktan geldi, hatta geçti bile.

Ama zararın neresinden dönülürse kardır.

Aydın’ı yönetenler de partisi, ideolojisi ne olursa olsun içlerinde Aydın sevgisi olan kim varsa artık aynı dili konuşmak, ortak akılla hareket etmek zorunda.

Savaşın göbeğindeki Gaziantep’e bir bakın.

Son bir buçuk yıl içinde 600 milyon dolar değerinde 150 fabrika yapılmasının temelinde yatan neden bu ruhtur.

Gaziantep BŞB Başkanı Fatma Şahin bu yönüyle de örnek alınacak bir başkandır.

O hem Gaziantep’i tanıtmak hem de yapılan bu yatırımlara yenilerini kazandırmak için beraberinde bürokratları, ilçe belediye başkanları ve milletvekilleri olduğu halde Fransa’da Cannes kentinde gerçekleşen dünyanın önde gelen Gayrı Menkul Fuarı MIDIM’a geçtiğimiz günlerde çıkartma yaptı.

Çünkü MIDIM birçok iş adamının uğrak yeri. Antalya, Kepez’deki bir milyar dolarlık yatırımcıyı bu sayede buldu .(Vahap Munyar Hürriyet 18.03.2018).

Emsalleriyle kıyaslandığında bir arada bulunması zor, “3 T” diye adlandırılan kalkınmanın lokomotifi tarım, ticaret, turizm imkânları bir arada olan bir yerdir Aydın.

Adeta gizli hazine…

Dağında ve ovasında her mevsim türlü ürün, sebze ve meyve yetiştiği bir yerdir ama karşılığında dünya çapında marka bir ürünümüz yok.

Diğer iller ürettiklerine, el sanatlarına, mutfak malzemelerine coğrafi işaret tescil belgesi almak için büyük bir yarış içersindeler.

Aydın ise yıllardır ürettiği enginarın coğrafi işaret tescilini İzmir’e kaptırdı.

Menderes Nehri gibi eşsiz bir su kaynağımız var ama ne yazık ki, hiçbir arıtma işlemine tabi tutulmadan her bir pisliğin buraya boşalması sonucu bu gün için bir hastalık yuvasıdır.

Ne hazindir ki, ne siyasetçilerin ne de Aydın’ı yöneten bürokratların bu olay gündeminde…

Dünyaca marka değeri olan turizm beldesi Kuşadası ve Didim gibi iki turistik değere sahibiz ama Arapapıştı ile uğraşalım derken buralardaki üstünlüğü başkaları kaptı.

 

Dünya Miras Listesindeki Afrodisias gibi, Didim Balat’ta bulunan Beylikler döneminde ilk tek kubbeli, İsabey Camii gibi, Köşk Yavuzköy Şemsi Paşa Camii, Yenipazar Donduran Beyler Kulesi, Nazilli Arpaz Beyler Konağı gibi daha yüzlerce Antik, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemi tarihi eserlerimiz var.

Ama bu değerleri kendi insanımıza tanıtamamışız ki, yabancılara nasıl tanıtalım?

Böyle giderse herkes bilsin ki, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden eskiden Aydın’a çalışmaya gelenler gibi bunca zenginliğe rağmen Aydınlı torunlarının valizini alıp gurbete gitmelerini ya da Denizli-İzmir yolunda tost satmalarını kabullenmek zorunda kalacaktır.

Acı ama gerçek budur.

Temennim odur ki, AYTO ile birlikte bütün oda seçimleri ve 2019’daki yerel seçimler bu yönde bir uyanışa başlangıç olur.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA