Felaket Kaydırması (Doomscrolling) terimi Covid-19 salgını sırasında sosyal medya kullanımının artması sonucu popüler bir kavram olarak hayatımıza girmiştir. Bu kavram, kötü haber bağımlılığını ve dijital ortamda uzun süre olumsuz haber okuma eğilimini ifade etmektedir.
Yapılan araştırmalar Covid- 19 salgını sırasında dünya çapında sosyal medyada haber tüketiminin %47 arttığını gösterirken her geçen sene bu oran artmaktadır. Ve ne yazık ki pandemi süreci bitsede savaşlar, ekonomik kriz, yangın, deprem gibi olumsuz olayların ardı arkası kesilmemektedir. Son birkaç gün içinde dahi ülkemizde şahit olduğumuz yangın felaketi ve bir binanın yıkılması haberiyle derinden sarsıldık. Bunun yanı sıra ekonomik sıkıntılar, savaş haberleri sürekli gündemde. Dolayısıyla sosyal medyayı ya da dijital bir uygulamayı açtığımızda kötü haber görmeme ihtimalimiz pek kalmamakta. Her ne kadar ülkemizde ve dünyada iyi şeyler de olsada; olumsuz haberlerin sosyal medyada daha çok tıklanma sıklığı, algoritmanın olumsuz bir haber içeriğinin ardından benzer içerikleri getirmesi, zihnimizin tehditlere karşı tetikte olması sonucu olumsuz haberleri daha hızlı algılama eğilimimiz gibi nedenlerle olumsuz haberlere daha çok yöneliyor ve yönlendiriliyoruz. Yine belirsizlikle başa çıkma için durumu bilme ve bilgi ihtiyacımızın yarattığı kontrol algısı da daha fazla olumsuz habere yönelmemizin nedenlerinden.
Felaket kaydırmasının zararları nelerdir?
Elbetteki gündemi takip etmeli gelişmelerden haberdar olmalıyız. Ancak aynı konuda sürekli olumsuz haber ve içerik tüketimi, uzun süreli olumsuz görüntülere maruz kalmak ruh ve beden sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Felaket kaydırması yapan kişilerin olayı doğrudan yaşamasa bile sürekli tetikte olduğu için zaman içerisinde kaygı, korku, depresyon, travma sonrası stres belirtileri gibi durumlar geliştirdiği görülüyor. Yine sürekli stresin sonucunda sindirim, uyku problemleri gibi bedensel problemler ortaya çıkıyor.
Felaket Kaydırması alışkanlığıyla nasıl başa çıkabilirsiniz?
Öncelikle böyle bir durumunuzun olup olmadığını değerlendirmelisiniz. Haberleri güvendiğiniz haber kaynaklarından takip etmek ilk adım olabilir. Çünkü sosyal medya üzerinde güvenilir kaynaklar kadar sadece takipçi ve izlenme için yanlış bilgi veren ya da yanlı davranan kaynaklarda var. İkinci adım ise sosyal medya bildirimlerini kapatarak sınırlı ve belirlediğiniz sürelerde haberleri takip etmek olabilir. Olumsuz haberler kadar olumlu haberleri de takip ederek içeriği dengelemek; ülke gündemi kadar sporu, sanatı, bilimi de takip etmek önemli. Çevrimiçi zamanı sınırlandırdığınız şekilde çevrimdışı yüzyüze olan iletişimleri artırmak da yine olumlu bir etki yapacaktır. Telefon alışkanlıklarınızı gözden geçirerek sürekli yanınızda tutmamak, yatmadan önce son bir saat telefonu elinize almamak yine yapabilecekleriniz arasında. Bütün bunların yanında bir habere kısa süreli maruz kaldığınızda dahi tehdit hissedip, kaygı geliştirebilirsiniz. Böyle bir durumda düşüncelerinizi gözden geçirerek bu konuda endişelenmenizin gerçekçi olup olmadığına bakabilirsiniz. Örneğin yangın haberi sizde derin bir üzüntünün yanında kaygı ve korku oluşturmuş olabilir. Sizin kendi yaşamınızda bu konuda yeterince önlem alıp almadığınız konusunu değerlendirip gerekiyorsa gerekli önlemleri almak kaygı seviyenizi azaltabilir. Bedensel rahatlama tekniklerini öğrenip günlük rutininize dahil etmek yine kaygı seviyenizi azaltmak için yapabilecekleriniz arasında. Ve eğer imkanınız varsa olumsuz haber ve durumlarla ilgili olarak gönüllü yardım kuruluşlarıyla iletişime geçmek, yapabileceklerinizi gözden geçirerek aktif yardım ve destek de bulunmakta oldukça önemli.
Yaşanan felaketler sırasında kaybettiğimiz tüm canlar için Allahtan rahmet, yaralılarımız için şifa, geride kalanlar için sabır diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun.
Umutla kalın..