İlçelerden yapılan kesintilerin asıl nedeni geri kalmış bölgeleri bütüncül bir bakışla kalkındırmaktır. Kırsalda yaşayanlara ulaşım imkânlarıyla kent merkezleriyle bağını kolaylaştırmak dolayısıyla da göçü engellemektir.

Yapılan bir araştırmada Aydın, Muğla ve Denizli’nin toplamda 49 ilçesinin kalkınmışlık ve sosyoekonomik düzeylerinin karşılaştırılmasında Efeler 6.olurken Karpuzlu’nun da son sırada yer aldığı görülüyor.(Aydınpost,24,04,2024)

Araştırmada ilçe halkının insani gelişmişlik endeksi, kişi başına gelir, işsizlik oranı, eğitim düzeyi ve ilçelerin alt yapı hizmetleri ölçü alınmış. İlk bakışta görünen o ki, Aydın’ın ilçeleri arasında sosyoekonomik ve kalkınmışlık açısından bir uçurum var.

Sıraları yakın olan Bozdoğan, Koçarlı, Karacasu, Sultanhisar Köşk ve Yenipazar’ın da geri kalmışlıkta ve sosyoekonomik yönden Karpuzlu’dan pek geri kalır yanı yok.

Tesadüf mü, elbette değil. Tam on yıldır, Aydın’da uygulanan sistemin büyükşehir olmadığını, kasaba mantığı olduğunu anlatmaktan dilimizde tüy, kalemimizde mürekkep bitti.

En Doğu’da girişi Buharkent’ten en Batı’da çıkışı Kuşadası’na kadar hangi ilde 50’nin üzerinde trafik lambası var, Allah aşkına? Sürücüler  ışıklarda geçirdikleri zamandan illallah diyor.

“Bizim görevimiz onlar değil sosyal belediyeciliktir” diyenlere yanıtı Bekir Ağırdır versin:

“Bu günün Türkiye’sinde yerel yönetimlerin görevi yerel hizmet üretmek midir?

Sadece çöp toplamak, sadece yoksullara süt dağıtmak ya da evlerine sağlık elemenı, doktor yollamak veya çocuklara kreş açmaktan mı ibarettir?

Bu yoksullukla mücadelede, yerel yönetimlerin sorumlulukları yok mudur ya da olmayacak mıdır? Yerel yönetimler sadece Ankara’nın güdümünde mi kalacaklar?

Yerel yönetimlerin kentin geleceğine ilişkin ekonomik bir stratejisi olması gerekmiyor mu? (...)

Dolayısıyla yerel yönetimlerin çöp toplamak ve kaldırım döşemenin de ötesinde toplumsal, siyasi veya ekonomik başka fonksiyonlarının da olması lazım değil mi?”.(Hikayesini Arayan Gelecek, s.106)

Gelinen noktada görevlerinin sosyal belediyecilikten, çöp toplamaktan ve kaldırım taşı döşemekten ibaret sanılan kasaba zihniyeti geride kalalı hayli zaman oldu.

Rekabetçi kentlerin başlangıcı internetin insanların hayatına girdiği 1990’lı yıllardı. O tarihten bu yana ehliyetli, liyakatli ve ileri görüşlü başkanların yönettiği kentler Aydın’a kıyasla hayli mesafe aldı.

Toplumsal algı yüksekliği sahibine kazandırmaktan başka maalesef bir kentin kalkınmasına bir katkısı olmaz, olmadığı da zaten Aydın’da görüldü. Yapılan araştırma da bu gerçeği doğruluyor zaten.

Aydın’ın şanssızlığı kalkınması için mücadele edecek insanların partilerine hâkim olan kifayetsiz muhterisler tarafından birer etkisiz eleman konumuna getirilmesidir.

O nedenle günümüzde hangi belediye başkanı ve meclisi o fonksiyonu yerine getirecek? O vizyona sahip bir başkan ve meclisi Aydın’da bulmak mümkün mü?

AK Parti niye üç dönemdir aday bulamıyor?

Bir ili bütüncül bir zihniyetle kalkındıracak yönetim düzeni ne kadar ekmek, o kadar köfte anlayışının bir ürünü partizanlıkla kurulamaz,

Seçildiği gün “parti rozetimizi çıkardık, hedefimiz hep birlikte bize oy versin vermesin bütün Ankaralıya hizmet etmektir”,diyen Mansur Yavaş zihniyetini Aydın’da bulmak ne mümkün?

6360 sayılı Büyükşehir Yasası niye çıkarılmıştı, kanunun ruhu neydi, anlamak farz edelim ki, uygulayanların işine gelmedi, Aydın yerelde muhalefetten uygulamanın eksikliğini ya da yanlışlığını dile getiren bir Allah’ın kulu çıktı mı?

İlçe belediyelerinin tahsisatlarından yüzde 40’nın BŞB’sine aktarılmasının, yasa ile BŞB’lerinin yarı otonom bir devlete dönüştürülmesinden amaç neydi, üzerinde kafa yoran da olmadı.

İlçelerden yapılan kesintilerin asıl nedeni geri kalmış bölgeleri bütüncül bir bakışla kalkındırmaktır. Kırsalda yaşayanların ulaşım imkânlarıyla merkezle olan bağını kolaylaştırmak dolayısıyla da göçü engellemektir.

BŞB’lerin bir varlık nedeni de devletin diğer kurumlarıyla örnek Milli Eğitim, İl Tarım Müdürlükleriyle işbirliği sonucu açtıkları meslek kurslarla işsizleri iş sahibi yaparak evini,köyünü,mahallesini terk ettirmemektir.

Yasadaki üreticiye destekle amaçlanan insanların refah düzeylerini artırarak yerinde kalmalarını sağlamaktır. Seçim zamanı belli sayıda üreticiye üç, beş çuval gübre ya da yem çuvalı yardımı desteğinde bulunmak, mevsiminde birkaç ton portakal ya da patates satın alarak yoksul semtlerde dağıtmak değildir.

Ona ucuz yoldan hem de devletin kesesinden seçmen avcılığı yapmaktır, demek daha doğru bir tanım olur.

Bu tür yardımları BŞB olmadan da yapmanın önünde bir engel yoktu. İsteyen o zaman da yapıyordu. Kifayetsiz muhterislerin elinde bu imkân daha yaygınlaştı.

Fakat Aydın’a yakışmayan, herkesin isyan etmesi gereken geri kalmışlık ve sadaka toplumu manzarası da ortada...

Nurettin Topçu bu gibi hallerde toplumu tutsak eden lümpenliğe karşı bireylerin göstermesi gereken tepki ve silkinmeye “isyan ahlakı” adını verir.

BŞB kurduğu şirketlerin işleteceği örnek yem, gübre fabrikalarıyla üreticiye ucuz, yem, gübre desteğinde bulunmak, soğuk hava depolarında en azından piyasa koşullarında ürünlerini saklamalarına yardımcı olmaktır.

Bu görevleri yerine getirmek için de başkanların belediyeyi bir kalkınma ajansı mantığıyla yönetmesi gerekir.

Bu yönetim mantığının bir gereği işsizliği azaltmaya yönelik yatırım yapması için iç ve dış yatırımcıya gerekirse bazı kolaylıklar sağlayarak teşvik etmek yerel yönetimlerin sorumluluğundadır.

Üreticiye yapılan desteklerle marka ürünler çıkarılmasına çaba göstermek de öyle... Bölgede yetişen ürünlere pazar bulmak için fuarlar düzenlemek, başka yerde kurulan fuarlara katılacak olanlara maddi destek vermektir.

Bekir Ağırdır’ın da dediği gibi 6360 sayılı yasanın ruhuna uygun olarak yerel yönetimler bölgenin kalkınmasına ve refahın artırılmasına önderlik etmekle mükelleftirler.

Sonuç olarak herkes iyi bilmeli ki, asıl sosyal belediyecilik yardım kolisi dağıtmak değildir, yoksula  iş ve çalışma imkanı sağlayarak yardıma muhtaçlıktan kurtarmaktır.

Yoksa her ilçenin mukadder akıbeti, aradan fazla zaman geçmez, Karpuzlu gibi olur.

AK Parti yenilense de Aydın’da pek bir şey değişmez Makale: AK Parti yenilense de Aydın’da pek bir şey değişmez