DP İl Başkanı Serhat Emanet için söz konusu olan bu gerçek DEVA Partisi il başkanı Meltem Gürler, Gelecek Partisi il başkanı Suzan Yücel Milli ve Saadet Partisi İl Başkanı Fatih Karahan için de geçerlidir.

Taha Akyol:: “Altılı Masa’nın aday meselesi yüzünden dağılması ihtimali konuşuluyordu. Ama liderler, tam aksine, beraberliklerini güçlendirerek “Millet İttifakı” vurgusu yaptılar.

Dahası somut adımlar attılar. Seçimlerde birlikte hareket edecekler. Ortak bir bina tutulacak,6 partinin kurmayları oradan seçim kampanyasını planlayacaklar… Liderler meydanlarda beraber hareket edecekler, ortak dil kullanacaklar…

En önemlisi, en şanslı olacakları illerde seçimlere birlikte girecekleri yolundaki haberlerdir.”dedi.:(Karar.29 Ocak 2023)

Buna göre Millet İttifakı bileşenleri CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi seçim sürecini tek parti gibi bir merkezden birlikte yürütecekler.

Her ne kadar Taha Akyol belirtmese de yazısından partilerin il ve ilçelerde de “tek merkezli” bir seçim kampanyası yürütecekleri anlamı çıkıyor. Zaten öyle olmazsa yalnız Ankara Merkezli bir planlamanın seçimi kazanmada kâğıt üzerinde kalmaktan öte pek etkisi olmaz.

Öyleyse taşrada her bir il ya da ilçede bir disiplin içersinde 6 partinin birlikte bir kampanya yürütmeleri mümkün müdür?

 Kolay değil fakat bu imkânsız da değil ancak gerçekleşmesi başta il başkanları olmak üzere ittifak partililerinin göstereceği yüksek bir özveri yanında üç şartı da gerektirir..

BİR: İlk başta canla başla çalışacak, “sen, ben” kavgası yapmayacak 6 partinin vereceği üyelerden meydana gelecek bir “seçim koordinasyon merkezinin” kurulması gerekir.

Buna öncülük edecek, diğer partileri seçimlerde çalışmak için motive edecek olanlar da CHP ve İYİ Parti il başkanları ve onların yönetimleri olacak. Yoksa kendini sığıntı hissettiği yerde hiç kimse ne durmak ister ne de çalışmak ister.

İKİ: Bu merkez birden fazla da olabilir. Şayet seçim ittifakı olur da baraj sorunu olmayan partilerin listelerinden diğer partilere ait adaylar seçime girerlerse CHP’den giren partilerin temsilcilerinden oluşan bir koordinasyon merkezi, İYİ Parti listesinden girenler kendi merkezlerini oluşturabilirler..

Akyol’un yazısında bu ihtimale asıl gerekçe de “en şanslı olacakları illerde seçime ortak girecekler” ifadesidir ki Aydın bu tanıma uyan illerin başında geliyor.

ÜÇ: Millet İttifakı paydaşlarının ister tek ister iki koordinasyon merkezi oluştursunlar bir “ortak seçim bütçesi” oluşturmaları gerekir.

Öneminden dolayı sonuncudan başlayacak olursak ilçeleri de kapsadığını varsaydığımızda bu ittifakın maliyeti partilere hayli pahalı olacak demektir.

Millet İttifakını coşkulu bir kampanya yürütmeye zorlayacak asıl neden Cumhur İttifakının devasa imkânlarla yürüteceği seçim çalışmalarıdır.

Eğer Millet İttifakı seçimi almak istiyorsa bu yarışta iddialı olduğuna seçmeni inandırması onun için de yürüteceği kampanyada rakibinden geri kalmaması gerekir.

Bu seçimde partilerin bir diğer zorluğu da öncekilere göre daha fazla maddi kaynak gerektiriyor, olmasıdır.

Akaryakıt başta çay kahve ve yemek fiyatlarındaki artışların öncekilere kıyasla bu seçimlerdeki masrafların en iyimser rakamla üçe, dörde katlanması demektir.

Kaldı ki, bizdeki seçmen coşkulu ve masraftan kaçınmayan kampanya yürüten adaya daha fazla değer verir, onun içindir ki, adayın gücünü ölçmede konvoylarda yer alan arabalar sayılır.

Bu coğrafyada tek başına gezen, az arabayla konvoy yapan aday “gariban” muamelesi görür, onun bilgili, dürüst ve ahlaklı olmasının seçmen yanında pek bir anlamı yoktur.

Olaya bu açıdan bakıldığında hazine yardımı alan CHP ve İYİ Parti dışındaki diğer partilerin il ya da ilçe başkanlarının parti binalarının kiralarını bile cebinden ödediği düşünüldüğünde bu partilerin ortak hesaba eşit miktarda katkıda bulunmaları imkân dışıdır.

Hele ki kira ücretlerinin hayli yüksek olduğu bu devirde… Kaldı ki, bu gibi seçim ortamları halkın gözünde “seçim dönemi, geçim dönemi” şeklinde algılandığı bir yerde bir parti için seçim bürosu kiralamak bile normalden birkaç misli fiyata mal olur.

Meğer ola ki, bina sahibi ittifak partilerinden birine kayıtlı üye ya da sempatizanı olur taşınmazın seçim süresince ücretsiz kullanılmasına izin verir.

Görüleceği üzere Millet İttifakı adı altında birleşen partilerin “ortak havuzlu” bir kampanya yürütmeleri bile partilerin ve adayların birlikte maddi fedakârlığı göze almaları ile mümkündür.

Bu seçimlerde partilerin ve adayların maddi giderlerini azaltacak tek bir retken var, o da kampanya döneminin Ramazan ayına denk geliyor, olmasıdır.

Millet İttifakı’nın seçimlerde ortak hareket edebilmelerinde ikinci şart ise  6 partiden kurmaylarının oluşturacağı taşra da dahil ortak bir merkezden planlanan strateji doğrultusunda kampanya yürütüp,yürütemeyecekleridir.

Eğer Millet İttifakı bileşenleri Aydın’da tek liste halinde seçime girecek olurlarsa ki, bu uzak bir ihtimaldir CHP İl başkanının koordinatörlüğünde paydaşlardan katılacak üyelerle bir planlama merkezi kurulabilir.

 Şayet ittifaka ait partiler Taha Akyol’un da belirttiği gibi ortak hareket eder bir kısmı baraj sorunu olmayan CHP’den diğerleri de İYİ Parti listelerinden seçime girmeyi tercih ederlerse o takdirde de haliyle koordinasyon merkezi sayısı da ikiye çıkar.

İster bir ister iki merkez olsun ahenk içinde verimli çalışmalarının yolu da listelerin her partiyi tatmin etmesinden geçer ki, buraya kadar söylenenler için de geçerli, zurnanın zırt dediği yer tam da burasıdır.

Söylendiği gibi Aydın’da partilerin listeleri üzerinden bir seçim ittifakı gerçekleşirse örnek yıllarca DP il başkanlığı yapan Serhat Emanet kendisine ya da bir partilisine ait listedeki yerini içine sindirebilecek mi, yoksa kendisine ya da partisine haksızlık yapıldığını mı düşünecek?

Serhat Emanet için söz konusu olan bu gerçek DEVA Partisi il başkanı Meltem Gürler, Gelecek Partisi il başkanı Suzan Yücel Milli ve Saadet Partisi İl Başkanı Fatih Karahan için de geçerlidir.

Her biri kendilerince olası seçilme şansı bulunmayan kendilerinin ya da partililerinin sıralarını dert etmeden Millet İttifakı’nın başarısı için kolları sıvayıp can siperane savaşacaklar mı onu da bekleyip göreceğiz.