Değerli okuyucularım, bu yazımda Aydın merkezdeki Ilıcabaşı ve Kocagür mahalleleri ile Germencik, Söke, Kuyucak ve Kuşadası ilçelerimizdeki Roman vatandaşlarımızın sorunlarını, yaşadıkları yerlerdeki kentsel dönüşüm çalışmalarını, geri kalmışlıklarını, Aydın’ı yöneten Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile diğer Belediye Başkanları   tarafından umursanmayışlarını ve Roman mahallelerin nasıl gettolaştığını paylaşacağım.

ahmet gözen - muhtar1

Roman dostlarım Sayın Alim Tarım (Ilıcabaşı Muhtarı), Sayın Orhan Akrancı (Kocagür Muhtarı) ve Sayın Abdul Aydemiz (Ilıcabaşı Roman Derneği Başkanı)

  

Ancak öncesinde, Türkiye’yle ilgili dış politika gelişmelerini dikkatinize getirmek istiyorum. Özellikle İsveç, Finlandiya, Almanya, İngiltere ve ABD’nin Sayın Tayyip Erdoğan’a neden yüklendiklerini ve gündem oluşturduklarını ifade edeceğim. Artık tam anlamıyla seçim sathına girmiş durumdayız. Bu bağlamda, şimdi gündem başlıklarını ve yukarıda değindiğim hususları teker teker ele alalım.

1.    KURAN YAKMA OLAYI

 

Türkiye, eksikleriyle birlikte Sayın Erdoğan döneminde çağ atlamıştır. Dünya şu anda ekonomik durgunluk ve sıkıntılı bir dönemden geçerken, Türkiye,  harp sanayiinde, ulaşımda ve enerjide gerçekleştirdiği atılımlar sayesinde IMF’ye muhtaç olmamış; tüm ekonomik zorluklara ve halkın alım gücündeki düşüşe rağmen Avrupa ve ABD’ye diz çökmemiştir.

Türkiye, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hala devam ettirdiği onurlu dış politikayla Rusya’nın tahıl ambargosunu kaldırmasını ve iki ülke arasında esirlerin takas edilmesini sağlamıştır. Öte yandan, Rus doğalgazının dünya pazarlarına ulaştırılmasında merkez haline gelmiş; Rusya’yla iş birliği içinde atam enerji santrali inşasına başlamıştır. Türkiye ayrıca, bu süre içinde kilometrelerce yeni otoyolu hizmete sokmuş; hızlı tren hatları döşemiştir.

2.    ATATÜRK’ÜN YURTTA SULH, CİHANDA SULH İLKESİNİN UYGULANMAYA BAŞLAMASI

Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Ermenistan’la, sorunlara çözmeye odaklı politikalar yürütmektedir. Suriye sınırımızda 40 km boyunca kurduğu güvenlik sınırıyla, buradaki ABD destekli PKK/YPG ve DEAŞ unsurlarıyla mücadele etmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya kabul edilmesi bağlamında tamamen Türkiye’nin menfaatlerine uygun bir politika izlemektedir. Önümüzdeki seçimlerde Cumhur İttifakı’nın başarılı olmaması için, Avrupa ülkeleri ile ABD Sayın Erdoğan’a saldırmaya başlamışlardır. Bu paralelde, İsveç’te Kuran yakma olayı yaşanmıştır. Çünkü, Tayyip Bey’in ve Türk milletinin en kutsal saydığı şey İslam’ın kitabı Kuran’dır. Bir ülke, bir topluluk veya bir şahıs eğer Kuran’ı yakmaya, cami yıkmaya, vatanımızı yok etmeye veya Atatürk’ü yok saymaya kalkışırsa Türk halkından nefret, beddua ve lanet görecektir. İşte burada Sayın Erdoğan kararlılıkla Kuran yakma olayının üstüne gitmiş ve İsveç ile Finlandiya’nın NATO’ya girişlerini veto edeceğimizi açıklamıştır. Bu olay Türk milleti tarafından alkışlanmakta olup, Tayyip Bey’in ekonomik sebeplerle darbe gören prestijinin tavan yapmasını sağlamıştır.

Sayın Erdoğan Avrupa ve ABD karşısında diz çökmeyince Avrupalılar ve ABD’liler İtalyan horozuna benzer yerli işbirlikçilerini devreye sokmuşlardır. İtalyan horozu hikayesini Aydın Post Editörü Sayın Erman Çetin’den dinlemiştim; sizinle de paylaşayım. İtalyan horozu bokun içine girermiş; başlarmış ayakları ile eşelenmeye. Eşelendikçe etrafındaki tavukların da her tarafı bok içinde kalırmış. Şimdi biz bu hikâyenin aynısını Türkiye’de yaşıyoruz. Avrupalılar ve ABD’liler Türkiye’ye, Sayın Tayyip Erdoğan’a bok atmaya çalışıyorlar. Ama, kendi boklarına bulanıyorlar. Kuran yakmak ne demek? Yahudilerin Tevrat’ını, Hıristiyanların İncil’ini yaksınlar görelim. Kuranımızı yakamayacaklar; camilerimizi yıkamayacaklar. Yıkarlarsa cevabını vermeyen sağır, dilsiz ve ahmaktır. Helal olsun Sayın Erdoğan’a. Gereken cevabı veriyor.

 

3.     ALTILI MASA+1, SÖZ MİLLETİN

 

Değerli okuyucularım, yaklaşık bir yıldır masa etrafında 6 lider toplanıp dağılıyor. Toplantılar 9 saat sürüyor ama ne konuştukları belli değil. Vallahi, İstanbul ve Aydın’da görüştüğüm bir sürü insan “Abi biz bıktık; bunlar ne yapıyor? Sayın Erdoğan’ın karşısına bir başkan adayı bile çıkaramıyorlar.” diyorlar.

ALTILI MASA+1’in bana göre en dürüstü HDP. Adamlar açık açık “Biz Türkiye’nin eyalet sistemiyle yönetilmesini istiyoruz.” diyor; Kandil’den aldıkları emirleri uyguluyor ve düşüncelerini dürüstçe söylüyorlar. Altılı Masa’nın diğer sakinlerinden İYİ Parti de oyununu açıkça oynuyor; HDP’nin olduğu yerde olmayacağını ifade ediyor. CHP Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'na “Bak arkadaş, seninle biz bu seçimi kazanamayız, kazanacağımız adayla seçime girelim” diyor. Tabi, haksız da değiller; doğruyu söylüyorlar. Her girdiği seçimi kaybeden Sayın Kılıçdaroğlu bu seçimi de kazanamaz.

En komiği ise seçtikleri slogan. Eski CHP’liler ve halk, ““Yeter Söz Milletin” sloganını astığınız Adnan Menderes CHP’li İnönü’ye karşı 1950 seçimlerinde kullanmıştı. Yahu siz deli misiniz? Astığınız Menderes’in mirasına sahip çıkıyorsunuz.” diyorlar. Seçime 120 gün kalmışken, halk ALTILI MASA+1’den ümidini kesmiş durumda.

 

Değerli okuyucularım, Türkiye gündemini ve bizimle ilgili dış politika gelişmelerini irdeledikten sonra yukarıda bahsini ettiğim iki Roman mahallesinin sorunlarına geçebiliriz. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Çerçioğlu bu iki mahalleyle maalesef ilgilenmemektedir. Bu iki mahalle şu anda kaderlerine terk edilmiş durumda. Ilıcabaşı Muhtarı Alim Tarım, Kocagür Muhtarı Orhan Akrancı ve Dernek Başkanı Abdül Aydeniz’le bir konuştum, bin ah işittim. Önümüzdeki haftalarda Germencik ve Söke’deki Romanları da yazacağım.

Aydın’ı yöneten Belediye Başkanı, özellikle Ilıcabaşı’nın kentsel dönüşümünü becerememiş, konuyu bugüne kadar halının altına süpürmeyi tercih etmiştir. Ilıcabaşı konusunu Özlem Hanım’ın dikkatine getirdiğimde “Abi, TOKİ’de tanıdığın var mı” diye sormuştu.

 

 ahmet gözen - kentsel dönüşüm

   

Ben de “Şimdiki Ulaştırma Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu ile Ispartalı TOKİ Başkanı Yardımcısı Sayın Mehmet Özçelik yakın dostlarımdır” dediğimde, “Abi Ilıcabaşı ve Kuşadası-Kesedağ projelerini Ertuğrul Yamen’le birlikte takip eder misin” ricasında bulunmuştu. Ben de Aydın’a hizmet için bu ricayı kabul etmiştim.

 

Ertuğrul Yamen’le İstanbul’da buluştuk. Kendisini yanıma alarak daha önce TOKİ Başkan Yardımcılığı da yapan Ulaştırma Bakanı, kardeşim Sayın Adil Karaismailoğlu’nun yanına gittik. Daha sonra da Sayın Mehmet Özçelik’e uğradık. Böylece, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde imardan sorumlu olan Ertuğrul Yamen’in Sayın Bakan ve Sayın Özçelik’le görüşmesine aracılık ettim.

 

(Bu arada, Nazilli Otogarının yanında yer alan sanayi bölgesindeki çalışmaları, o zamanlar Nazilli Belediye Başkanı Sayın Haluk Alıcık takip ediyordu. Bu projenin kimler tarafından önlendiğini yazmıyorum; ileride gerekirse yazarım. Ayrıca, bu yazımda çok büyük rantın döndüğü Kesedağ-Kuşadası Projesi’ne de değinmiyorum. Bunu da yine ileride kaleme alacağım.)

 

Yaptığımız bu görüşmelerde, Kuşadası Belediyesi’nin Kesedağ’da yürüttüğü ve Aydın Ilıcabaşı’nda planlanan kentsel dönüşüm projelerini ele aldık. Özellikle Ilıcabaşı projesinin rant amaçlı yapıldığını, burada yaşayanların yaşam şartlarına uygun olmadığını tespit edip gerçekleştirdiğim özel görüşmelerde ilgililere gerekli itirazlarda bulunmuştum.

Ilıcabaşının insanı çok çalışkandır. Bu Roman vatandaşlarımız kargıdan müthiş eserler meydana getirmektedirler. Bu işlerini apartmanlarda oturarak sürdürmeleri mümkün değildir. Buradaki Romanlar yıllardan beri Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından oyalanmıştır. 10 yıldır maalesef istedikleri, talep ettikleri kentsel dönüşüm projesi hayata geçmemiştir. Özlem Çerçioğlu’nun A Takımı, belediyede imardan sorumlu olanlar, Ilıcabaşı’ndaki vatandaşlarımızı insan olarak görmemişlerdir. Eğer görselerdi, bu sorunu 2018’den bu yana çözerlerdi. Bu insanları belli ki Roman oldukları için ciddiye almamışlar. Bu insanların meslekleri ile ürettikleri malları da önemsememişler.

ahmet gözen - kentsel dönüşüm1

Sayın Tayyip Erdoğan ise Romanlara hep sahip çıkmıştır. Aydın’daki Romanlara evlerini yapacaktır. Konuyu Ilıcabaşı Muhtarı Alim Tarım, Kocagür Mahallesi Muhtarı Orhan Akrancı ve Dernek Başkanı Abdül Aydeniz’le enine boyuna konuştum. Dernek Başkanı Abdül Bey, “Bize dayatılan projeyi kabul etmiyoruz. Bize sahip çıkan Sayın Cumhurbaşkanımızın bizim için müstakil, iki katlı, bahçesi ve altında atölyesi olan evler yapmasını istiyoruz. Bununla ilgili mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Burada çok büyük rant var; bu rant biz Romanlara aittir” diyor.

 

Ilıcabaşı bölgesi kentsel dönüşüm projesi için Aydeniz’in Başkanlığını yaptığı dernek tarafından 2018’de “Efeler İlçesi Ilıcabaşı Kentsel Dönüşüm Bölgesi Uygulamasının Esaslarına İtiraz” başlıklı bir rapor hazırlanmış ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulmuş. 28 sayfalık bu raporu isteyene iletebilirim.

    

Bu raporda yer alan alternatif proje, üç etapta (220+90+1140) 1750 konutun inşa edilmesini öngörmektedir. Proje doğrultusunda,

A)   Üçüncü etap konutların yükleniciye verilmesi için hasılat paylaşımı usulü çerçevesinde 100 milyon TL değer inşaat karşılığında açık artırmayla ihaleye çıkılacaktır.

B)   Roman vatandaşlara ait 220 konutluk turistik, ikamet ve üretim amaçlı bir merkez yapılacaktır.

C)   Gecekondu önleme amaçlı konutlarda oturan hak sahiplerine 260 adet 130 m2, 3+1, zemin katında müşterek kullanım alanı olan üç katlı yapılarda konut tahsisi yapılacaktır.

D)   Küme Evler’de ikamet eden vatandaşlara ise toplam 130 adet, 130 m2, 3+1, müşterek kullanıma müsait üç katlı yapılarda konut tahsis edilecektir.

E)   Sonuç olarak, belediyenin bütçesinden hiçbir harcama yapılmadan, bölgede ikamet eden vatandaşların istek ve ihtiyaçlarına uygun konutların yanı sıra, 1140 konutluk süper lüks bir rezidans sitesi de inşa edilecektir.

Rapor, “Aydın Büyükşehir Belediyesinin hazırladığı kentsel dönüşüm projesinin iptal edilmesi ve yerine bu raporda önerilen projenin geliştirilerek uygulanmasını arz ve talep ederiz.” cümlesiyle bitiyor.

 

Değerli okuyucularım, bu rapor 2018 yılında hazırlanarak Büyükşehir’in projesine itiraz amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na Başkan Abdül Aydeniz tarafından gönderiliyor. Konuya hâkim olduğum için şimdi ben, “Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen, meseleyi niye Ilıcabaşı sakinleriyle konuşup çözmüyorsunuz? 2018 yılında birlikte, TOKİ yetkilileriyle bu konuyu görüşmüştük. Bu kadar büyük bir rantın olduğu Ilıcabaşı projesini Romanlara rağmen ilerleteceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Hani Özlem Hanım, seçim vaatlerinde Roman vatandaşların yanında olduğunu söylüyordu. Bu sorun 2018 yılından beri nasıl çözülemiyor? Yoksa siz İtalyan horozu musunuz? Bu konuyu ileride daha detaylı konuşmaya devam edeceğiz. Ilıcabaşı Romanlarını yok sayamayacaksınız; halkın vicdanı Aydınpost var. Bunu unutmayın. Yeni bir “Ay Konut” faciasına sebep olmanıza müsaade etmeyiz. Ilıcabaşı halkının yaşadığı bu gettoyu daha çok yazacağım.

 

Gelelim Kocagür Mahallesi’ne. Muhtar Orhan Akrancı’yla konuşurken burada karşılaştığım çocukların halini görünce inanın insanlığımdan utandım. Aydın’ın hemen yanı başındaki bu mahalle için bazı şeyleri söylemeye dilim varmıyor. Buranın insanları maalesef terk edilmişliklerine isyan ediyorlar. Tapuları, evlerinin çatıları yok; yağmur yağdığında içeri su girmesin diye çatılara muşamba sermişler. Lütfen bu insanların perişanlığını görün artık. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı slogan atarken “Aydın’da yatağa hiç kimse aç girmez” diyordu. Burnunun dibindeki bu evleri, bu insanların perişanlığını görsün.

Bu insanların öncelikli isteği şu; zamanın muhtarı buradaki arsaları tapu sahibi Hüseyin Aksoy’dan senet ve para karşılığında Romanlar için satın almış. Şimdi tapularını istiyorlar. Değerli okuyucularım, buradaki yaşam inanın Afrika’da bile yok.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Çerçioğlu, A takımı, devlet burayı görmüyor mu? Geçici çözümlerle bu insanları kurtaramayız. Aksi takdirde bu mahalle suç yuvasına dönüşür.

Vallahi, Sayın Tayyip Erdoğan Aydın’a geldiğinde Ilıcabaşı ve Kocagür Mahallelerini kendilerine göstermek isterdim. Kocagür’ü 28 Ocak’ta yağmurlu bir havada dolaştım; inanın insanlığımdan utandım. Aydın’ı yönetenler, gelin buraları dolaşıp rezilliği görün. Sayın Özlem Çerçioğlu, 10 yıldır Büyükşehir Belediye Başkanı’sın. Hanımefendi, niye burada kentsel dönüşüm projesini bitirmedin. A takımın maalesef seni yanlış yönlendiriyor; bunu artık anla. Seçimler geliyor; Kocagür ve Ilıcabaşı’na ne yüzle varacaksın?

 

Bakın Kuyucak’ta bir Belediye Başkanı var; size ondan bahsedeyim. Sayın Özlem Çerçioğlu lütfen gidin, Ak Partili Sayın Metin Ertürk’ün Romanlar için ne yaptığını görün. Sayın Ertürk, bölgesinde bulunan binlerce Roman ailenin evlerini ya yapmış ya da onarmış. Evlerine çağdaş yaşamın gereği ne varsa her şeyi almış. Onlara iş kurmuş. Buradaki Roman vatandaşlarımızla bizzat konuştum.

  

Sayın Tayyip Erdoğan Kasımpaşalıdır. Romanların içinde büyümüştür. Romanlar için çalıştay düzenliyor; onları insan yerine koyuyor. Sayın Erdoğan Aydın’dakiler de dahil olmak üzere tüm Romanların faydalanacağı konut projeleri yapacak. Bugünlerde konuştuğum birçok Roman “Reyimiz Sayın Erdoğan’a” diyor. Aydın’da yaklaşık 70 bin Roman yaşıyor. Aydın Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde bu vatandaşlarımızın vereceği oylar çok şeyi değiştirecektir. Herkes aklını başına toplasın. Romanların yeni lideri Sayın Tayyip Erdoğan’dır. Kendilerini yok saydığı için Romanlar Özlem Çerçioğlu’na kırgınlar.

KAVAKLI KÖYÜ CAMİİ

 

Öte yandan sevgili takipçilerim, Kavaklı Köyü Camii’nin inşaatı bitmiş; buna çok sevindim. Müteahhit Avni Bey “Ahmet Bey sana, Aydınpost’a söz vermiştim” dedi. CHP’lileri önümüzdeki hafta bu camiye Cuma namazını kılmaya bekliyorum. Hep birlikte namaz kılalım. Bakın, Ahmet Gözen, Aydınpost ve devletimiz verdiği sözleri yerine getiriyor.

ahmet gözen - kavaklı cami

 

YENİ YAPILAN KAVAKLI CAMİSİ

Sözünde durduğu için müteahhidi kutluyorum. Allah razı olsun.