İnsan olmanın gereği her birimizin yaşamında inişli ve çıkışlı dönemler olabilmektedir. Bazen üzgün, bazen endişeli, bazen mutlu, kızgın ya da korkmuş hissederiz.  Bu duygular evrenseldir ve zaman zaman her birini hissetmemiz normaldir. Ancak bazen yaşamımızın öyle dönemleri olur ki var olan stresle baş etmekte, bazı kararları almakta, her zamanki rutini sürdürmekte zorlanırız.

Böyle dönemlerde bizi zorlayan nedeni çoğu zaman bilsek de bazen de olumsuz duygu durumun nereden geldiğini çözemeyiz. Ya da o davranışın, düşüncenin bize iyi gelmediğini fark ederiz de bir türlü vazgeçemeyiz. İyi hissetmediğimiz bu dönemlerde sosyal desteğimiz olan ailemiz, arkadaşlarımız güçlü yanımızdır. Duygularımızı paylaşır, bir çözüm ararız. Bazen buluruz bazen de ne yaparsak yapalım kendi gücümüzle işin içinden çıkamayız. Bir noktada tıkanır kalırız. Kendini tekrar eden bir döngü ve azalan işlevsellik. İşte burası tam da profesyonel destek almamız gereken yer diye düşünüyorum.

“Deli miyim canım ben ne işim var terapide?“

“Terapi falan boş işler bunlar dua et bol bol bak rahatlarsın.”

“Ben de gittim iki seans sırf para tuzağı, bir etki görmeyince bıraktım.”

“Bak hayatta neler var sen şükret haline çok abartıyorsun”

Bu ve benzer söylemlerin hepsi günümüzde hala kullanılmakta ve ne yazık ki psikolojik desteğe ihtiyacı olan birçok kişiyi yanlış yönlendirmekte. 

Hangi durumlarda psikolojik desteğe başvurmalısınız ?

-Duygu, düşünce ve davranışlarınız elinizde olmayan şekilde günlük yaşam işlevselliğinizi düşürüyorsa,

- Hayattan eskisi kadar zevk almıyor, sürekli halde üzgün ve çökkün bir duygu durum yaşıyorsanız,

-İlişkilerinizdeki çatışmalar giderek artıyor ve kendi çözümleriniz yetersiz kalıyorsa,

-Evlilik, boşanma, iş değişikliği, çocuk sahibi olma gibi önemli karar aşamalarında aklınızda çok fazla soru işareti ve endişe varsa,

-Yaşadığınız olumsuz olay ya da olayların etkisini tek başınıza atlatmakta zorlanıyorsanız,

- Gün boyu kaygı ve takıntı içeren düşünceleriniz varsa ve artık günlük yaşantınızı olumsuz etkiliyorsa,

-Cinsellikle ilgili fizyolojik olmayan problemleriniz varsa,

-Yaşam kalitenizi yükseltmek ve verimliliğinizi artırmak istiyorsanız,

-Sınav kaygısı, performans kaygısı gibi durumlar yaşıyorsanız,

-Doğum öncesinden itibaren ebeveynlik süreci ve çocuğunuzla ilgili konularda destek almak için psikolojik desteğe başvurabilirsiniz.

Kimlerden psikolojik destek alabilirsiniz?

Psikiyatrist ve psikolog ayrımını yaparak başlayalım. Psikiyatristler 6 senelik tıp eğitiminin ardından psikiyatri alanında uzmanlık eğitimi alan ruh sağlığı profesyonelleridir. Psikologlardan farklı olarak tanı koyma ve ilaç yazma yetkisine sahiptirler. Gerekli durumlarda ilaç yazabilir gerekli durumlarda psikoterapi ya da her ikisini önerebilirler. Psikologlar ise 4 senelik psikoloji lisans mezunlarıdır ve klinik psikoloji alanında yüksek lisans yaptıktan sonra terapi yapma yetkinliği kazanırlar. İlgi alanları doğrultusunda aldıkları uzmanlık eğitimleriyle de terapist ünvanı alırlar. Yine aile içi durumlarla ilgili destek almak için aile danışma merkezlerindeki aile danışmanlarına da başvurulabilir.

Psikoterapi nedir?

Psikoterapiyi en temel haliyle; danışan ve terapist arasında kurulan, karşılıklı güven ve kabule dayanan profesyonel bir ilişki süreci olarak tanımlayabiliriz. Psikoterapi denince akıllarda canlanan sıklıkla bir divan ve çocukluğunuza inelim diyen bir terapist olsa da süreç öyle basit değildir. Psikoterapi sürecinde yararlanılan bir çok ekol ve farklı terapi yaklaşımı vardır. Her terapi süreci kişiye özel olduğu için, ne kadar süreceği ya da hangi yaklaşımdan daha çok yarar görüleceği konusu da problemlere ve kişiye göre değişmektedir. Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki hiçbir terapistin elinde sihirli bir değnek yoktur ve terapi sürecinin başarılı olması için en önemli konu danışanın istekli oluşudur. Terapi sürecinde danışana kendini iyi hissetmesi ve sorunlarının çözülmesi için önerilerden oluşan bir reçete sunulmaz. Terapist ve danışan birlikte bir yolculuğa çıkar ve adım adım sorunlar ve nedenleri üzerinde farkındalık sağlanması amaçlanır. Danışanın zamanla psikolojik iyi oluş halinin ve problem çözme becerilerinin güçlenmesi de terapi sürecinin hedeflerindendir.

Ruh sağlığınıza yapacağınız yatırım fiziksel sağlığınıza yaptığınız yatırımlar kadar önemli ve değerlidir. Dolayısıyla yardım ihtiyacı hissetmeniz halinde gecikmeden bir uzmana başvurmanız iyi oluş sürecinizi hızlandıracaktır.

Sağlıkla kalın, iyi haftalar.

Felaket Kaydırması Nedi̇r? Nasıl Başa Çıkabi̇li̇ri̇z?
Makale: Felaket Kaydırması Nedi̇r? Nasıl Başa Çıkabi̇li̇ri̇z?
İçeriği Görüntüle