Karar vermek üst düzey bilişsel bir faaliyet olmakla birlikte insanı insan yapan en önemli yeteneklerden biridir. Hepimiz biliriz ki, küçük ya da büyük aldığımız her kararla bir sonraki adımımız ve dolayısıyla geleceğimiz şekillenir.

Kararsızlık durumunu en basit haliyle bir hedefe ulaşma yolundaki seçenekler arasından seçim yapamamak olarak tanımlayabiliriz. Eş, iş seçimi ya da şehir değişikliği gibi önemli kararlar alırken belirli bir süre düşünmemiz, kendimize zaman tanımamız normaldir. Ancak kıyafet, yemek ya da film seçimi gibi günlük konularda da aynı kararsızlığı yasayıp seçim yapmakta zorlanıyorsak bu konu üzerinde durmamız gerektiğine dair bir işaret olarak düşünebiliriz.

Kararsızlık neden kötüdür?

Zihin karar veremediği konularda harekete geçemezken, arka planda dönüp duran zihinsel faaliyet işlevselliğimizi azaltır. Gün yavaşlar, zaman yapmak istediklerimize yetmez.  Karar veremezsek harekete de geçemeyiz.  Karar verme süresi uzadıkça verim azalır. Bu yüzden, en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir, denir ya zaten. Her konuda olduğu gibi ilk adım farkındalıktır. Bu aralar kararsızlık yaşadığınız konular var mı?  Sık kararsızlık yaşar mısınız? Önemli kararlar alırken nelere dikkat edersiniz? Bu soruları kendi içinizde cevaplayarak başlayabilirsiniz.

Bir de karar yorgunluğu var..

Karar yorgunluğu yaşayan kişilerin durumu sürekli kararsızlık yaşayan bireylerden biraz farklı. Normalde çok kararsızlık yaşamayan kişiler olsanız da sabah uyandığınız andan itibaren aldığınız önemli kararların ve seçeneklerin fazlalığı bir süre sonra kişiyi zihinsel olarak yormaya başlıyor. Var olan kapasite önemsiz seçenekler arasında tükenebiliyor. Zihinsel tükenmişlikle beraber karar yorgunluğu da ortaya çıkıyor.

Kararsızlığın sebepleri nelerdir?

Kişilerin kararsızlık yaşaması altında yatan nedenlere bakıldığında çocukluk dönemindeki ebeveyn tutumlarının önemli etkisi olduğu görülür.  Karar verme özgürlüğü verilmeyen, sorumluluk bilinci kazanamamış çocuk yetişkinlik dönemine geldiğinde elbette ki hata yapmaktan ve risk almaktan korkacak kararların getireceği sorumluluktan kaçmaya çalışacaktır.  Hata yapmaktansa hiçbir şey yapmayayım yaklaşımıyla yaşamını sürdürecek ya da başkalarının aldığı kararlar ile hayatına sorumluluk almadan devam edecektir.

Konfor alanından çıkmaktan korkma, risk almaktan çekinme bir diğer kararsızlık sebebidir. Çünkü her karar beraberinde bazı riskler de getirecektir. Bir şeye karar vermek aynı zamanda diğer seçenekten vazgeçmek anlamına da gelir. Konfor alanından çıkmak istemeyen ve belirsizlikten korkan bireyler karar verme sürelerini uzatarak sıklıkla önemli fırsatları kaçırırlar.

Özgüvenin düşük olması, suçlu hissetmekten korkma da bir diğer kararsızlık nedeni olarak düşünülebilir. Varlığımı ortaya koyarsam sevilmem düşüncesindeki birey kendisine seçenek sunulduğunda sıklıkla fark etmez diyecek ve başkalarının kararlarına daha çok önem verecektir. Bu fark etmez yaklaşımında, kişinin kendini yeterince tanımaması da bir etkendir.

Sebebi her ne olursa olsun kararsızlığımızın altında yatan nedenleri belirleyerek bu konu üzerinde çalışmak yaşam kalitemizi yükseltecektir.

Doğru kararlar verebilmek için öneriler..

1)Kendinize zaman tanıyın: Bir karar verirken hızlı hareket etmek dürtüsel davranarak sonradan pişman olacağımız kararlar almamıza neden olabilir. Bu hızlı kararları genellikle duygu yoğunluğunda veririz ama o duygu dengelenip de rasyonel düşünmeye geçildiğinde pişmanlık görülme ihtimali yüksektir. Diğer taraftan uzun süre düşünmek de verimi azaltırken fırsat kaçırmaya neden olabilir. Bu nedenle önem derecesine göre karar vermemiz gereken konuya uygun bir zaman ayırmak bu süreci bilinçli farkındalıkla yönetmek önemlidir.

2)Karar vermemiz gereken konu netleştikten sonra yeterince bilgi toplamak: Önemli bir karar vermemiz gerekiyorsa öznel yargılara varmadan önce o konu hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumuzdan emin olmalıyız. Bilgi toplarken başkalarının bu konudaki görüşlerini de alabiliriz. Ancak bu doğrudan başkasının fikrini benimsemek anlamına gelmemelidir. Verdiğimiz her karar bizim sorumluluğumuzdadır.

3)10/10/10 tekniğini kullanmak:  İş dünyası hakkında önemli yayınları bulunan Suzy Welch tarafından geliştirilen 10/10/10 tekniğinde, Suzy Welch karar vermeden önce herkesin kendine şu üç soruyu sormasını istiyor “Bu kararı verdikten 10 dakika sonra ne hissedeceğim, 10 ay sonra ne hissedeceğim ve 10 yıl sonra ne hissedeceğim?” . Bu soruları yazarak çalışmak ise önemli kararlara gerçekten ışık tutuyor.

4)Kar zarar analizi yapmak: Önemli bir karar vermeden önce o kararın artılarını ve eksilerini mümkünse yazarak görmek ve kar zarar analizi yapmak da doğru karar verebilme yolunda önemli bir adımdır.

5)Kendinize sorun: Sizinle tamamen aynı düşünce yapısına sahip ve aynı kararsızlığı yaşayan biri size bu konuda danışsaydı ona ne derdiniz?

Verdiğiniz kararın sizin için anlamı ne? Bu kararı hangi motivasyonla verdiniz? Gerçekten ihtiyacınızı karşılaması için mi yoksa sırf birileri öyle daha iyi olacağını düşündüğü için mi?

6)Aklınız ve kalbiniz el ele mi?: Bazı kararları vermeye çalışırken kendimizi “aklım başka söylüyor, kalbim başka” noktasında buluruz. Önemli bir kararı duygulardan bağımsız vermek kocaman bir keşke;  tamamen duygularla bir karar almak da yüksek ihtimalle bir pişmanlıkla geri dönecektir. Bu gibi durumlarda ikisini bir araya getirebilecek bir karar almaya çalışmak ve diğer tekniklerden de yararlanmak önemlidir.

7)Karar verme yorgunluğunun önüne geçmek: Burada esas olan zihni rahatlatacak şekilde yükünü azaltmaktır. Günü önceden planlamak, seçenekleri azaltmak, odaklanmayı engelleyen faktörleri önceden ortamdan kaldırmak, planlı ve adım adım ilerlemek gibi düzenlemelerle karar verme yorgunluğunun önüne geçebilirsiniz.

Tanıdığınız bazı ünlü kişileri düşünün sizce sürekli aynı renk tshirt giymelerinin nedeni sevdikleri tarz olması mı yoksa kıyafet seçimi gibi önemsiz bir konuda seçenekleri tamamen sınırlayarak karar verme kapasitesini daha önemli konulara ayırmak olabilir mi?

Son olarak..

Aldığınız herhangi bir karar hayatınızın son kararı değil unutmayın. Düşünerek alacağınız her karar sizi harekete geçireceği için kararsızlıktan daha iyidir. Diğer taraftan yüzde yüz doğru karar diye bir seçeneğin de olmadığını bilmelisiniz. Her karar beraberinde risk getirirken diğer taraftan yeni bir seçim içinde yol gösterici olacaktır.

Kararsız kaldığınız alanları belirleyerek üzerine çalışabildiğiniz bir hafta dileğiyle.

İyi haftalar.