Saat 16.00’da Ensar Vakfının Gençlik ve Kültür Merkezinin açılış programındaydım.

Telefonuma Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık’a tepki için İyi Partili ve CHP’li kadınların protesto edecekleri haberi düştü.

Merak ettim, bu nedir diye, haber sitelerinde protestoya sebep olan haberi aramaya başladım.

Bu arada bulunduğum yerden ayrıldım.

Dükkanımın bulunduğu sokağa geldiğimde haberi bulmuştum.

Bulduğum videoyu izledim.

Görüntülerde hiddetli tartışmalar ve ast üst ilişkisine uymayacak şekilde kavga ediliyordu.

İddia edildiği gibi fiili şiddet yoktu.

Haberin abartılarak verildiği anlaşılıyordu.

Sonra arabadan indim.

Yanıma hemen bir gazeteci arkadaş geldi.

“Haberi gördün mü?” diye sordu.

“Evet haberi gördüm ve ahlaksızca buldum” dedim.

“Olur mu, iyi olmadı susturacaklardı kadını” dedi.

“Nasıl susturacaklar? dedim.

“Vereceklerdi parayı” dedi.

“Para mı istemiş?” dedim.

“Evet” dedi.

Bunun üzerine “Git Allah aşkına, sizde her şeyin parayla çözümünden yanasınız” diyerek tepki verdim.

Sonra, sosyal medyadan haberler gelmeye, yorumlar yapılmaya başladı.

Bilgi sahibi olmak için bir iki telefon görüşmesi yaptım ve olayın iç yüzünü araştırdım.

Meğer kadın videoyu kendisi çekmiş.

Yani başkanın odasına hazırlıklı gitmiş.

Niyeti baştan bozukmuş yani.

Bu kadın, belediyenin emlak servisinde çalışır ve hakkında da yolsuzlukla ilgili şikayetler varmış.

Bu sebeple yer değişikliği yapılmış.

Derdi eski görev yerinde çalışmak(!)

Başkandan bunu istiyor.

Neyse, sonra bu kadın belediyeden kıdem tazminatını alarak işten ayrılıyor ve Büyükşehir Belediyesinde işe başlıyor.

Aradan yaklaşık dört yıla yakın zaman geçiyor ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde bir haber sitesinden bu video servis ediliyor.

Olayın esası bu.

Bizi ilgilendiren ve "Vaybe!" Dedirten tarafı ise şudur;

Sen ey, Kürşat Engin Özcan kardeşim!

Komplo olduğu her tarafından belli olan bu olay üzerinden dün “Başkanım, abi” dediğin insana yapılan kumpas karşısında niye sessiz kaldın?

Partinin kadın kolları üyeleri ve seni seven, seninle yol yürüyen kadınların bu tezgaha alet olmalarına niçin göz yumdun?

Daha önce Haluk beyin aleyhinde benzer söylentiler yapıldığında, yapanlar arasında adın geçiyordu.

Sen hakkında dillendirilen iddialara ise itiraz ediyordun.

Şimdi anlaşıldı ki, siyasi mücadelede her şeyi mübah görmek gibi zaafın var senin.

Sana yakışıyor mu, kumpaslardan güç devşirmek, "abi" dediğin insanı yıpratmaya çalışmak.

Bu yöntemle başkanlık koltuğuna oturmak için çirkin işlere tevessül etmek.

Nasıl böyle bir alçalma içinde olabilirsin anlayamıyorum.

Sen, ülkücü dava için şehit vermiş bir aileden geliyorsun.

Yani, değerlerimiz yaşasın diye canından vazgeçenlerin olduğu bir aileden.

Sana bu harekette bir değer verildiyse bil ki, şehidimize duyulan saygıdandır.

Kusura bakma, sana bu değer ve saygıyı hiç kimse “Al siyasi geleceğin için tepe tepe kullan!” demez ve diyemez.

Durman gereken yerini bilmezsen, arkadaşlarına bu pis kumpas kurar veya alet edersen kaybeden sen olursun.

Daha gençsin.

Önünde yaşanacak nice yılların var.

Sana inanarak yanında yol yürüyen arkadaşlarına da bu vebale ortak etme!

Kendinde bu yanlıştan bir an önce dön!

CHP’nin değirmenine su taşıma!

Kendini de arkadaşlarını da itibarsızlaştırma!

Seni daha öncede uyardım.

“Hırslarına teslim olma!” diye ama dinlemiyorsun.

Tekrar ediyorum.

Bu pis tezgahlardan medet umma ve arkadaşlarını malzeme etme!

Derhal bir basın açıklaması yapmalıydın.

Tezgahla ve yapanlarla arana mesafe koymalıydın.

Ama bunu vaktinde yapmadın.

Ömür boyu bu leke üzerinde kalır ve bu kiri hayatından temizleyemeyeceksin.

31 martta seçimi kaybettiğinde senden geriye, akıllarda bu ahlaksızlık kalacak ve pişmanlıklarınla yaşamak zorunda kalacaksın!

O zaman, pişmanlık için de çok geç olacak!

Bilmeni isterim.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!