Güne enerjik başlasanız bile gün ortasında zihinsel anlamda tükendiğinizi hissettiğiniz oluyor mu? Ya da birkaç önemli görüşmenin ardından bir cümle daha kuramayacak, bir mail daha atamayacak gibi hissettiğiniz zamanlar?  Kolaylıkla yapabileceğiniz işlerde son zamanlarda basit hatalar yapıyor ya da eskisi kadar odaklanamıyor musunuz? Belki de aynı anda birden fazla iş yapmanıza rağmen işler bir türlü yetişmiyor hatta daha da uzun zaman alıyordur.

Nereden mi biliyorum? Son zamanlarda ben dahil birçok kişide gözlemlediğim bir durum bu. Eğer benzer durumları yaşıyorsanız, siz de bilişsel olarak aşırı yüklenmiş olabilirsiniz. Gelin şimdi, aşırı bilişsel yüklenme nedir, sonuçları nelerdir ve nasıl çözebiliriz, birlikte ele alalım.

Aşırı Bilişsel Yüklenme (Cognitive Overload) ve Sonuçları Nelerdir?

Aşırı bilişsel yüklenme, en basit haliyle, beynimizi kapasitesinden fazla çalışmaya zorladığımızda yaşadığı yorgunluk durumudur. İşleyebileceğinden daha fazla bilgi, görev veya kararla karşı karşıya kalan beyin, kapasitesi aşıldığında bilgiyi sağlıklı şekilde işleyemez. Bunun sonucunda dikkat, odaklanma, karar verme ve öğrenme süreçleri sekteye uğrar. Gündelik ya da önemli işlerde basit hatalar gözlemlenebilir. Yine zihin üzerindeki baskı kişinin stres ve kaygı seviyesini artırır. Kişilerin çalışma verimi ve bağlantılı olarak yaşam kalitesinde düşme görülür.

Özellikle yoğun çalışma temposu, sürekli bildirimler ve bilgi bombardımanı altında kalan kişilerde sıkça görülür. Günümüz şartlarında çalışanlar, öğrenciler, ebeveynler ve sürekli çoklu görev yapan bireyler—özetle hemen herkes—bu durumla karşı karşıya kalabilir.

Aşırı Bilişsel Yüklenmenin Nedenleri:


1)Teknolojiyle İlişki Şeklimiz: Teknolojinin sunduğu imkanları göz ardı edemeyiz; ancak sürekli olarak telefonumuzu kontrol etmek, ardı ardına gelen bildirimlerle bilgi bombardımanına tutulmak zihnimiz üzerinde ciddi bir baskı oluşturur. Sınırsız bilgiye maruz kaldığımızda, önemli olanı seçmekte zorlanır ve odağımızı kaybederiz. Diğer taraftan, teknoloji bağımlılığı ile gelişen sürekli bağlantıda olma ve ulaşılabilirlik durumu da zihinsel yükümüzü artırarak bilişsel yüklenmeye yol açabilir.

2)Aynı anda birden fazla iş yapma (Multitasking): Birden fazla işi aynı anda yapmak, zaman yönetimi açısından verimli gibi görünse de aslında tam tersi bir etki yaratır. Dikkatin bölünmesi, yapılan işlerin kalitesini düşürür ve hata yapma olasılığını artırır. Ayrıca, sürekli olarak bir görevden diğerine geçmek, stres seviyesini yükselterek problem çözme becerilerini zayıflatır. Örneğin, önemli bir toplantıyı dinlerken aynı anda telefona bakıp mesajlara cevap verdiğinizi düşünün. En iyi ihtimalle, toplantının içeriğini tam anlamazsınız. Ya da yemek yaparken çocuğunuzla ilgilenip aynı zamanda telefonla konuşuyorsanız, yemeğin yanması veya tuzunu unutmanız sadece bir zaman meselesidir.

3)Yetersiz dinlenme ve uyku hijyeninin olmaması: Zihnin tam kapasite çalışabilmesi için arada bir şarj olması gerekir. Kaliteli uyku, beynin gün içinde maruz kaldığı bilgiyi işlemesine ve kendini yenilemesine olanak tanır. Yetersiz dinlenme ise dikkat dağınıklığına, karar verme zorluklarına ve öğrenme süreçlerinin aksamasına neden olabilir.

4)Yoğun çalışma temposu: Sürekli artan iş yükü, aralıksız çalışma, gün boyunca birçok karar almak ve tüm bunlar olurken dinlenme süreleri yaratamamak, bilişsel yükü artıran önemli faktörlerdendir. Beyin, sürekli yüksek tempoda çalıştığında, odaklanma ve üretkenlik düşerken hata yapma oranı artar.

5)Stres ve duygusal yük: Stres, kaygı ve depresyon gibi duygusal faktörler, zihinsel kapasiteyi doğrudan olumsuz etkiler. Kişinin duygu durumundaki dengesizlikler, bilişsel yükü artırarak verimliliği düşürebilir. Sürekli stres altındaki bir zihin, odaklanmakta zorlanır ve en basit görevleri bile yorucu hale getirebilir.

Aşırı Bilişsel Yüklenmeyi Azaltmanın Yolları

Teknoloji Detoksu Yapmak: Gün içinde çevrimdışı olduğunuz zamanlar yaratmak, uygulama bildirimlerini kapatarak sosyal medyayı yalnızca belirlediğiniz saatlerde kullanmak, çalışırken telefonu kendinizden uzakta tutmak bilişsel yükünüzü hafifletebilir.

Fiziksel Aktivite ve Uyku Hijyenine Önem Vermek: "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözünü unutmadan, düzenli hareket etmeye ve yeterli uyku almaya özen göstermeliyiz. Fiziksel sağlık, zihinsel dayanıklılığı doğrudan etkiler.

Tek Görev Odaklı Çalışmak: Çoklu görev yapmanın olumsuz etkilerini fark ettiğimize göre, aynı anda yalnızca tek bir işe odaklanma alışkanlığı geliştirebiliriz. İşleri sırayla ve bilinçli bir şekilde yapmak, hem verimliliği artırır hem de zihinsel yorgunluğu azaltır.

Zaman Yönetimi Becerilerini Geliştirmek: Belirli işleri belirli zaman dilimlerine bölmek, büyük işleri küçük adımlara ayırmak ve öncelik listesi oluşturmak hem bilişsel yükü hem de stresi azaltır. Önceden planlama yapmak, daha verimli ve kontrollü hissetmenizi sağlar.

Düzenli Molalar Vermek ve Dinlenmeyi İhmal Etmemek: Bazen planlarımız dışında gelişen durumlar bilişsel yükümüzü artırabilir. Bu tamamen normaldir. Böyle zamanlarda yükümüzün farkına vararak bilinçli molalar vermek ve zihni dinlendirecek alanlar yaratmak, zihinsel sakinliği korumamıza yardımcı olur.

Sosyal Destek ve Paylaşım: "Yükümüzü paylaşmak, azaltmanın en iyi yollarından biridir." Yakın çevremizle konuşmak, destek almak veya iş bölümü yapmak da bilişsel yükü hafifletebilir. Bu, hem duygusal rahatlık sağlar hem de üzerimizdeki baskıyı azaltabilir.

Gevşeme Egzersizleri: Stresin bilişsel yükü artırdığını hatırlayalım. Tam da bu nedenle bilişsel yükü azaltmak için meditasyon, mindfulness ve nefes egzersizleri gibi teknikleri öğrenmek ve uygulamak, stresi ve dolayısıyla bilişsel yükü azaltabilir.

Sağlıkla Kalın, İyi Haftalar

Psikolojik Destek Almanız Gerektiğini Nasıl Anlarsınız? Makale: Psikolojik Destek Almanız Gerektiğini Nasıl Anlarsınız?