Eğer yaklaşan seçimler de söylendiği gibi 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşirse ondan miras tarihe ne gibi notlar düşülecek merak konusu... Millet olarak bekleyip göreceğiz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde konuşan, Başkomutan Atatürk ve Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü ile birlikte Kurtuluş Savaşı’na katılan ve Halide Onbaşı namıyla ünlü,14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti’den İzmir milletvekili olan Halide Edip Adıvar’dır.

“İşte bütün bunlardan dolayıdır ki, en son olarak muhterem heyetinize aziz ve kıymetli milletimizin tarihte dönüm noktası olacak bu hareketini tes’id için 14 Mayıs Demokrasi Bayramı olarak Milli bayramlarımız arasına sokmanızı çok isterdim. (Soldan alkışlar)

Bunu Demokrat Parti o gün iktidarı ele aldı diye teklif ediyorum, sanmayın. Eğer insaniyet ve medeniyet için de böyle mukadderse, böyle bir bayram partiler içinde ve partiler dışında demokrasi müminlerinin hepsinin bayramı olacaktır.

14 Mayıs’ta aziz milletimizin kafasının içinde demokrasi ışığını salan fikir ve iman güneşi doğmuştur. (Soldan alkışlar)

Halide Edip Adıvar’ın Demokrasi Bayramı olarak önerdiği aslında 14 Mayıs 1950 günü  çok partili döneme geçişle birlikte yapılan ve devrin iktidarının “açık oy gizli tasnif” ayıbı ile tarihe geçen 1946 seçimlerinin milletçe alınan bir rövanşıydı.

Ayrıca yargı denetiminde yapılan ilk adil seçimidi. Ona demokratik seçim unvanını kazandıransa seçimlere üç ay kala çıkarılan yasayla yürürlüğe giren Yüksek Seçim Kurulu idi.

Halide Edip’in önerdiği gibi “Milli Bayram” olarak kutlanması Meclis tarafından kabul görmedi ama 14 Mayıs 1950 seçimleri adaletsizliğe, hukuksuzluğa geçit verenlere, tek adam rejiminin devamı için direnenlere, milletin vurduğu bir sille olarak hatırlarda kaldı.

O günün iktidarı CHP mağlubiyetinin asıl nedeni hileli 1946 seçim sonuçları ile uzun süre yüzleşmekten kaçındı.

 Ta ki,1967 yılında bir parti toplantısında İsmet İnönü konuşuncaya kadar…

Şöyle diyordu İnönü: ” Bir talihsizliktir… Demokratik rejime girmek kararını verdiğimiz zaman bazı zekâlar, ehemmiyetli ölçüde bu seçim mekanizmasına ne ölçüde hile karışabilir, bunu keşfetmeye gayret sarf etmişlerdir. Biz 1946 seçimlerinde İstanbul’daki marifet yüzünden zedelendik… Bütün ülke lekelendi.”

İnönü konuşmasında yapılan hilelerden devrin Başbakanı Recep Peker’i ve bakanlardan Cevdet Kerim İncedayı’yı sorumlu tutmuştu.

Pekiyi,14 Mayıs 1950, seçimin kaybedildiğinin akşamı Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı da olan İsmet İnönü’nün ikametgâhı Çankaya Köşkü’nde neler oluyordu?

O gece seçim sonuçlarını Çankaya Köşkü’nde izleyen CHP’li yöneticiler ve bakanlara ülkenin her yerinden kötü haberler gelirken yaşananları İnönü’nün damadı Metin Toker anlatıyor.

“ Bir ara İçişleri Bakanı Erişirgil İstanbul’un elverişli olmadığı anlaşılan sonuçları üzerine Vali Fahrettin Kerim Kökay’la görüştü.”Yahu hani Rumlar bize verecekti?”

Aldığı yanıttan pek memnun kalmışa benzemiyordu. Daha sonra Niğde Valisi ile görüştü. Vali ne demişti ki, Bakan onu sert bir tarzda uyardı.

“Sakın ha! Öyle şeylere kalkışmayı aklından geçirme! İsmet Paşa kafası bir soruna takılınca yaptığı gibi odayı arşınlıyordu. Bir ara geldi, eşinin yanında durdu:”Kaç günde taşınabiliriz?” diye sordu.

Mevhibe Hanım elini paşasının eli üzerine koyup sakin sakin “Merak etmeyin paşam. Çabuk toparlanırım.Bir iki günde evimize geçeriz” dedi.

İsmet Paşa omuzlarından büyük bir yük kalkmış gibi rahatladı, arkadaşlarının yanına döndü.

O gece İsmet Paşa’ya İstanbul’dan bir telefon gelmişti. Arayan CHP’nin İstanbul Müfettişi Sadi Irmak’tı.Irmak,Ordu Komutanı Orgeneral Kurtcebe Noyan’ın kendini  aradığını “Paşa hazretleri emrederse seçimlere komünistlerin hile karıştırdığı varsayımıyla müdahale edebileceklerini” söylediğini iletmişti.

Milli Şef İnönü ise teklifi “Milli irade nasıl tecelli etmişse buna tüm devlet birimleri başta da kendileri saygı göstermeli” diyerek reddetmişti.

Dediğini de yaptı.27 yıllık bir tek parti rejiminin Milli Şef’i demokratik bir seçimle iktidarı devredip muhalefet sıralarına oturdu. Bu dünyada örneği pek görülmemiş bir olaydı.

14 Mayıs seçimleri üzerine New York Times gazetesinde çıkan başyazıda da İnönü’nün bu tavrı takdir edilmişti.

“Türk seçiminin hayret verici sonuçlarından yalnız Türkler değil garp demokrasileri de hakkıyla gurur duysalar yeridir

Şimdi seçimi kaybetmiş olmakla beraber Türkiye’ye demokrasi yolunda büyük bir adım attırmak hususunda en büyük hisse İnönü’ye aittir. Bu cepheden bakınca son seçim onun zaferidir.”

Demokrat Parti’ye yakın gazeteler de seçim sonuçlarını okurlarına ve kamuoyuna “Halk Partisi mağlubiyeti efendice kabul etti,” başlıkları ile duyurmuştu.

14 Mayıs 1950’den geriye sadece Demokrat Parti’nin beyaz ihtilalı değil 27 yıllık bir tek parti iktidarının Milli Şef’inin demokratik olgunluğu da kaldı. (Yıldıray Oğur Karar 12.05 2019)

Sonuç olarak 14 Mayıs 1950 seçimlerinden tarihe not olarak Demokrat Parti’nin beyaz ihtilalı ve karşılığında da Milli Şef İnönü’nün demokratik olgunluğu düşüldü.

Eğer yaklaşan seçimler de söylendiği gibi 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek olursa ondan miras tarihe ne gibi notlar düşülecek merak konusu... Millet olarak bekleyip göreceğiz.