Bütün dünyayı etkisi altına alan içinden geçtiğimiz salgın günlerini gerek etki alanı gerek can kaybı açısından Üçüncü Dünya Savaşı olarak görenlerin sayısı az değil.

Bu tür felaketleri en az zararla en kolay atlatmanın ilk şartı devletin yansız ve şeffaf yaklaşımıyla millete güven vermesi ikincisi de milletin aynı güvenle mukabelesidir.

O nedenle bu gibi durumlarda olağanüstü durum geçinceye, yangın söndürülene kadar güveni sarsacak siyasi polemiklere, çekişmelere bir süreliğine ara verilir.

Zira siyaset insanın hayatı, özgürlüğü, mutluluğu, yaşam kalitesi ve bunların korunması ve yükseltilmesi için yapılır.

Söz konusu insan hayatı ise hiç kimsenin çocuğunun, annesinin, babasının velhasıl yakını olmasa dahi bir insanın hayatı siyasi rekabetten daha az değerli değildir.

Bu felsefenin temeli de Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e o meşhur “ey oğul! İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” öğüdüdür. İşte bu salgın günlerinde kaymakamın organizesiyle Yenipazar’da belediye başkanı, bürokratı ve mahalle muhtarlarıyla hep birlikte aynı ruhla insanı yaşatmaya yönelik yürütülen hizmetten söz etmek istiyorum.

Kaymakam Bekir Yalçın genç yaşına rağmen hem yetenekli hem liyakat sahibi hem de teşkilatçı bir yönetici.

Yaptığı organizeyle belediye, emniyet, kamu görevlileri ve bütün muhtarlarla halkın takdirini kazanan planlı, düzenli diğer ilçelere de model olacak bir imece örneği ortaya koydu.

Mahalle camileri din görevlileri, kamu kurumlarındaki güvenlikçiler ve azalar muhtarla birlikte mahallerde birlikte çalışıyorlar.65 yaş üstü kartlıların maaşlarını muhtarlar çekiyor.

Kartı olmayanların paralarını ise istemeleri halinde kaymakamlığın görevlendirdiği mutemetler çekiyor.

Muhtar ve azalara müracaatlarda erzak ihtiyacı olanlar WhatsApp üzerinden kaymakamlığa bildiriliyor, belediyeyle ilgili istekler de belediye başkanlığına iletiliyor.

Hizmetler sadece tekelden muhtarlar eliyle yürütülmüyor emniyet güçlerinden meydana gelen vefa destek timleri de sahadalar.

Yaklaşık 300 paket gıda dağıttıklarını söyleyen Kaymakam Bekir Yalçın’a; Sosyal Dayanışma Vakfına kayıtlı olmayan, mesela pidecide ya da parkta çalışırken işsiz kalanlara nasıl el uzatıyorsunuz, dedim.

“Başvurulara imkânlar elverdiği ölçüde çözüm üretiyor, eli boş döndürmüyoruz”, dedi.

Yardımcı kurumların başında da Kızılay geliyor, Sosyal Dayanışma Vakfından yardıma şartları uymayan 60 kişinin derdine çözüm Kızılay’ın kapısı çalınmakla bulunmuş.

Tedbir amaçlı çalışmalar bunlarla da sınırlı değil.

Muhtarlar dışarıdan gelenleri emniyete ve kaymakamlığa bildirmesiyle birlikte karantina süreci başlıyor.

Ayrıca tarlasına sürmek ya da ekim, dikim için gidecek olanların jandarma, emniyetten imzalı muhtarlıklardan traktörün plakası, gidilecek mevki gibi bilgiler bulunan bir belge almaları zorunlu.

Diğer bir tedbir amaçlı kural da cenazeleri ancak maskeli yakın akrabalarının defnetmesi, sonrası yapılacak toprak mevlidi gibi cemiyetlere de getirilen kısıtlamadır.

Kaymakam Bekir Yalçın bu çalışmaları karşılığında “biz görevimizi yapıyoruz, devletimiz de bu günler için vardır,” demekle yetiniyor.

Belediyeye düşense pazaryerini pandemi kurallarına göre düzenlemek, maske dağıtmak, giriş çıkış kapılarını belirlemek ve dezenfektan hizmeti vermektir.

İlave olarak büyükşehrin de katkılarıyla ilaçlama yapmak ve imkânları ölçüsünde vatandaşın isteklerini yerine getirmek.

Başkan Yüsran Erden “yaşça genç olmasına rağmen bilgi ve birikim seviyesi yüksek kaymakamımız Bekir Yalçın’ın organizesiyle belediye, muhtarlarımız ve diğer görevli hemşerilerimiz bu yangından Yenipazar’ı korumak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz”,diyor.

Yenipazar’da herkes yapılan hizmetten memnun ve mutlu emeği geçenlere teşekkür ediyor.

****

Milli Eğitim Müdürü Seyfullah Okumuş, plazma vermeye hazır olduğunu söyledi

Korona testi pozitif çıkan Milli Eğitim Müdürü Seyfullah Okumuş hastalığı atlattı ve şimdi de evinde karantina süresini dolduruyor.

Kendisine ve mesai arkadaşlarına bir kez daha geçmiş olsun, diyoruz.

Görüştüğümüz Seyfullah Okumuş plazma vermeye hazır olduğunu da söyledi.

İyileşmesinde ve çevresine yayılmamasında birkaç faktör rol oynamış, görünüyor. İlki yaşının genç olması ve salgını tetikleyecek alkol ve sigara gibi alışkanlıklarının olmayışıdır.

İkincisi de bina içi ve dışının üç günde bir dezenfekte edilmesidir.

Ancak virüsü kimden kaptığı henüz belli değil. Yakın mesai arkadaşlarından ve aile bireylerinden test sonucu pozitif çıkan da yok.

Bir yerlere dokunmakla kapmış da olabilir. Eğer şahıstan geçme ise o bulunmadığına göre birilerine bulaştırmaya devam ediyor, demektir.

Ancak filyasyon ekiplerinin çalışmaları (iz sürme, takip) devam ediyor.

Seyfullah Okumuş’u yakından tanıyan kime sorsanız düşüncesi hakkında cevabı “ılımlıdır” olur.

O nedenle onun İmamoğlu hakkında yaptığı paylaşıma ben de dahil bir hayli şaşıranlar oldu.

Konuşmuşken bunu sormamak olmazdı.

Dediği “Doktorlar dinlenmem için telefondan biraz uzak durmamı tavsiye ettiler. Ben de telefonumu üniversite öğrencisi oğluma emanet etmiştim.

Bu paylaşımda bulunan benim o oğlum. Bir arkadaşımın uyarısı üzerine sildim ama maalesef izi devam ediyor.

Benim sosyal medya hesaplarımı bir bütün olarak inceleyenler görecektir ki, ben o taraklarda bezi olan biri değilim. Her şeyden önce ben siyasetçi değilim, bürokratım.

Ama ne var ki, paylaşım benim hesabım üzerinden yapılmıştır, üzgünüm, kamuoyundan özür diliyorum” dedi.

Elçiye zeval olmaz… Bizden iletmesi… Takdir ise kamuoyunun.