Değerli okuyucularım, Aydınpost.com ailesi olarak tüm etkinlikleri yerinde izlemeyi kendimize görev edindik. Yıllardan beri bu misyonu yerine getiriyoruz. Bu çerçevede geçen hafta Ankara’da Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği’nin (JESTER) 6. kongresini takip ettim.

JESTERİN HEDEFİ

JESTER Başkanı Sn. Ufuk Şentürk ve Başkan Yrd. Sn. Mehmet Şişman, kendileriyle yaptığım görüşmelerde sorularıma cevaben, JESTER’in hedefini “jeotermal kaynaklardan enerji üretimi konusunda bir kültür oluşturmak, sürdürülebilir üretim için uluslararası standartları gözeterek ilgili kamu kuruluşları, halk ve özel iştirakler arasında köprü kurmak” olarak açıkladılar.

İki gün süren kongrede Tarım ve Enerji Bakanlıklarından birçok yetkili, Aydın Eski Milletvekili ve TCBB Meclis Başkan Vekili, Bakan ve Avukat Prf. Dr. Sn. Yüksel Yalova, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcıları Sn. Şeref Kalaycı (Trabzonlu) ve Abdullah Tancan da (Gaziantepli) hazır bulundular.

Kongrede çok önemli konuşmalar yapıldı. Ancak kongrede, jeotermalin başkenti olmasına rağmen, Aydın’dan herhangi bir Valilik yetkilisi, Büyükşehir Belediye Başkanı dahil hiçbir Belediye başkanı ve Aydın milletvekili yoktu. Özellikle CHP ve İYİ Parti Milletvekillerinin buraya gelerek şikayetlerini ve düşüncelerini paylaşmalarını beklerdim. Tek ifadeleri “istemezük”. Bu kurumlar ve partilerden neden hiçbir katılım olmadı, anlamak mümkün değil. Sonra da dönüp jeotermal şirketlerinden şikâyet etmelerini ise anlamak hiç mümkün değil.

Çelikler Holding’in sahipleriyle

Konuştuğum firma yetkilileri jeotermalden üretilen enerji satış fiyatının doğalgaz ve kömür başta olmak üzere diğer kaynaklar kullanılarak üretilen enerjiye göre daha ucuz olduğunu, artık jeotermalden elektrik üretmenin manasının kalmadığını ifade ettiler. 2023 yılında neredeyse yok denecek seviyede yatırım yapıldığını, artık elektrik üretilen jeotermale ulaşmak için 3 bin ila 4 bin metrelere inmek gerektiğini, havza yataklarındaki enerji kaynağının bir litresini bile zayi etmenin mümkün olmadığını, her kuyunun açılma maliyetinin 5 ila 10 milyon dolara çıktığını, her kuyudan enerji üretme garantisinin de bulunmadığını belirttiler.

Jeotermal Aydın’ın, 180 km’lik Menderes havzasının en önemli konularının başında gelmektedir. Büyük Menderes havzasının yaklaşık 1000 ila 3000 metrelik kısmının altı komple jeotermal yatağıdır. Bu nedenle de Aydın deprem bölgesindedir. Bu jeotermal yatağı Afyon-Denizli-Aydın aksı üzerinde ülkemizin çok önemli bir yer altı zenginliğidir. Bu zenginliğin sonucu olarak Afyon ve Denizli-Pamukkale’deki kaplıcalar ve dolayısıyla lüks oteller bu illere muazzam seviyede katma değer sağlamaktadırlar.

Kış turizmi kapsamında Afyon ve Denizli binlerce turisti ağırlamaktadır. Öte yandan bu şehirlerde, jeotermal kullanan seralar ve zirai işletmeler de mevcuttur. Jeotermal bu şehirlerde ısınma için de kullanılmaktadır. Yani kısacası bu şehirlerdeki vatandaşlarımız jeotermalin her türlü nimetinden faydalanmaktadırlar.

                 

Muh. Sn. Ali Karaduman’la

Aydın ise ne yazık ki jeotermal ile adeta kavgaya tutuşmuş gibidir. Bu kavga o kadar büyüktür ki anlaşılır gibi değil. Bu konuda maalesef hiçbir fikir alışverişi yapılmamıştır. Herkes yıllardan beri konu bağlamında kendisinin haklı olduğunu savunmaktadır.

Politikacılar maalesef jeotermali istismar etmişler; jeotermal işletmecileri de “züccaciyeye giren fil gibi” her şeyi kırıp dökerek dükkânı mahvetmişlerdir. Tabi, burada ismini zikretmeyeceğim ama çok değerli firmalar da var. İşte JESTER bu anlamda, “jeotermal kaynaklardan enerji üretimi konusunda bir kültür oluşturma, sürdürülebilir üretim için uluslararası standartlar çevresinde ilgili kamu kuruluşları, halk ve özel iştirakler arasında köprü kurma” görevini yüklenmiştir.

“Peki Aydın jeotermal konusunun neresinde” diye sorarsanız, size bu konuda bazı bilgiler vereyim. Aydın’da jeotermal konusunu ilk defa rahmetli Valimiz Sn. Recep Yazıcıoğlu gündeme getirmiş; bu değerli kaynakla Aydın’ın ve kurulacak seraların ısıtılacağını, kurutma tesislerinin faaliyete geçirileceğini, turizm bağlamında kaplıca otellerinin inşa edileceğini ve şehrin muazzam bir kazanç elde edeceğini açıklamıştı. Bunlar ulaşılabilecek gerçek hedeflerdi. Ancak, kısır çekişmeler sonucu jeotermal konusu TBMM’de kanunlaşırken Aydın’ın menfaatleri gözetilmedi. Daha sonra hazırlanan yönetmelikler, Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne verilen yetkiler maalesef Aydın’a ve ilçelerine gelir olarak geri dönmedi.

Kongrede ağırlıklı olarak jeotermalin tarımda kullanılması ele alındı ve projeler tanıtıldı. Tarım Bakanlığının Balıkesir, İzmir-Dikili ve Anadolu’nun farklı bölgelerinde jeotermale dayalı tarım ihtisas organize sanayi bölgeleri (TDİOSB) tanıtıldı. Özellikle Dikili’de 4 bin hektar üzerine TDİOSB kuruluyor. Diğer illerimizde de benzer projeler devam ediyor. Siz de internet üzerinden bu konuda araştırma yaparak projelerin ne kadar büyük olduğunu görebilirsiniz.

Aydın’da da hem de 700 dönümlük bir alan üzerinde benzer bir TDİOSB kuruldu ancak hizmete girmiyor. Peki neden? Çünkü, jeotermalden enerji üretilemiyor. Kuyu açmak için 10 milyon dolara ihtiyaç var. Valimiz bu TDİOSB’nin faaliyete geçmesi için uğraşıyor ama nafile. Çiftlik Bölgesi’ndeki jeotermal sahası Efeler ve İncirliova ilçelerinin ısıtılması ve Aydın’daki tarım ihtisas alanı için kullanılacaktı. Ne var ki firmaya çıkarılan zorluklar sebebiyle teşebbüs maalesef yarım kaldı. Bir zamanlar Çine Barajı’nda olduğu gibi…

Aydın ve ilçelerinin jeotermalle ısınma konusu Aydın Büyükşehir Belediyesinin muhalefeti sebebiyle bir türlü icraata dökülememektedir. Önümüzdeki günlerde çıkacak kanunun bu konuyu çözeceği inancını taşıyorum.

Kongrede Sayın Yüksel Yalova’nın jeotermal konusuna hakimiyetini bir kere daha gördük. Aydınlı milletvekillerinin hiçbiri kongreye katılmadı. Jeotermalden altın ve pilin ana maddesi lityumun üretiminde faydalanılıyor. Türkiye sanayisi ve ülkemiz için katma değer sunacak bir sürü başlıkta jeotermal konusunda çalışmalar ve üretimler yapılıyor. Önümüzdeki haftalarda bunları da yazacağım.

Şurası çok açık; Aydın maalesef jeotermalden gerektiği gibi faydalanamıyor. Bu enerji kaynağı kısır tartışmalara feda ediliyor. Bu yazıda AYDEM Dağıtım Şirketi’ne değinemedim ama onu da yine sonraki yazılarımda anlatacağım.

Değerli okuyucularım, artık seçim sath-ı mailine girdik. Seçimleri Cumhur ittifakı mı, Millet ittifakı mı kazanacak? Haziran ayında her şey ortaya çıkacak. Türkiye’nin çok büyük sorunları var. En başta, 10 ili vuran deprem ülkemizi alt üst etti. Allah ülkeme yardım etsin. Mutlu haftalar diliyorum. Depremi unutmayalım.