AK Parti’de aktif görevi olan bir dostumuzla sohbetimizde “AK Parti’nin geleceği ve Aydın’ın gelişmesi açısından bir şeyler yapmamız gerektiğinin farkındayız.

Ama ne var ki, gittiğimiz her yerde daha ağzımızı açmadan TYP’den (İŞ KUR Toplum Yararına Programı) işe yerleştirme konusu açılıyor.

Ona laf yetiştirmekten başka konulara zaman kalmıyor.

Kadro yetersizliğinden isteği yerine gelmeyen partiye küsüyor ki, bu da işin cabası” demişti.

Normalde partinin değil devlet kurumlarının işi olan bu tür taleplere bizde hiçbir siyasetçinin sırtını dönme lüksü yoktur.

Çünkü Aydın’da partiler tayin, nakil şubesi görevi görür ve vatandaş da o gözle bakar.

Çoğu yerde ise genelde iktidar yetkilisi istekleri ilgili yerlere iletmekle yetinir, gerisini kurum yetkilisine bırakır.

Kurum müdürleri hem oluşacak baskılardan ve sonucunda kendilerine çıkacak faturadan kurtulmak hem de adaleti sağlamak adına noter huzurunda hak sahiplerini belirler.

Bu şekilde personel alımlarını kurumlara bırakan iller Valinin başkanlığında BŞB Başkanı, milletvekilleri, meslek odaları, rektör ve kurum müdürleri enerjilerini ortak akılla kentlerinin kalkınmasında harcar.

Bir ilin kalkınması için olması gereken de budur, herkesin kendi siyasi gettosundan çıkmadığı yerde ne kalkınma olur ne de değişim…

Geçmişte Aydın Ticaret Odası Meclis Başkanlığı görevinde de bulunan iş insanı Mahmut Çağlayan Denizli’de bu tür toplantıların yapılmasının bir gelenek haline geldiğini orada yaptığı bir iş sonucu öğrendiğini söylemişti.

Devletin her türlü yardımına rağmen Aydın’ın daha da gerilemesinin temelinde yatan nedeni ortak akıl eksikliğine bağlamak mümkündür.

Çünkü yerelde ortak irade olmayınca ne dışarıdan yatırımcı gelir ne de yeterince sahiplenilmediği için teşviklerden içeride yararlanan çıkar.

Yatırıma heveslenen yeni girişimci de bürokratik engelleri aşmada bir yardımcı bulamayacağı kaygısıyla vazgeçer.

Aydın’da yaşanan budur. 

Bu işe çözüm üretecek AK Parti milletvekilleri Mustafa Savaş, Metin Yavuz, Rıza Posacı ve Bekir Kuvvet Erim ve İl Başkanı Ömer Özmen bu güne kadar böyle bir çaba içinde olmadı.

Oysaki girişimciye o güvenceyi verecek olan iktidar erkinin Ankara ayağı milletvekilleridir, Aydın ayağı ise il başkanıdır.

Bununla birlikte siyasetin bir gereği olarak devlet desteği konularında vatandaşı bilgilendirme ve yatırıma özendirme de iktidar yetkilisinin bir görevidir.

Eski Su ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu Aydın AK Parti’deki bu konudaki boşluğu biliyor olmalı ki, bakanlığı döneminde Aydın’a yapılan yatırımları kendisi açıklama gereği duydu.

Oysaki bu günlerde cazip teşvikler, yeni projeler gündemde…

Yüzde 50’si hibe, kapsamlı bir yatırım projesini devlet Tarım Orman İl müdürlükleri kanalıyla Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Projesi(KKYDP) kapsamında gerçekleştiriyor.

-Tıbbi ve aromatik bitkiler dahil bitkisel ve hayvansal ürünlerin işlenmesi, kırmızı et ve kanatlı eti parçalama tesisi, su ürünlerini işleme, dericilik, süt ve süt ürünleri, arıcılık ürünleri işleme tesisleri,

-Soğuk hava depoları, sera yapımı ve mevcutların modernizasyonu,

-Büyük ve küçükbaş hayvancılık, kaz, hindi ve kültür mantarı yetiştiriciliği sektörlerine bağlı tesis kurma ya da eskileri yenileme,

-Büyükbaş ve küçükbaş kesim yerleri kurma ya da modernizasyonu,

-Hayvansal ve bitkisel gübreleri depolama ve paketleme tesislerini ve bunlara ait alt yapılar yapmak veya mevcutları yenilemek, genişletmek isteyenlere devlet yüzde 50’si hibe olmak üzere destek kredisi veriyor.

Bilindiği üzere Germencik, Karacasu, Sultanhisar, Köşk, Buharkent, Yenipazar, İncirliova, Bozdoğan, Koçarlı ve Karpuzlu teşvikte 3.bölge kapsamına alındı.

Bu demektir ki, onun da sağlayacağı avantajla yeni proje hem çoğu insan için ekmek kapısı olacak hem de tarıma dayalı entegre sanayinin gelişmesinde öncü görevi görecektir.

Yani bir girişimci bu ilçelere yatırım yaptığı takdirde hem teşvikte 500 bin TL’lik yatırım avantajından hem de KKYDP kapsamında hibe desteğinden faydalanacaktır.

Bir şartla…

AK Parti yetkililerinin boğayı boynuzundan tutması kaydıyla…

Proje tanıtma görevi siyaset kurumunun değil devlet kurumlarına ait bir görevidir, itirazında bulunacaklar olabilir.

Burada söz konusu olan halkı aydınlatmaktan daha çok çekinceleri gidermek, olası engelleri aşma konusunda girişimcilere güvence vermektir.

Bu da bir parti için iktidar olmanın gereğidir.

İlçe başkanlıklarının sorumluluğunda yerel yöneticiler ve Ziraat Odaları başta diğer sivil toplum kuruluşlarıyla toplantılar düzenlemekten ibarettir.

AK Parti yetkilileri bu işte sorumluluk almayınca rekabet de olmuyor ve BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu da hal tesisi, arıtma sistemi gibi önemli yatırımları sürekli erteliyor.

Sonuçta 2014-2018 yılları arasında Türkiye geneli kişi başı gayri safi hâsıla 3762 dolar artarken Aydın kişi başı 1012 dolar fakirleşiyor.

Daha özeti her halükarda kaybeden Aydın oluyor.