Türkiye’nin turizm potansiyeli ve dünya turizm pazarındaki yeri incelendiğinde Dünya çapındaki pazar payı olarak potansiyelinin altında kaldığı gerçeği gün gibi ortadadır. Türkiye’nin Dünya pazarında hakettiği değeri görebilmesi için alternatif çalışmalara girişilmesi gerekir.

Tarih boyunca çeşitli coğrafyalarda devletler kurmuş, burada çok farklı kültürler iz bırakmış ve çok renkli bir kültürel miras oluşturmuş ülkemiz günümüzde kurulu olduğu bölgenin turistik olarak çok özel olmasına rağmen, modern dönemin sanatında yetersiz üretim ve pazardaki diğer ülkelere nazaran gastronomi alanındaki yetersiz tanıtım, gelişimini olumsuz etkilemektedir.

Geçenlerde gastronomi açısından Dünya ülkeleri sıralanmış ve ülkemiz 17. sırada kendine yer bulabilmiştir. Türk mutfağı, geçmişten gelen yemek kültürleri ile dünya üzerinde ilk üç mutfak arasında olması gerekirken gerilerde kalması tanıtım ve inovasyon konusunda ne kadar eksik olduğumuzun göstergesidir. Bu bağlamda gastronomi konusunda daha fazla çalışmamız, çalışmalarımızı daha iyi tanıtmamız ve özellikle yerel gastronomiye gereken önemi vermemiz gerekir.

Gastronomi konusunda ülkemizin önde gelen isimlerinden biri ve tam bir yemek aşığı olan Dr. Öğretim Üyesi Emrah Köksal Sezgin'i yaptığı başarılı ve önemli çalışmaları nedeniyle bu hafta köşemize taşıdık. Eğer gastronomi konusunda gelişecek ve turizme artı değer katacaksak Şef Sezgin gibi vizyoner kişileri desteklememiz gerekir.

Halen Gastronomi Derneği Başkanlığı görevini yürüten Dr. Öğr. Üyesi Şef Emrah Köksal Sezgin, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Davutlar Meslek Yüksekokulu Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölüm Başkanı, Dünya Şefler Birliği Dünya Kültürel Mutfak Mirası Komitesi Üyesi, Dünya Gastronomi Enstitüsü Türkiye Delegesi, Dünya Şefler Birliği "B" Kategori Kıtalararası Jüri Üyesidir. Kısacası kendisi on parmağında on marifet olan bir gastronomi Uzmanıdır.

Şef Emrah Köksal Sezgin, aslen Amasyalı olup mutfağa olan sevgisinin yanı sıra, bu sektörde büyük bir hevesle akademik kariyer yapan değerli bir bilim insanıdır. Gazi Üniversitesi Konaklama İşletmeciliği Öğretmenliği mezunu olan Şef Sezgin, Türkiye'ye 112 yıl sonra tarihindeki ilk Aşçılık Olimpiyatları Altın Madalyasını kazandıran önemli bir kişiliktir. Bu başarısının tesadüf olmadığını sonraki olimpiyatlarda bu başarısını yenileyip bu madalyaların yanı sıra Dünya Aşçılık Kupası'nda da altın madalyayı ülkemize kazandıran bir uzmandır.

Beş yıl boyunca Türkiye Aşçılar Milli Takımı'na direktörlük yapan şef Sezgin, çeşitli uluslararası yarışmalarda jüri olarak görev yapmış ve çok sayıda sertifika almıştır. Ulusal ve uluslararası yarışmalarda sayısız madalya kazanmıştır. Yıllardır çeşitli eğitim kurumlarında ve ticari şirketlerde uzman, danışman ve eğitmen olarak görev almaktadır. Çeşitli TV programlarında, sempozyum ve konferanslarda yer almıştır. Bir çok yemek kitabı yazmış ve bir çoğuna da katkı sağlamıştır. Akdeniz Üniversitesi ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde Aşçılık, Turizm ve Otel İşletmeciliği ile İkram Hizmetleri bölümlerinin açılmasında aktif rol oynamış, ayrıca Pastacılık ve Ekmekçilik programının ülkemizde başlamasını sağlamıştır. Özellikle "Osmanlı Mutfağı", "Anadolu'nun Yöresel Mutfakları" ile "Aydın Gastronomisi" kitapları özgün çalışmalardır.

Fen Lisesine girebilecek puanı varken içindeki gastronomi sevgisi ile Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinde okumayı tercih etmiştir. Lise eğitimini Kuşadası’nda tamamlayan Şef Sezgin yayınlanmış çok sayıda kitabın yanı sıra yerli ve yabancı yayın kuruluşlarında çok sayıda makale ve bilimsel bildiriye imza atmıştır.

Gastronomi turizm kentleri için vazgeçilmez bir unsurdur. Davutlar Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Şef Sezgin Kuşadası Gastronomisi için bulunmaz bir fırsat olarak orada duruyor. Yayınladığı kitaplar, yaptığı çalışmalar, Didim Veganfest gibi katıldığı festivaller, yayınladığı makale ve bildiriler ile özgün bir kişilik olarak hemen yanımızda ama biz ondan faydalanmasını bilmiyoruz. Gerek Kuşadası Belediyesi, gerek diğer meslek ve ticaret odaları ondan fayda sağlayarak Kuşadası’na önemli katkılar sağlayabilir. Bunun için önce istemek ve ilgili kişilere gereken değeri vermek gerekir. Hazır elimizde Kuşadası ve yemek aşığı bir öğretim üyesi varken bunu değerlendirmeliyiz. Başarı ancak böyle elde edilebilir. Kendisine bir Amasyalı olmasına rağmen Aydın için yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür ediyor, çalışmalarının devamını diliyoruz.

"İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür." (Platon)