Değerli okuyucularım, Türkiye çok hızlı şekilde, balıklama seçim atmosferine girdi. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı hamlelerle zaten seçim startını 2 ay evvel vermişti. Sürekli sunduğu hizmetleri sıralıyor; ülkemizin üzerine 6 ay evvel çöken karamsarlığı kaldırmak üzere açık hava toplantılarıyla bu hizmetleri halkla paylaşıyor.

Ak Parti ve sağ düşünceye karşı olanlar ise 6’lı masanın hala bir Cumhurbaşkanı adayı bulamaması nedeniyle homurdanmaya başladı.

6’lı masanın üyelerinden Ali Babacan ise öyle sözler sarf ediyor ki; anlaşılması pek mümkün değil. Bu konuları bugüne kadar HDP bile gündeme getirmemişken kendisinin proje olarak açıklaması hayli ilginç. Peki, Ali Babacan bu sözleri niye söyledi?

Babacan, “Anayasadan Türklük ifadesini çıkarmak istiyoruz” diyerek ve Türkiye’den Atatürk’ün ifadelerini silme niyetini açık ederek Türk vatanının bölünmesini sağlamaya çalışıyor. Peki, bunu niye yapıyor?

Bu seçimlerde %1 dahi oy alamayacağı ifade edilen Deva Partisi Başkanı Babacan, kapatılması durumunda HDP’nin %10’luk oyunu almak istiyor. Böyle bir durumda gerçekten HDP seçmeni Ali Babacan’a teveccüh eder mi? Ederse, Ali Babacan Kandil’e ve Abdullah Öcalan’a gider mi, Kandil’den gelecek talimatları uygular mı?

Bakınız, temel haklar eylem planına yönelik açıklamaları sırasında Babacan’ın özellikle Türklük önerisi tartışma yarattı. Ayrıca, cemaatler ile anayasaya yönelik önerileri de dikkat çekti.

 

Babacan, “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” hükmünü içeren, Anayasa’nın 66. maddesine işaret ederek, güçlü bir vatandaşlık anlayışı gerektiğini savundu; “Anayasamızın 66. maddesini, çağımızın gereği olarak, kapsayıcı bir anlayışla yeniden ele almayı teklif ediyoruz” dedi.

 

Anadil eğitimi verilmesi yerine eğitimin anadilde yapılmasını gündeme getiren Babacan, “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” hükmünün yer aldığı, Anayasa’nın 42. maddesinin değiştirilmesini de önerdi.

 

Babacan, “Eğitim ve öğretimde ‘anadilin kullanılması ve geliştirilmesi hakkı”nın anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini ifade ediyoruz” dedi. Babacan cemaatlere yönelik ise, “Din ve inanç topluluklarının örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldıracağız” vaadinde bulundu. 

Peki, CHP açıklanan bu programa nasıl bakıyor?

Babacan’ın “Anayasamızın 66’ncı maddesini, çağımızın gereği olarak, kapsayıcı bir anlayışla yeniden ele almayı teklif ediyoruz” sözüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP kurmayları, “Masadaki tüm partiler kendi içlerinde programlarını çalışıyorlar. Her partiye saygı duyuyoruz. Biz de İkinci Yüzyıl Vizyon Belgesi’ni açıkladık. Diğer partilerin de farklı açıklamaları oluyor. Ama işin sonunda hepimizin mutabık kaldığı bir program açıklayacağız ve iktidar olunca bunu uygulayacağız” diyorlar.

 

Değerli okuyucularım, Babacan’ın bu ifadelerine kim olur verir? Herhalde, 6’lı masanın ortağı Babacan yolunu şaşırmış. Böyle bir ortağın bulunduğu 6’lı masaya ve diğer paydaşlarına Türk Milleti oy vermez.

 

Herhalde politikada “Olmazsa olmaz” dememek lazım. Yıllarca, Ak Parti siyasetini uygulayan Tayyip Bey, hiçbir zaman vatanın bölünmez bütünlüğünün hilafına adım atmamış ve her zaman ülkenin bütünlüğünü desteklemiştir.

Erbakan’ın geçmişte “Ne mutlu Türküm” diyenlere karşı kullandığı “Ne mutlu Kürdüm” tabirini hiçbir zaman ağzına almamıştır. Özellikle MHP’nin desteğini kazandıktan sonra “Türklük” sözünü dilinden düşürmemiştir.

İstanbul’da 200 bin metrekarelik Davutpaşa Kışlası arsasının üzerinde inşa edilen muazzam devlet kütüphanesindeki 15 bin metrekarelik Atatürk Kütüphanesi, Erdoğan’ın eseridir. Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ifadesine uygun şekilde, Ermenistan, Suriye, Rusya, İran, Mısır ve diğer Arap ülkeleriyle ilişkileri onararak Atatürk’ün dış politika yaklaşımını tamamen uygulamaya başlamış; bundan da ülkemiz fayda görmüştür.

Ali Babacan’ın DEVA Partisi’nden, fikrini sorduğum birçok ilçe başkanı “patron şaşırmış” dedi.

Ahmet Davutoğlu, Gültekin Uysal, Temel Karamollaoğlu’nu ise konuşmaya gerek bile yok. Ancak, ayağı yere basan politikalar üretmekte zaman zaman zorlansa ve ağır aksak ilerlese de Sayın Meral Akşener partisini topluyor ve çok hızlı yol alabiliyor.

Meral Hanım,

 

·         HDP 6’lı masada olursa ben olmam diyor.

·         Kılıçdaroğlu’na, “arkadaş sen Cumhurbaşkanı adayı olursan, biz seçim kazanamayız” diyor.

·         “Cumhurbaşkanı adayı olarak Mansur Yavaş veya İmamoğlu’nu aday yaparsak kazanırız” diyor.

·         CHP’ye ayrıca şunu söylüyor: “Biz size borcumuzu yerel seçimlerde ödedik; size hiçbir diyet borcumuz yok”

İYİ PARTİ AYDIN İL KONGRESİ

 

Kongre başlarken yanımıza gelen ve başkan seçilen Sayın Recep Taner’e basına gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ederim.

 

İYİ Parti kongresinde epeydir özlemini çektiğimiz “parti içi demokrasi”nin ortaya çıkması teşkilatların seçimlerde sandıklara sahip olması açısından çok önemli. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Akşener, bu konuyla ilgili hamle yapmış; “kim olursan ol, git teşkilatın oylarına ehil ol, onlara kendini kabul ettir, karşıma öyle gel” diyerek tavrını ortaya koymuştur. Partide bu alışkanlığı yerleştirerek doğru da yapmıştır.

Dün kongrede İYİ Parti’nin kurucu il başkanı, MHP eski Milletvekili Sayın Recep Taner ile Sayın Ahmet Ertürk yarıştı.

Birçok delege ile konuştum. Konuştuklarımın hepsi, ayrıca Aydın İYİ Parti Milletvekili ve İl Başkanı, önümüzdeki seçimlerde Aydın’dan 4 milletvekili çıkaracaklarını sözleşmiş gibi ifade ettiler. Kürsüden paylaşmadılar ama hepsi bir ağızdan “Geçen seçimlerde Aydın’da CHP’ye verdiğimiz fırsatı bu seçimlerde vermeyeceğiz. Özlem Çerçioğlu’nu aday göstermeyeceğiz. Çünkü bizi Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne sokmadı. Etrafındakiler içinde bir tek İYİ Partili yok. Geçmişte İYİ Parti İl Başkanı Süleyman Demirci için yaptıklarını unutmadık” diyorlar.

 

Değerli okuyucularım, Sayın Recep Taner, kendisiyle daha önce yaptığım birçok sohbette, “Aydın’da CHP’den çok oy alırsak, büyükşehir belediye başkan adayını, milletvekili adaylarını belirlediğimiz gibi delegelerle belirleyeceğiz, aday da İYİ Partili olacak” demişti. Dünkü kongre konuşmasında Sayın Taner “Aydın’da 4 milletvekili çıkaracağız” ifadesini kullanınca salon inledi. Milletvekili Aydın Sezgin de benzer ifadelerde bulundu.

 

Esasında, Sayın Akşener de ana muhalefet partisi olabilmek için Türkiye genelinde çok önemli bir politika yürütüyor. Bence bu da çok yerinde bir strateji.

CHP kaç yıldır delege seçimleri yapmadı. Delegeler merkezden tayin ediliyor ve aynı tas aynı hamam sürüp gidiyor. CHP’li bu oligark yapıdan hazzetmiyor. Yani, Aydın’da CHP İl Başkanı, Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun isteğiyle, Genel Merkez ve ilgili mahfiller vesilesiyle seçildi. İl yönetimi de aynı şekilde belirlendi. Teşkilatlar bu durumdan rahatsız. Konuştuğum birçok CHP’li, İYİ Parti’yi destekleyeceğini ifade ediyor. Görünen o ki, önümüzdeki seçimlere, özellikle milletvekili seçimlerine ortak adayla girilmezse CHP seçmeni çok kırgın olduğu partisini yalnız bırakacak. Hele de İYİ Parti’de adaylar delegeler tarafından belirlenirse, İYİ Parti CHP’li seçmenin oyunu alarak Türkiye’de ana muhalefet partisi olur. Sayın Meral Akşener de oyunu böyle kuruyor; bilinsin istedim.

 

DÜNKÜ SEÇİM SONUCU

 

Toplam delege sayısı                  648

Kullanılan oy                                623

Recep Taner                                 331

Ahmet Ertürk                                288

Fark                                                  43

 

Sayın Recep Taner, 331 oyla seçimi kazandı.

İYİ Parti delegesi, partiyi kuran Sayın Taner’e vefa gösterdi.

Diğer taraftan, Sayın Ahmet Ertürk’ü de mükafatlandırdı. Partiyi terk etmez ve hizmet eder, Recep Taner’le birlikte hareket ederse bir sonraki il başkanı kendisi olabilir.

MHP’den milletvekili seçildiğinde birlikte gece gündüz dağ bayır dolaştığım Recep Taner’e başarılar dilerim.