Değerli okuyucularım ve dostlarım, benden devamlı Aydın yerel seçimleriyle ilgili yazmamı istiyorsunuz. Ancak adaylar açıklanıncaya kadar bu konuda yazı yazmayacağım. Aday adaylıklarını açıklayanlar gerçekten ellerini taşın altına koyan çok değerli insanlar. Çünkü politikaya soyunmak her baba yiğidin harcı değil. Özellikle avukatlar bu işi çok seviyorlar. Fakat onlar genellikle bu yolu kendilerini tanıtmak için kullanıyorlar.

Aydın’daki aday adayları arasına zannediyorum basından ilk adını yazdıran kişi Ak Parti Efeler Belediye Başkan Aday Adayı Erman Çetin oldu.

Genç ve dinamik, halkın vicdanı AYDINPOST’un editörünün politikaya soyunması çok büyük fedakârlık. Sn. Erman Çetin’in gazeteci kimliğini bırakarak HALKIN HİZMETKÂRI OLMAYA karar vermesi kolay olmadı. Elini taşın altına koyan Erman Çetin kardeşimi cesaretinden ötürü kutluyor, başarılar diliyorum.

 

TEKRAR ASIL KONUMUZA DÖNELİM. Dünya enerji sektörüyle yatıyor, enerji sektörüyle kalkıyor. Günümüzde yapılan savaşların tamamı enerji kaynaklı. Bugün İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın arka planında da enerji konusu, Akdeniz’deki petrol, gaz ve hidrojen yataklarının ele geçirilmesi var.     

    

Türkiye, çok değil, 30 yıl önce çok büyük elektrik sıkıntısı yaşıyordu. Ülke mumla aydınlanıyor, fabrikalar çalışmıyordu. Sn. Erdoğan’ın enerji sektörüne yaptığı yatırımlar yatırımcıların önünü açtı. Özellikle son 15 yılda jeotermal, hidroelektrik, rüzgâr ve güneş enerjisine yönelik yatırımlar ve son olarak Akkuyu’da inşa edilen nükleer santral Türkiye’yi bir nebze de olsa rahatlattı. Peki yeterli mi? Asla değil.  

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında elektrikli araçların sayısına paralel olarak milli enerjiye ihtiyacımız da artıyor. Ülkemizde ihtiyaç duyulan enerjinin büyük kısmı doğal gaz çevrim santrallerinden sağlanıyor. Elektrik için bu santrallerin ihtiyaç duyduğu doğalgaz Türkiye’nin belini büküyor.

 

Jeotermalden elektrik üreten santrallerin Türkiye’deki payı ise %10 civarında. Bu üretimin yaklaşık %80’i Aydın’daki Menderes Vadisi’nde yapılıyor. 180 km’lik bu vadi ayrıca dünyanın en iyi incirini, sebzesini, genel anlamda en iyi tarım ürünlerini de yetiştiriyor. Hepsini dahil etmiyorum ama jeotermalden elektrik üreten şirketlerin bazıları o kadar hoyratça davranıyorlar ki bazen çevre felaketlerine bile sebep oluyorlar.

 

Çevreye çok önem veren diğer grup içindeki firmaların başında ise Güriş-Mogan geliyor. İşte bu şirketin Genel Müdürü Sn. Ali Karaduman’la Ankara’daki ICCI Ödül Töreni’nde bir söyleşi yaptık. Maren Holding Jeotermal Enerji’nin Genel Müdürü Sn. Mehmet Şişman’la da İstanbul’da görüştüm ve kendisinin düşüncelerini aldım. Bugün sizinle Sn. Ali Karaduman’la yaptığım söyleşiyi paylaşacağım.

·         Ahmet Gözen: Güriş – Mogan Şirketi’nin Germencik’te faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Ayrıca sizin çevreye gösterdiğiniz hassasiyeti de… Hidro-sülfürün ÇÜRÜK YUMURTAYA BENZEYEN KOKUSU’NUN giderilmesi konusunda neler yapıyorsunuz? Bu bağlamda hayata geçirdiğiniz HİDRO-SÜLFÜR ARITMA PROJESİYLE son ICCI Ödül Töreni’nde ödül aldınız. Biraz bahseder misiniz?

·         Sn. Ali Karaduman: Ahmet ağabey, enerji alanında özverili çalışmaları teşvik etmek amacıyla düzenlenen ICCI 2011 kapsamında enerji ödülleri Ankara Sheraton’da gerçekleştirilen törenle sahiplerine takdim edildi. ICCI 2023-Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı'nın ardından 6 Aralık 2023 tarihinde Ankara’da düzenlenen törene enerji bürokrasisi, sektörün üst düzey yetkilileri, çok sayıda üst düzey kamu görevlisi, akademik ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve enerji sektörünün önde gelen profesyonelleri katıldı. Türkiye’de ve dünyada en önemli gündem maddelerinden biri haline dönüşen enerji sektörüne yapılan hizmetleri ve katkıları desteklemek amacıyla verilen Enerji Ödülleri’nin açış konuşmalarını TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel ile İTÜ Öğretim Üyesi ve Hidrojen Teknolojileri Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu yaptı. Enerji alanındaki yatırımları desteklemek amacıyla da verilen enerji ödüllerinde bu sene Yenilenebilir Enerji Santralleri, Hibrit Santraller, Kojenerasyon Santralleri, İnovatif Teknolojiler, Yerel Teknoloji Üreticileri ve Hidrojen Teknolojileri olmak üzere 5 ana başlık altında projeler yarıştı. Biz de Jeotermal Enerji Santralleri kategorisinde Gürmat Elektrik Üretim A.Ş. olarak bir ödüle layık görüldük.

Jeotermalden 260 megavat enerji üreten bir firmayız. Faaliyetlerimiz jeotermal, rüzgâr ve hidro-enerjiyi kapsıyor. Jeotermal de ödül almamızın nedeni sülfür kokusunu ortadan kaldıran H2S arıtma tesisini dünyada ilk defa JES’lere uygulayan firma olmamız.

 

Mogan Enerji Yatırım Holding’e bağlı Gürmat Elektrik Üretim AŞ’nin hayata geçirdiği Efe 8 JES projesi 10.ICCI Enerji Ödül Töreni’nde Jeotermal Enerji Santralleri kategorisinde ödüle layık görüldü. Jeotermalden enerji ürettikten sonra yeraltından çektiğimiz buhar ve sıcak suyu yine 105 derece olarak yeraltına bırakıyoruz. Suyun bir damlası bile dışarıya akıtılmıyor. Çevre dostu bir santralimiz var. Türkiye'nin en yüksek kapasiteli santrallerinden biri. Jeotermalde sülfür kokusunu ortadan kaldıran H2S arıtma tesisinin patentini de aldık.  Artık, halk tabiriyle çevrede çürük yumurta kokusu duyulmayacak. Bu arıtma tesisini Germencik’te kurduk. Bu projeyi Türkiye'deki diğer JES santrallerinde de hizmete almaya hazırız. Devletimiz takdir amacıyla bizi ICCI ödülüyle ödüllendirdi. Jeotermal santrallerimiz Aydın Germencik'te. Bu bölgede 18 senelik araştırmalarımızın ardından 2000’de yatırım kararı aldık. Santralimiz mühendislik bakımından dünyanın ilk üçünde yer alıyor. Bununla da övünüyoruz. Türkiye'ye böyle bir santral kazandırdığımız için Güriş olarak kıvançlıyız.

Jeotermal sera, kaplıca, şehir ısıtma ve enerji üretimi gibi birçok alanda kullanılıyor. Jeotermal kaynaktan yeryüzüne gelen sıvılarda yoğunlaşmayan gazlar bulunuyor. Türkiye'deki jeotermal havzaların neredeyse tamamında eser miktarda da olsa hidrojen sülfür var. Bu gaz koku problemi oluşturabiliyor. MOGAN Enerji ve Yatırım Holding olarak bu koku sorununu aşabilmek ve alan ayırt etmeksizin tüm jeotermal süreçlerde değerlendirilebilecek bir sistem tasarlamak üzere 6 yıl önce AR-GE faaliyetlerine başladık. Bu süreçte detaylı mühendislik ve proje çalışmaları MOGAN Enerji ve Yatırım Holding bünyesinde görevli Türk mühendis ve teknisyenler tarafından yürütüldü. H2S Giderim Sistemi, şirketimiz tarafından işletilmekte olan Efe-8 JES tesisine entegre olacak şekilde kısa zaman önce devreye alındı.

 

Türkiye’de JES bağlamında ilk H2S arıtma olma özelliği taşıyan bu sistemle jeotermal akışkanın kullanılması sonucunda oluşan ve NCG içerisinde bulunan H2S’nin arıtılması sağlanıyor. Jeotermal tesisimizle bütünleşmiş olarak devreye sokulan H2S giderim sistemi küçük bir kurulum alanına ihtiyaç duyması ve dünyada bilinen diğer desülfürizasyon sistemlerine göre düşük gider gerektirmesi gibi özellikleriyle ön plana çıkıyor. Yaklaşık %98 gibi oldukça yüksek bir arıtma performansına sahip.

 

Mogan- Güriş olarak portföyümüzde sadece yenilenebilir enerji kaynağı kullanan 1025 megavat kapasiteli santrallerimiz var. Böylesine büyük bir portföye son 10 sene boyunca her hafta geçici kabullerimizi yaparak sahip olduk ve bunun için çok çalıştık. Benzer santralleri inşa etmek, benzer yatırımları tekrar yapmak istiyoruz. Fakat son iki senedir yatırımlar çok yavaşladı, frene basıldı. Bu yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmamamız iklim problemlerini de ortaya çıkarıyor. Fosil yakıtlardan biran evvel kurtulup yenilenebilir enerji santrallerine ağırlık vermemiz lazım. JES'lerin kapasiteleri belli, bu kapasite artık artmaz. Bu nedenle rüzgâr enerji santrallerine (RES) yönelmemiz lazım. Özellikle offshore (deniz üstü) enerji üretim faaliyetlerine ağırlık vermemiz gerekiyor.

 

·         Ahmet Gözen: Günümüzde, önüne gelen, ihtisası olsun olmasın, jeotermal enerjiye giriyor. Buna bakarak, deniz üstünde RES yapmak kolay mı?

 

·         Sn. Ali Karaduman: Ahmet ağabey, bu projeleri hayata geçirirken mühendisliği çok iyi bilmemiz lazım. Çünkü bu alan ciddi yatırımlar gerektiriyor. Offshore'un acabası, şansı olmaz. Eğer kalitesiz mühendislik yaparsanız, santralleriniz büyük bir fırtınada çöker ve bir daha da devreye alamazsınız. Devletimizden talebimiz bunların fizibilitelerinin çok iyi yapılması. Altını çizerek söylüyorum, lisansların bu işleri yapabilecek firmalara verilmesi gerekiyor. Biz A sınıfı müteahhitlik karnesine sahibiz. Devlet ihalelerine girerken eskiden bizim karnelerimizi sorarlardı, ona göre ihaleye girmemize izin verirlerdi. Şimdi lisanslamalara bakıyoruz, hiç ilgisi olmayan firmalar bile enerji santrali yapıyor. Bu ileride ülkemizin enerji santrali çöplüğüne dönüşmesine neden olacak.

 

·         Ahmet Gözen: Dünyada ilk defa HİDROJEN SÜLFÜR ARITMA tesisi yaparak ICCI ödülü aldınız. Peki Aydın’daki diğer firmalar ne olacak? Aydınlı bu kokudan muzdarip.

 

·         Sn. Ali Karaduman: Dünyadaki ilk HİDROJEN SÜLFÜR ARITMA tesisi patenti bize ait. Bu projeyi diğer firmaların jeotermal tesislerinde de hayata geçirebiliriz. Bunun için tüm yetki devletimizde. Devlet isterse jeotermal firmalarına şart koşabilir. Biz bu göreve hazırız.

 

·         Ahmet Gözen: Ali Karaduman kardeşim, Aydın’ın çürük yumurta kokmaması için yaptığınız çalışmalar ve aldığınız ödüller için sizi kutlarım. Son sözünüzü alabilir miyim?

·         Sn. Ali Karaduman: Bugüne kadar yazılarınızla jeotermal enerji üreticilerinin, milli enerji üretiminin yanında yer aldınız. Çevre konusunda da duyarlılık gösterdiniz. Bu bağlamda size ve Aydınpost’a teşekkür ederim.

CHP’de neler oluyor? Sn. Tolgahan Erdoğan’la konuştuk…
Makale: CHP’de neler oluyor? Sn. Tolgahan Erdoğan’la konuştuk…
İçeriği Görüntüle