Ölüm gibi duygu yoğunluğu yüklü olaylarda sorun olsa bile tarafların karşılıklı iyi niyet ve anlayışla,ortak bir noktada buluşmaları, en verimli şekilde çözmeleri beklenir.
Çoğunuz bilirsiniz ama camilerde, mezarlık girişlerinde üzerine tabutun konduğu, göbek boyunda dikdörtgen yapılara musalla taşı dendiğini bir kez de biz hatırlatmış olalım.
Olay şu:14 Ekimde yapılan Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında CHP grubu verdiği bir önerge ile bu güne kadar ilçe belediyeleri tarafından yürütülmekte olan cenaze defin ve ilaçlama işlemlerinin bundan böyle Büyükşehir Belediyesi’nin yapmasını isterler..
Gerekçe İlçe Belediyelerinin maddi yetersizlikleri...
Özetle sonuç: Yapılan görüşmelerde AK Partili Söke, İncirliova Karpuzlu, Köşk, Sultanhisar, Yenipazar, Buharkent belediye başkanları ve meclis üyeleri önerge aleyhinde diğer CHP’li belediye başkanları ve meclis üyeleri ise önerge lehinde oy kullandılar.
Böylece konu BB’nin 14 Kasım birleşiminde karara bağlanmak üzere komisyona havale edildi.
Ardından BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu Yeni Asır Gazetesi’nde yayınlanan bir demecinde “biz vatandaşın naşını ortada bırakacak değiliz,”dedi. Aynı zamanda BŞB Meclisi’nde CHP’nin sözcülüğünü de yapan Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin de cevabında “biz vatandaşın naşını ortada bırakmadık,”dedi.
Karşılıklı bu restleşmeler AK Partili Özlem Çerçioğlu ile CHP arasında olayı siyasi çekişme haline getirdi. AK Partili ilçe belediyeleri “defin işlerini biz yaparız,” derken CHP’li ilçe belediyeleri ise BŞB’nin yapması taraftarı...
Pekiyi gerek ilaçlamanın gerek defin işlemlerinin yasal sorumlusu büyükşehir Belediyeleri mi, ilçe belediyeleri mi?
5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’na göre belirtilen konularda büyükşehirlere düşen görev:
Mezarlık alanlarını tespit etmek, mezarlıklar tesis etmek, işletmek, işlettirmek, defin ile ilgili hizmetleri yürütmek...
İlçe belediyelerine düşense:
Defin ile ilgili işlemleri yürütmek.
Yasaya göre hem büyükşehrin hem ilçe belediyelerinin sorumlulukta ortak oldukları “defin ile ilgili işlemleri yürütmek” maddesidir.
Fakat Aydın Büyükşehir Belediyesi uygulamanın yürürlüğe girdiği 2014’te yapılan protokolle ilaçlama ve mezarlık alanlarını tespit ve mezarlık tesis etmek hariç defin ile ilgili işlemleri her hangi bir hak talep etmemeleri kaydıyla ilçelere devretti.
Önerge sahiplerinin iddiası: Gerek ilaçlama gerek defin ile ilgili işlemlerin ödeneklerini merkezi bütçeden büyükşehirler alıyorlar fakat biz ilçeler giderlerimizin karşılığını bu güne kadar protokolde yer alan maddeden dolayı büyükşehirden ne alabiliyoruz ne de talep edebiliyoruz.
Havzayı içerdiği için bilhassa ilaçlama az maliyetle olmuyor.
Hâlbuki gerek defin işlemleri gerek ilaçlama hizmetleri yasanın öngördüğü şekilde büyükşehirlerin görevidir. Örnek İzmir’de adı geçen görevler büyükşehir tarafından yürütülmektedir.
Uyuşmazlık konusu defin ile ilgili işlemler hakkında da:
Yapılan protokole uyulsun görüşündeki Aydın Büyükşehir ile yasa ne emrediyorsa o yapılsın diyen önerge sahiplerinin savunmalarının özeti budur. Ancak değerlendirme aşamasında ilaçlamayı ayırmak gerekir.
Çünkü defin işlemenin hem kültürel hem de dini açıdan farklı bir özelliği vardır.
Bizim kültürümüzde milliyeti, dini, kimliği ve cinsiyeti ne olursa olsun cenazeye saygı için ayağa kalkılır. Cenaze evine mahalleli bir hafta yemek taşır, uzaktan, yakından tanıdıklar cenaze sahiplerinin acılarını paylaşırlar.
Ölüm gibi duygu yoğunluğu yüklü olaylarda sorun olsa bile tarafların karşılıklı iyi niyet ve anlayışla, ortak bir noktada buluşmaları, en verimli şekilde çözmeleri beklenir.
Bu hassasiyetle olgun politikacı varsa bir problem siyaset konusu yapmaktan kaçınır. Bilir ki,her kim aksini yapar istismarla, defin üzerinden siyaset üretmeye yeltenirse bu yaptığı toplumda karşılık bulmadığı gibi ayıplanır.
Aydın’da da taraflar bu bilinçle hareket etselerdi karşılıklı suçlamalarla bu denli ciddi defin işleri polemik konusu yapılmazdı.
Burada asıl sorun insanları birleştiren yegane gerçek ölümün istismar edilerek değersizleştirilmesi dahası kutuplaşmada siyasi hırslara alet edilmesidir.
Soru şudur: Velev ki, BŞB hakları olan parayı merkezi bütçeden aldığı halde ilçelere transfer etmedi acaba önerge sahibi CHP’li belediye başkanları ve meclis üyeleri ileri sürdükleri mağduriyetlerini Özlem Çerçioğlu parti değiştirmeseydi gündeme getirirler miydi?
İstismar edecek başka konu mu kalmadı?
Sonuç olarak demem o ki, Aydın’da siyasetin kalitesi musalla taşına kadar düştü vesselam...