Değerli Aydınpost okuyucuları bu hafta sizleri Elazığ’a götüreceğim. Kapalı Çarşıyı anlatacağım, Sadece İstanbul’da Kapalı Çarşı yoktur, Türkiye’mizde birçok yerde kapalı çarşısı vardır, işte Elazığ Kapalı Çarşı.

Okuyunca zamana göre neler değişmiş daha önceki yazımda da bahsettiğim gibi 33 yıl sonra Elazığ’a gittiğimde gördüğüm şeyleri anlatacağım.

KAPALI ÇARŞI

Çarşı sözcüğü Farsça bir kelime Dört sokağın birleştiği ve ticaret yapılan yer anlamına geliyor.

Bu mekânın üzeri kapalı olursa buna da bedesten diyor erbabı. Elazığ’ı belli periyodlarla öne çıkaran sembol yapıları ve çarşıları ile önemli sanayi kuruluşları hep olmuştur. Kapalı Çarşı, Hazar Santralı, Trenin Elazığ’a gelmesi, fabrikaların açılması, üniversitenin kurulması, Ferro- Krom Fabrikasının açılması, Zahire Meydanı’nın açılması hep önemli olaydır.

Elazığ’da Kapalı Çarşı 1928 yılında Vali Cemal Bardakçı zamanında kurularak hizmete girmiştir. Bu Çarşıya hizmeti geçen İlk Belediye Başkanı Halil Özden olmuştur. Daha sonra 1937 yılında Çarşıyı onaran Belediye Başkanı da Hürrem Müftügil’dir.

Hürrem Müftügil yeniden tanıtılmayı hak eden bir siyasetçi ve büyükelçi!

Kapalı Çarşı bugünkü Postane binasının bitişiğinde, tarihi valilik binasının güney cephesindedir. Güney ve Kuzey yönlerinden iki batı ve doğu yönlerinden dört olmak üzere altı ana girişe sahiptir. Çarşının üzeri ağaç esaslı ahşap bir çatı ile kapatılmıştır. Son dönemlerde kötü bir görünüm sergileyen çarşının çatısı yakın zamanda değiştirilerek ahşap olarak yenilenmiştir.2019 yılının Eylül ayından itibaren yeni bir restorasyonun başlandığını da belirtelim.

Önceleri hali vakti yerinde olanlarla yüksek rütbeli memur sınıfının gıda maddeleri için tercih ettiği yer Kapalı Çarşı mağazaları idi. Aslında o dönemdeki kasap dükkanlarının hemen hemen tamamı bu kapalı çarşı içinde idi. Hatta bu sebeple buraya daha çok kasaplar çarşısı denilirdi.

1965 yıllarına kadar bu çarşının en meşhur simalarından sepetçileri anmasak anlatım eksik kalır. Bu sepetçi esnafı müşterilerinin evlerini tanıdıkları için alınan malzemeleri alan kişi olmadan da evlerine götürüyorlarmış. Bu çarşının yapımını belediyenin çok değerli bir hizmeti olmakla beraber o günün koşullarına göre çok büyük tutulmuştu, O yıllarda Elazığ’ın refah seviyesi iyiydi. Refahın kaynağı da ticaretti. Zira Elazığ geniş bir hinterlandın ticaret merkeziydi.

Elazığ o günler Türkiye’nin en geniş vilayetlerinden biriydi. Henüz Tunceli teşekkül etmemiş, Bingöl kopmamış, Malatya, Elazığ’a akrabalık bağları ile bağlı Arapkir’i almamış, Keza yine yakın akrabalık bağları olan Egin(Kemaliye) Erzincan’a verilmemişti.

1928 yılından beri hizmet vermekte olan Kapalı Çarşı’nın rahat giriş ve çıkış vardır. Hemen hemen her çeşit yöresel ürünlerin bulabileceğiniz bu tarihi Cumhuriyet dönemin mekanı içinde aynı zamanda Balıkçılar Çarşısı ve Kasaplar yan tarafında da Bakırcılar Çarşısı bulunmaktadır.

Çarşı’da Elazığ yöresine ait baharat çeşitleri, badem şekeri, pekmez, kumda özel olarak yapılan Ağın leblebisi, tulum peyniri, kaysısı, kuru üzümü, orcik (Cevizli sucuk) gibi birçok ürün bulabilirsiniz, yeri gelmişken İstanbul Mısır Çarşısı gibi.

Elazığ Kapalı Çarşı Esnafı işini iyi bilen, tecrübeli ve yardım sever insanlardan oluşuyor. Bir örnek mi adres sorduğunuzda adresi tarif etmez, önünüze düşüp sizleri adrese kadar götürür.

Çarşı sadece yerel halkın değil Elazığ’a gelen turistlerin de uğrak noktalarından birisidir.

Günün her vaktinde kalabalık ve hareketli olan bu tarihi Pazar yeri 1928 yılından beri hizmet vermektedir. Kadayıf tatlısı ve künefe yapımı için kullanılan tel kadayıfı özel pişirme saclarında taze olarak üretip satan kadayıfçı dükkanları da yine Kapalı Çarşı içinde bulunmaktadır.

Tarihi Kapalı Çarşı’nın güney girişi-çıkış kapısından doğuya doğru uzanan sokakta, Kalaycılığın yapıldığı ve bakırın elde işlenerek ürüne dönüştürülüp satıldığı dükkan bulunmaktadır.

Sağlı ve Sollu olmak üzere bakırcı ve Kalaycı dükkanlarının bulunduğu sokak Bakırcılar Çarşısı olarak anılmaktadır. Tabi Cam ve Porselen tabakların yaygınlaşmasından sonra kalaycıların sayısında da azalma görülmektedir.

Tabi ki Kapalı Çarşı Haricinde Biraz da Elazığ Spor’una değinmek ve yazmak lazım.

TARİHÇE

Elazığspor Kulübü, 1967 yılında Merkez Gençlikspor, Güvenspor ve Harputspor kulüplerinin birleşmesiyle kurulmuştur.

Suat TAYDAŞ, Fahri SUNGUROĞLU, Necdet ALTINTERİM, Yılmaz ÇORBACIOĞLU, Talat GÜLER, Sedat YILDIZ, Metin KURTOĞLU ve Mürşit ÖZTÜRK tarafından 23 Mart 1967 yılında kurulmuş olan kulübümüzün, dernek olarak tescili ise 24 Mart 1970 tarihinde yapılmıştır. Renklerimiz bordo-beyaz olup, amblemimiz yöremizi temsil eden çayda çıradır. Elazığspor’umuz, 3. Lig’de 1974-75, 1982-83,1985-86, 1989-90 ve 1994-95 sezonlarında şampiyon olarak 2. Lig’e yükselmiştir.

1995-96 sezonunda klasman birincisi olarak ‘Ekstra Play-off’ müsabakalarında mücadele etmiştir. Elazığspor’umuz, 1997-98, 1998-99, 2000-01 sezonlarında play-off gruplarında yer almış fakat Süper Lig’e yükselememiştir.

2001-02 sezonunda 35 yıllık özlem sona erip, Bordo-Beyazlı ekibimiz 1. Lig’de şampiyon olarak Süper Lig’e yükselmiştir. Bu ligde iki yıl mücadele eden Elazığspor’umuz, 2003-04 sezonu sonunda Süper Lig’den bir alt lige düşmüştür.

4 sezon 1. Lig’de mücadele eden takımımız, 2007-08 sezonunda ise 2.lige düşmüştür.

3 sezon boyunca ikinci ligde mücadelesini sürdüren Elazığspor’umuz, 2010-11 sezonunda 2. Lig Kırmızı Grup’u lider bitirerek 1. Lig’e yükselmiş ve 2011-12 sezonunda da 1. Lig’de sezonu ikinci sırada tamamlayarak direkt olarak tekrar Süper Lig’e yükselme başarısı göstermiştir.

İki yıl Süper Ligde boy gösteren Elazığspor’umuz, 2013-2014 sezonunda Süper Lige veda ederek bir alt lige düşmüştür.

2014-2015 sezonunda TFF 1.ligde mücadele eden takımımız, 2015-2016 sezonunda ise play-off yarı finalinde ilk maçta 3-2 mağlup ettiği Adana Demirspor’a rövanş maçında 2-1 mağlup olunca Süper Ligin eşiğinden dönmüştür.

Elazığspor’umuz, şuan TFF 1.ligde mücadele etmektedir.

Elazığ Spor nereden nereye, yeni gelen teknik direktör Levent Eriş 57 yaşında olduğuna göre göreve 1 Kasım 2019’da başlamıştır. Sözleşme bitiş tarihi 30.06.2020’dir.

Ve diyoruz ki; Bir şehrin spor Kulübü var ise, o şehrin ekonomisi de o kadar canlıdır. Bu yüzden şehrimize yeni gelen Levent Eriş’e ve Elazığ Spor Kulübü’ne herkesin yardımcı olması gerekir.