Gazeteci dostumuz Suat Deniz kendine ait blokta geçtiğimiz haftaki bir haber yazısında;

 “Aydın büyükşehir başkanlığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne AK Parti kurmaylarınca Milletvekili Mustafa Savaş, Aydınlı Gazeteci Şebnem Bursalı ve bir önceki dönem milletvekili Abdurrahman Öz’ün isimlerinin konulduğu, Erdoğan’ın bu üç isimden birini kesin olarak Aydın Büyükşehir Başkanı olarak ilan edeceği öğrenildi,” dedi.

Seçim öncesinde gönlünden adaylık geçenlerin ya da çevresi tarafından basına orman taşlatılarak ‘tavşan çıkartma ’ sıkça başvurulan bir haber yöntemidir.

O bakımdan her hangi bir yanılgıya düşmemek adına teyit ettirmek için Suat Deniz’i aradım.

Aldığım cevap “kaynağım güvenilir, yoksa yazmazdım,” oldu.

Şimdi AK Parti Aydın Büyükşehir Adaylığını bu isimleri masaya yatırarak inceleyecek olursak malum Mustafa Savaş milletvekilidir.

Ayrıca bakanlıkla eşdeğer, Meclis’in en itibarlı ve bir o kadar da önemli komisyonu Kamu İktisadi Teşekkülleri’nin (KİT) başkanıdır.

Dengeleri korumak adına  ‘Reis’ Mustafa Savaş’ın bu görevi başında kalmasını isteyebilir.

Sonuç olarak Cumhurbaşkanı’ndan Mustafa Savaş’ın büyükşehir adaylığına vize çıkmayabilir.

Şebnem Bursalı’ya gelince…

Şebnem Bursalı tanınmış, mesleğinde gayet başarılı bir gazetecidir.

Aydınlıdır… Yani bu “çukurun” insanıdır… Mazisi temizdir… Görev aşığı, hizmeti seven birisidir.

Ancak bizim ülkemizde hele Aydın gibi Akdeniz ikliminin geçerli olduğu, o iklimin mayası ile yoğrulmuş sıcakkanlı insanların yaşadığı bölgelerde çoğu kez bu özellikler siyasi başarıda  tek başına yeterli olmayabiliyor.

Eski bakan, hemşerimiz Yüksel Yalova’nın bu konu ile ilgili bir sohbetimizde dile getirdiği ilginç bulduğum bir değerlendirmesi vardır.

“Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Aydın gibi sıcak bölge insanları, daha soğuk İskandinav Ülke insanları gibi karşılarına çıkan bir sorunu çözmede “ nasıl” sorusunun peşi sıra gideceği yerde   “kiminle,”mantığından hareket ederler.”

Kısacası bizim insanımız“ben bu sorunu nasıl çözerim” deme yerine “kiminle çözerim”,der.

Bizdeki siyasetçi sınıfını ve siyasetçi, vatandaş ilişkisini en iyi anlatan bir tahlildir bu.

Ayrıca Aydın siyasetinin ve siyasetçisinin yegâne beslendiği kaynaktır bu.

O açıdan bakıldığında bizim insanımızın gözünde siyaset kurumu görevi “aracı” ve “tedarikçilik” olan bir meslektir.

Bu yapıdaki bir siyasi anlayış güçlünün yanında yer almayı gerektirir. Bunun bir sonucu olarak anonim yaşamak bölge insanının gözünde garibanlıkla eşdeğerdir.

Bu siyasetçi algısı bilhassa taşrada ve kentin taşralı kesiminde yılların getirdiği bir alışkanlığın devamı olarak varlığını bu gün de devam ettiriyor.

Siyasetçiden beklenti aracılık olunca bu iklimde yetişen insanların karşısına adayın seçimlerde kalkınmayı konu alan büyük projelerle çıkması gerekmez.

Çıksa da zaten para etmez.

Onun yerine vatandaşın devletle arasındaki küçük bir sorunu çözmek, çocuğunun yurda kaydına yardımcı olmak gibi gündelik küçük işler onun yanında fabrika yapmaktan daha değerlidir.

Bir telefon, bir tebessüm, bir hal hatır sorma, bir taziye dileme bir selam gibi küçük jestler alçak gönüllü, vefalı Aydın çukurunun insanın gönlünü almaya  yeter.

Bu sistemde makbul siyasetçi damardan girerek onlara tatlı dil, güler yüzle, samimi tavırlarla sorunlarını yegâne çözebilecek olanın kendisi olduğuna inandırabilendir.

Bu da kolay bir iş değildir, bol temas ve iletişimle güven aşılamakla olur.

O da düğünlerinde nikâh şahitliği yapmakla, nişanlarında yüzük takmakla, ölüm olaylarında taziyede bulunmakla, en önemlisi de telefonunu 7/24 saat açık tutmakla birlikte zamanından, cebinden ve aile yaşantısından fedakârlık etmekle kazanılır.

 Demem o ki, Aydın’a yolu az düşen Şebnem Bursalı’ya aday olması halinde hemşerileri 2011’de kendisi gibi gazeteci Mustafa Balbay’a yapılan gibi “ithal aday” gözüyle bakacaklardır.

Bilindiği üzere  2011 seçimleri öncesi adaylığı bu şekilde yorumlanınca CHP seçim kaybederiz endişesiyle Mustafa Balbay’ı İzmir’den aday yapmak zorunda kalmıştı.

Denirse ki seçimlere kadar olan süre Şebnem Bursalı’nın seçmenle sıcak bağ kurmasına yeter, bu ilçeleri ve mahalleleri tek tek dolaşmayı, oralardaki insanlarla yakın teması gerektirdiği için bu iş sanıldığı kadar kolay değildir.

 

Aydın insanının bu özellikleri Reis tarafından dikkate alınırsa öyle bir durumda Şebnem Bursalı’nın adaylık şansı azalır.

Mustafa Savaş’ın hem milletvekili hem de komisyon görevi nedeniyle aday olmasına izin çıkmazsa o takdirde bir önceki dönem milletvekili Abdurrahman Öz’ün adı öne çıkar.

Sayın Öz’le AK Parti’nin seçimi kazanıp kazanmayacağını zaman ve konjonktürün getireceği şartlar belirleyecek ancak onun adaylığı hakkında şunu söylemek mümkündür.

Abdurahman Öz’ün adaylığının önünde Şebnem Bursalı gibi siyasetin ‘arka bahçesi’ ya da ‘arka sokakları’ dediğimiz taşra cephesinde tanınmama gibi bir engel yoktur.

Ayrıca Abdurrahman Öz’ün AK Parti tabanında olduğu kadar Cumhur İttifakı şayet devam edecek olursa MHP cephesinde de bilinmişliği, tanınmışlığı vardır.

Bu da adaylıkta onu Şebnem Bursalı’ya göre bir adım öne çıkaran artı bir değerdir.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA