Altılı Masa'nın paydaşlarından İYİ Parti'nin Genel Başkanı sayın Akşener'e doğrudan aday olup olmak isteyip istemediği bir yıl önce kendisine soruldu ve cevabı "Hayır" olmuştu.

Bu gerçek ve tarafları orada duruyor.

Bir başka gerçek Kılıçdaroğlu'nun adı geçen belediye başkanlarını aday yapmayacağını çok önceden beyan etmiş olmasıydı.

Buna rağmen sayın Akşener'in Yavaş veya İmamoğlu diretmesi ne kadar siyasi ve ahlakidir.

Millet ittifakı olarak ortak aday oldukları için mi?

Akşener onların CHP adayı olduğunu pekala biliyordu.

Bu sebeple ortağı da olsa bir başka partinin içişlerine karışması doğru değildir.

Akşener masayı eleştirirken de niyetinin değişmediğini ortaya koymuştur.

Kendisi bunun dışında bir aday veya yöntem de önermedi.

Oysa 2018 gibi kendilerininde aday çıkarma opsiyonunu dile getirebilir, aday üzerinde anlaşma sağlanamazsa aday çıkarabileceklerini ifade edebilirdi.

O ve partisi böyle bir opsiyonda istemedi.

Tek aday, ilk turda kazanma formülünü hep kendisi dillendirdi ve masada olan arkadaşını üstü örtülü ve bazende alenen "Siz kazanamazsınız" tezini dile getirdiler.

Bu yaklaşımda ahlaki değildir.

İYİ Parti ve Akşener masada bulunan ve seçmen sosyolojisinin sağını temsilen elde ettiği güçle CHP ve Kılıçdaroğlu'nu "Tahkir etme, aşağılama" hakkını kendilerine hak olarak görüyorlar.

Ve sanırım bunun CHP'nin içişlerine doğrudan müdahale anlamı taşıdığını biliyorlardır.

Bütün bunlara baktığımızda;demek ki masaya "Kılıçdaroğlu olmasın" dayatmasını yapan ve orada bulunan iradeyi ipotek altına almak isteyen tek kişi var o da sayın Akşener.

Akşener'in süreç içinde yaptığı konuşmalara balkıldığında çelişkiler ve çaresizlikleri görülecektir

Şimdi ne olacak?

Aday yapmak istediği başkanlar bu isteği veya çağrısına olumsuz cevap verdiler.

Bundan sonra ne yapacaklarını hep birlikte göreceğiz.

Ya aday çıkarırlar, ya da aday çıkarmayarak seçmenlerini serbest bırakarak zorlu süreçleri yönetme ve yol gösterici irade ortaya koymaya muktedir olamayacaklarını göstermiş olurlar.

Haliyle bugün bu riski almayanlar "Tarih yazamazlar" ama "Tarih" olabilirler.

Türkiye'nin demokrasi, hukuk devleti, gelir adaleti, bürokraside liyakat, keyfiliğe son verme, evrensel standartlarda devlet mimarisi kurma mücadelesinin neresinde duracaklar, altında imzalarının bulunduğu, komisyonlarda arkafaşlarının emeği olan ortak metinler ve politikalar hakkında ne yapacaklar göreceğiz.

Bize göre İYİ Parti ve üst yönetimi hitap ettiği seçmen kitlesinin beklentilerini yönetmekte aciz kalmış, popülerlik üzerinden siyasi alanını genişletmek istemektedir.

Bu erken bulunabilir ama, bu tarihten itibaren Akşener'in liderliği partisinde sorgulanacaktır.

Bekleyip göreceğiz.

Sükunet...sükunet...sükunet