Gösteriş için çalıyı tepesinden sürümeyecekler....Mücadelede boğayı boynuzundan yakalayacaklar...O halde aktörlükte başı çekecek vekiller tuttuklarını koparabilirler mi?

Geçen yazının konusu üretici kesimin şikâyetleriydi ve son cümlesi “pekiyi sorumlular kim ya da kimler” sorusuydu.

Sonrasında gerek gelen yorumlara gerek arayanlara bakıldığında üreticinin durumu anlatılandan daha da kötü... Örnek pamuk yağmur yedikten sonra borsada 26 TL’ye kadar düştü.

Kürek incirin fiyatı 100-150 TL arasında değişiyor... O da peşin değil... Peki sahadaki bu durumu üretici adına kimler gündem olmasına öncülük edecekler?

Elbette Ankara’da milletvekilleri...Yerelde baskı grupları olan ticaret odaları...Sanayi odaları...Ticaret borsaları...Ziraat odaları....Kooperatifler....Konuyla ilgili dernekler.

Ama bir şartla:

Gösteriş için çalıyı tepesinden sürümeyecekler....Mücadelede boğayı boynuzundan yakalayacaklar...O halde aktörlükte başı çekecek vekiller tuttuklarını koparabilirler mi?

Eğer bir milletvekili:

Pamuk nasıl yetiştirilir... Nasıl sulanır... Ekildiğinde yağmur yediğinde kaymak nasıl kırılır... Traktör nasıl kullanılır... Zeytin hasadı nasıl yapılır...Seracılıkta ısı ne zaman kaç derece olursa mahsulü don(soğuk) vurmaz bilmezse üreticiyle iletişim kuramaz..

Eğer bir milletvekili:

Sütün, yemin fiyatını...Meyve ve sebzenin tarladaki,haldeki,pazardaki fiyat farklarının nedenlerini...İncircinin...Arıcının...Çilekçinin...Diğer üreten kesimin tarladan pazara kadar serüveninde yarasına merhem olması beklenemez..

Eğer bir milletvekili:

Çift kimlik taşıyor da Aydın’da başka dışarıda başka, ikiyüzlü davranıyorsa....Aydın’ın dönüşmesini istemeyenlere destek için orta sahada top dolaştırarak şov yaparak vakit geçiriyorsa ondan da fayda ummak beyhudedir..

Eğer bir milletvekili:

Aydın’da yiyip içip Afyon’da ağzını yıkıyorsa... Önceliği eşini, dostunu, kardeşini ballı işlere yerleştirmekse.. İyi biline ki.o doyduğu yere değil doğduğu yere hizmet ediyor demektir.

Eğer bir milletvekili:

Dişli rakip çıkar korkusuyla çengelci prenslerle iş tutuyorsa... Adaykolikse... Onun ek düşüncesi vardır... Kendine ve çevresindekilerin rantına hizmet etmek.

Eğer bir milletvekili:

Bölgeyi tanımıyorsa... İnsanıyla duygudaşlık bağı yoksa...İyi niyetli de olsa ondan Aydın’a faydalı olması beklenemez.

Eğer bir milletvekili:

Kaç dönemdir Ankara’da yan gelip yatıyorsa..Yazılı önergelere ve kanun tekliflerine imza atmak dışında meclis kürsüsünde konuştuğunu gören yoksa o Aydın için zaten yok demektir.

Eğer bir milletvekili:

“Ben genel merkezde politika üretmekle meşgulüm” diyerek Aydın’ı ve sorunlarını dert edinmiyorsa Aydın Ankara’da bir eksik vekille temsil ediliyor demektir..

Özetle milletvekilleri:

Bulundukları yeri bu milletin oylarına borçlu olduklarını bilmezden gelir, yüklendikleri aslında Ağrı Dağı’ndan ağır sorumluluğu vicdanlarında hissetmezlerse onlardan ne üreticiye öncülük etmeleri beklenir ne de dertlerine derman olmaları...

Velhasıl Ankara’da Aydın öksüzdür

O Masaya ne oldu?

Hani nefret siyasetinin yol açtığı boşluktan istifade etmek için sermayeyi temsil eden sivil toplum örgütleri ile iktidar/ muhalefet milletvekillerinin bir araya geldikleri basına kapalı kurulan bir masa vardı.

Aralarında ne konuştukları da bilinmiyordu ancak toplantıya katılanların memnuniyeti kendi adlarına paylaştıkları güzellemelerden anlaşılıyordu ki, aralarında içinde milletin olmadığı bir oyun kurmuşlardı.

Ama ne var ki, görünüşte memleket aşkıyla yola çıkılan bu tür toplantıların Aydın’ın aleyhine düzenleyenlerin lehine sonuçlar ürettiği de tecrübeyle sabittir

Bu sefer Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişiyle oyunları bozuldu ve gerek düzenleyenlerin gerek katılanların kurguladıkları planları boşa çıktı..

Aralarında çay kahve içmek için de olsa bir kere daha toplansalar da nerelerde olduklarını merak edenler haberdar etseler diyorum.

Çünkü Aydın’ın ve sorunlarının sahipsiz olmasının tek sorumlusu siyaset cephesi değildir.

Demokrasilerde baskı grupları olarak adlandırılan Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları ve diğer STK’lar da en az siyasetçiler kadar sorumlulukta payları vardır.

Demek o ki,Aydın o yönüyle de öksüzdür..

Ziyaret eden Bakanların en Fazla Memnun Oldukları Kent Aydın Olmalı

Öncesi de geliyordu fakat BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu parti değiştirince Aydın’a bakan ziyaretleri sıklaştı.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak,..

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır...

Ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş hatırlayabildiğim Aydın’ı ziyaret eden bakanlar.

Son ziyaretçi Mahinur Özdemir Göktaş’a Özlem Çerçioğlu Aydın’ı helikopterle havadan göstermeyi tercih etti.

Nedeni zaman darlığımıdır yoksa Aydın’ın kent kimliğinden uzak büyük köy olduğunu gözlerden kaçırmak için Başkan’ın mı bir kurnazlığıdır bilinmez ama bu geziye eski başkanlardan Hüseyin Aksu tepki gösterdi.

Nedeni kendi yaptıklarını Özlem Çerçioğlu’nun Bakan’a “benim eserimdir” dediği iddiası...

Velev ki, Özlem Çerçioğlu lüpçülük yaptı, benim Hüseyin Aksu’ya önerim kafayı takmaması...

Zira Goebbels’e göre bir yalanı söyleyenin mevkii, makamı ne kadar yüksekse inananı da o kadar çok olur. Ayrıca Churcille göre gerçek çizmesini giyene kadar yalan dünyayı iki kez turlar.

Benim aklıma takılan bunlar değil... Acaba Gençlik Spor İl Müdürü, AK Partili bir milletvekili ya da il başkanı Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’a:

“Bir milyon 200 bin nüfuslu Aydın’a kentin göbeğinde 6 bin seyirci kapasiteli stat yakışmıyor, bize yeni bir stat gerekiyor,” demeyi aklına getirdi mi, getirmedi mi?

Yoksa 6 bin kişilik stat yapımını planlama aşamasında Bakanla çektirdikleri resimle kutlayanlar sormaya utandılar da en iyisi mi sesimizi çıkarmayalım mı dediler.

Aydın sahipsizdir,Aydın öksüzdür vesselam...