1)Negatif insanlarla birlikte olmak: Çevremizdeki kişilerin bir problemi olduğunda elbette dinler ve yardımcı olmaya çalışırız. Ancak bazı insanlar vardır ki her şeyden şikayet eder ve sürekli yakınır dururlar. Güne güzel başlasanız bile çevrenizde sürekli negatif söylemlerde bulunan insanlar varsa siz de enerjinizin aşağı çekildiğini hissedersiniz. Çevrenizde böyle insanlar olduğunu fark ederseniz, uzaklaşmak size iyi gelecektir.

2)Uyku düzeninin olmaması: Geç yatmak geç kalkmak ya da geç yatıp erken uyanmak her iki durumda da sağlıksız uyku düzeni söz konusudur ve güne yorgun olarak başlarsınız. Bu durum hem motivasyonunuzu düşürecek hem de gün içinde dikkat ve bellek gibi süreçlerin gerektiği işlerde veriminizi azaltacaktır.

3)Dengesiz beslenme: Güne kahvaltı yapmadan başlamak, sürekli alkol ve kafein tüketimi, yetersiz su tüketimi, fast food ağırlıklı beslenme gibi alışkanlıklar vücut dengemizi bozarak fiziksel olarak kendimizi güçsüz ve yorgun hissetmemize neden olur. Bu durum gün içinde bazen nedenini bilemediğimiz düşük bir motivasyonla devam etmemize neden olabilir.

4)Egzersiz yapmamak: Depresyon tedavisinde egzersiz yapmanın antidepresanlar kadar olumlu sonuç verdiği araştırmalarla kanıtlanmış bir gerçek. Hareketsiz yaşam yalnızca fiziksel sağlığımızı değil ruh sağlığımızı da olumsuz etkiliyor. Bu nedenle spor salonuna gidemeseniz bile hareketi, rutininize dahil etmeniz (asansör yerine merdiven kullanmak, kısa mesafeleri yürüyerek gitmek gibi) size olumlu yansıyacaktır.

5)Kendine zaman ayırmamak: Kendime ayıracak beş dakikam yok diyorsanız tükenmişliğin ve stres kaynaklı diğer problemlerin kaçınılmaz olduğunu söylemeliyim. Her gün kendimize iyi gelen şeylere ayırabilecek, her şeyi bir kenara bırakıp kendimizi dinleyebileceğimiz en az yarım saatimiz olmalı.

6)Zaman yönetimi yapmamak: İş, ev, sosyal hayat ve diğer sorumluluklar derken her gün yapılması gereken onlarca şey var. Eğer doğru planlama yapamazsak hem bir çok işi aksatır hem de fazladan efor sarf ederiz. Bu nedenle eğer bilmiyorsak zaman yönetiminin nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili bilgi edinerek akışı kendimize göre planlayabiliriz.

7)Sürekli erteleme alışkanlığı: Aslında ertelemek kavramı hepimizin hayatında var. Ancak süreklilik haline geldiğinde yani her şeyi ertelemeye başladığınızda günlük rutin bozuluyor ve yaşamın tüm alanları olumsuz etkilenmeye başlıyor. Erteleme davranışı kronik hale geldiğinde, erteleme hastalığı (Procrastination) olarak isimlendiriliyor. Ama bence biz buna kötü bir alışkanlık diyelim. Erteleme davranışı o an bizi işten kurtarsa bile ardından yapılması gereken işe ek olarak kaygı, stres olarak geri dönüyor. Ne yapmamız gerekeni yapmış oluyoruz ne de bahane olarak yöneldiğimiz işe tam olarak kendimizi verebiliyoruz. İşi yapmamış olmanın yarattığı suçluluk ve kaygı sosyal hayatımıza, yatağımıza hatta rüyalarımıza kadar taşınıyor. Böyle düşününce ertelemek sizce de kötü değil mi ?

8)Hayır diyememek: Hayır olumsuz bir kelime, evet ise hem olumlu hem de yardım etmenin uyum sağlamanın neresi kötü, diye düşünebilirsiniz. Fakat yapmak istemediğimiz şeylere sıklıkla evet deyip, kendi sınırlarımızı belirleyemediğimizde işler o kadar da yolunda gitmemektedir. Öncelikle, hayır demek isterken evet dediğiniz kişiye karşı zamanla içinizde öfke ve kırgınlık birikir. Kendinizi bir şeyleri yapmak zorunda hissettiğiniz için benlik saygınız olumsuz etkilenir. Sürekli evet dediğinizde sanılanın aksine saygınlığınız azalır ve sürekli talep eden, suistimal eden bir çevreyle kalırsınız. Bu bilinen bir gerçektir ki, sınırları olmayan insanlar daha az değer görür.

9)Yaşam alanları arasında denge kurmamak: İş, eş, arkadaşlık, aile gibi üzerine düşmemiz gereken birçok alan var hayatta. Hepsinin yeri ve önemi farklı olmakla birlikte huzurlu ve mutlu devam edebilmemiz için aralarında bir denge kurabilmemiz gerekiyor. Aksi halde işe çok yoğunlaştığımızda sosyal hayat ve yakınlarımız; sosyal hayata yoğunlaştığımızda işimizle ilgili sıkıntılar yaşamaya başlıyoruz. Eğer sizde bu alanlarda problemler yaşamaya başladıysanız denge kurup kuramadığınızı gözden geçirebilirsiniz.

10)Sosyal medya bağımlılığı: Sosyal medya alışkanlıklarımızı gözden geçirerek kendimizi değerlendirmeliyiz. “Gün içinde ne kadar zaman ayırıyoruz, bize bir şeyler katıyor mu yoksa her boşlukta başkalarının hayatlarını incelemek gibi bir alışkanlığımız mı gelişti, kendimize zaman ayırmanın önünde bir engel haline geldi mi” gibi sorulara evet cevabı veriyorsanız bu konuda acilen harekete geçme zamanı geldi demektir.

Sağlıkla Kalın

İyi Haftalar