İKİNCİ BÖLÜMDE   İSE:  AMİDA'DAN  DİYARBAKIR'A,   DİCLE'NİN  SEVGİLİSİ,  13 BİN YILIN  TARİHİ , ULU CAMİ MERKEZ, HAMRAVAT  SUYU'NUN ÖYKÜSÜ,  EL- CEZERİ, İNANCIN KENTİ,  SANAT  ŞAHESERİ SURLAR, DİYARBAKIR HANLARI, DİYARBAKIR  VE  GÜL   İKİNCİ   BÖLÜMDE  BİLGİNİZE SUNULACAKTIR.

AMİDA'DAN DİYARBAKIR'A....

Bir  kentin  isimleri, mazisinin  bin yıllar öncesine  uzanışın  ve kurulduğu günden  beri  cazibe merkezi  olmayı sürmesinin ispatıdır.Her bir  isim  öyküdür, kenti zenginleştiren  bir efsanedir  burada.

Antik çağlarda  Greklerin 'Amida'  adıyla  andıkları şehir bu adı  ufak değişikliklerle yüzyıllar boyunca  korudu.Müslüman Arapların  MS . 8 .yüzyılda  bölgeyi  fethetmelerinin ardından Amid adı  bölgeye yerleşen  Bekrbin Vail(BenüBekr,  Bekiroğulları ) kabilesine  nispetle  Diyar-ı Bekir  adıyla  meşur oldu.Ama İslam uygarlıkları  dönemlerinde Amid  adı  da  yaşadı. Cumhuriyet  döneminde  Diyarbakır  adıyla  il oldu kent. Tarihsel  süreçte  kentin  adı  ne olursa  olsun ,  bir bilim, ticaret  ve kültür merkezi  oluşu  değişmiyen  yegane  özelliği  olageldi.

13 BİN YILIN TARİHİ...

Diyarbakır  yeryüzünde  insan  yaşamının kesintisiz sürdüğü nadir kentlerden biri , Kentin ilçelerinden Silvan (Meyyafarikin.)

Eğil  ve Ergani yörelerinde yürütülen  bilimsel   çalışmalarda  yerleşik yaşam izlerinin  M.Ö.11 bin  yılına  değin  uzandığı  anlaşıldı. Hayvanların  evcilleştirilmesi ,  tarım yapılması  gibi  insanlık  tarihinin  önemli  köşe  taşları  bu  coğrafyayı   daha da seçkin  kılan  özelliklerinden.

amida-hoyuk-teki-kazilarda-1800-yillik-kalorifer-sistemi-bulundu-794826-5

DİCLE'NİN  SEVGİLİSİ ....

İlk görüşte hayran olacağınız,  büyülü bir  güzelliğe  sahip  bu nehir. Diyarbakır Dicle'siz, Dicle'de Diyarbakırsız  düşünülemez. Diyarbakır  için  Dicle'nin  sevgilisi  diyebiliriz.  Uygarlığın  geliştiği  bu toprakları,  kardeşi  Fırat'la  bir olup  besliyor.Diyarbakır'ın  binlerce yıllık tarihinin, efsanelerinin tanığıdır Dicle. Kıyılarında insanoğlunun  ilk buğdayı  yetiştirdiği, yerleşik yaşam a geçmenin  en erken örneklerini  verdiği  ve bir medeniyet  anlayışı getirdiği nehirdir.

Akıp geçtiği  coğrafyaya hayat, bolluk ve bereket taşır. Nehrin suları baharda  coşar ve bazen yatağına sığmaz, taşar  ama yazın durulur, dingin akar. Bereketli  ovaların toprağı onun  suları  ile  coşar. Güneşin cömertçe  ısıttığı  bu coğrafyaya  aynı bonkörlükle karşılık verir. Suyunu içirir, insanları  serinletir ve yeri gelir  elektrik olur, aydınlatır kenti.

Mervaniler Dönemi 'nin  kente armağanı olan  On Gözlü  Köprü'nün  altından akar  gider  Basra  Körfezi'ne doğru.

thumbs_b_c_c93935fa528e264e243afb7db9b61dc8

ULU  CAMİ (MERKEZ)

İslam dünyasında beşinci Harem-i  Şerif  olarak  bilinmektedir.Diyarbakır İslam  ordularınca   fethedildikten  sonra ildeki  en büyük  Hıristiyan  tapınağı  Mar-Tama kilisesi, M.S.639  yılında  camiye  çevrilmiştir. 1091'de  Büyük Selçuklu Sultanı  Melikşah  zamanında  tamir ettirilmiştir. 1115 tarihinde meydana  gelen  deprem  ve yangında  büyük hasar gören cami  1240  yılında  halkın yardımıyla  onarılmıştır.Avlusundaki  şadırvanları , çeşitli  devirlere  ait  kitabeleri  yönünden  büyük değer taşıyan  bu ilk islam  yapısı ,  kara taşlarla inşa  edilmiştir.

Anadolu'nun  eski  camisi olan Ulu Cami , çevresindeki   iki medrese ve diğer yapılarla  anıtsal  yapılar  topluluğu olarak  günümüzde  de  dikkat çekmektedir. Plan  olarak  705- 715  yıllarında  inşa  edilen  Şam'daki  Ümmiye ve Emevi  camilerine  benzemektedir.

diyarbakır-ulu-camii-1280x720

HAMRAVAT  SUYU'NUN  ÖYKÜSÜ.....

Diyarbakır'da  suyun anası Dicle'dir ama  Dicle'nin  de  çocuğu, yani  kolları çoktur. Lezzetli içimi   ilemeşur  olan  bu suyun  ünü  zamanında  İstanbul'a  Osmanlı  Sarayı'na kadar ulaşmış  Suyun şöhretinin akatarımını  Osmanlı  seyyah  Evliya Çelebi'ye  bırakalım.

Eski bilginler,  bu Hamravat Suyu içine pamuk  koyup sonra yine tartışmışlardır....  İstanbul'da  Eski Saray kapısı  önündeki  biricik  çeşme suyundan  ıslanıp  kuruyan  pamuk  ile  bu Diyarbekir Hamravat  Suyu'nun  pamukları beraber  tartılmıştır. Bu  kadar hafif  sudur. Eğer  pamuğu  ağır olsa, acı olup  faydasızlığına  delalet  ederdi.

Bu  Hamravat  Suyu'nun  safra, soda ve balgamı  mahveylediği tecrübe  ile  malumdur. Hatta  Osmanoğulları'ndan İbrahim Han   bu suyun  vasıflarını  duyunca " Elbette  bana Diyarbekir' den Hamravat  Suyu  gelsin" diye  hatt-ı şerif ile  dergah-ı  ali kapıcı-başısı, memuren  Diyarbekir'e gelmiştir. O zaman  efendimiz  Melek Ahmet Paşa, Kara- Amid valisi'dir.

Paşa , padişah emrini  görünce  baş üstüne  deyip,  onar okka su alır, altı  adet  gümüşten  ve altı  kurşundan  ve altı  adet  tutyadan  ve altı adet  çam  boduçlarından , toplam olarak  24 adet  gümgümlere  sular  doldurup ve ağızlarını  mühürleyip, gelen kapıcı- başıya  on kese  de ihsan  verip  teslim  eyledi. On altı  kese dahi gümgümlerin  masrafını  çekip ılgar  ile  Hamravatı İbrahim  Han'a  gönderdi.

Allah'ın  hikmeti  bu soğuk saf su  İstanbul'a  girdiği gün , yeni  padişahın  tahta  oturduğu  gün olup, bu Hamravat Suyu, Sultan  İbrahim'in  oğlu  Dördüncü Mehmet  Han'a  nasip olmuştur.

1056 Recebinin on sekizinci  Cumartesi günü , ikindiden sonra tahta  oturduğu  vakit, ilk  olarak  Hamravat Suyu içti... Sözün  kısası  bu  Hamravat  Suyu  Diyarbekir'in  yüzsuyudur."(Evliya Çelebi Seyahatnamesi.)

a17407932ced79d8c515f26636da9d50

EL-CEZERİ....

Bilimler  tarihinin  en önmeli  isimlerinden olan büyük mühendis ve mucit  Ebu "ilzz el Cezeri'nin  Diyarbakır'daki  yeri ayrı. 12 yüzyılın  bu değerli bilgini  birçok  önemli buluşana  Diyarbakır Artuklu Sarayı'nda  imza attı.  Mekanik robotların  yanı sıra ,  saat  modellerinden hassas  terazilere kadar  çalışmalar gerçekleştiren  el cezeri, Leonardo da Vinci'den  150  yıl  önce  çalışmalarını  bir kitap  haline getirdi. Dicle  Üniversitesi , robotik biliminin  babası sayılan  el-cezeri'nin  çalışmalarından  oluşan modellerin  Diyarbakır'da sergilendiği  bir  müze  oluşturulması  için çalışmalar yapıyor.

indir-67

İNANCIN  KENTİ.....

Diyarbakır'a su  ve iklim  insanı ,  insan da  medeniyeti  ve kültürü  getirmiş. Tek tanrılı  dinlerin  tamamının  kutsal  değerlerinin yaşadığı kentte, Zerdüşt, Yezidi ve  pagan   kültürlerinin   de  izleri  bulunuyor. Şehrin  önemli merkezlerinden Dağkapı'daki  Ulu Cami  Anadolu'nun  ilk Ulu  Camii  olma özelliğine  sahip. Şam'daki  Emevi Camii ile  benzeşen  bir mimariye  sahip  olan yapının  tarihi antik  Yunan, Roma  ve Bizans  dönemlerine  değin  uzanmakta. Medrese  bölmündeki  mihrabın  her iki yanındaki   döner  sütunlar  ise Diyarbakır'daki  mimari    şaheserlerden  sadece biri.

Ulu  Cami'nin  yanı  başındaki  Nebi Camii ise, Anadolu'da  Akkoyun 'lu  döneminden  kalan  az  sayıdaki  eser arasında . Meryem Ana ve Keldani  Kilisesi  dışındaki  yirmi  civarında  kilisenin  bulunduğu  Diyarbakır'da  Yunus Peygamber 'in  ve Hristiyanlığın  en önemli  isimlerinden   Aziz  George'un  da  makamı  dikkat  çekiyor. Diyarbakır  İslam  tarihi  açısından  da özel  bir öneme sahip. Mekke  ve Medine 'nin  ardından  İslam dünyasında en  fazla  sahabe  barındıran  kent   541  sahabeye  ev sahipliği  yapıyor. Diyarbakır  genelinde  peygamber makamı  ve ziyaret  yerleri  de  kentin  inanç  dünyasını  zengin kılıyor.

SANAT ŞAHESERİ SURLAR.....

Yapımına  ilk  olarak  ne zaman  başlandığı  tam  olarak  bilinme se de , ilk  şeklinin  Helenistik dönemlerde  verildiği düşünülüyor. Uzunluğu  altı kilometreye  yaklaşan surları  bir  sanat  şaheseri kılan  unsurlar ise  ortaçağda  Artuklu  ve Eyyubi  egemenliği sırasında eklenen  burç ve kraliyet  sembolleri ve yazı sanatının  muhteşem  örnekleri  ile  meydana getirilmiş .

Kuş bakışı  bakıldığında  kenti Adeta  bir kalkan balığı  şeklinde  sarmalayan  surların  5  adet  çıkış kapısı  ve 16  adet  de  burcu var.

264466-1385283284

DİYARBAKIR HANLARI....

Çağlar boyunca  ticaret  yollarının  kesiştiği bir cazibe merkezi olan Diyarbakır  hanları kentte  mutlaka  görülmesi  gereken  yerler arasında . Yapım tarihleri  yüzyıllarla  ifade edilen  hanlar özgün  mimarileri  ve geniş avluları  ile dikkat çekiyor. Tamamı Osmanlılar döneminde  kalan hanlar  günümüzde  genellikle  alışveriş  ve konaklama amaçlı  kullanılıyor. Hemen  hepsinin  birer  öyküsü olan hanlar  arasında Hasan Paşa Hanı. Deliller Hanı, Çifte Han ve Sülüklü Han'ı  görmek  için birkaç  saat ayırmamızda  yarar var. Özellikle  Hasan Paşa  Hanı'nda  yöresel  kahvaltı salonlarında hem göze  hem de damağa  hitap eden  eşsiz  lezzetleri tadabilirsiniz.Diyarbakır Mutfağını  ayrı   yazmak   gerek.  Ama  kısa'da   olsa   yazmak   gerek  Geleneksel  Diyarbakır  Nesi Meşur,  Pek çok kişinin  severek tükettiği  Meşhur Diyarbakır  yemekleri  sizler için  listeledik, Diyarbakır'a   gittiğinizde   bu tatları  Mutlaka  denemelisiniz.

Ayvalı  Kavurma, Mumbar Dolması, Cartlak Kebabı,  Patlıcan Dizme , Burma Kadayıf,  Davuklu  Pilav,  Sıkma, İçli Köfte,  Bostana Köftesi, Lebeniye,  Ekşili Tavuk, Hıllorik,  Diyarbakır Çöreği, Revani, Fıstıklı İrmik Helvası, Diyarbakır Karpuzu,  Nardanaşı,  Kaburga  Dolması,  Elma Düzmesi,  Serbizer  Hıncık,  Paluza  Tatlısı , Tırşık,  Ciğer,

hasan-pasa-hani-nerede-nasil-gidilir-cay-kahve-pasha-hani-breakfast-tea-1-1

DİYARBAKIR  VE GÜL....

Günümüzde  pek bilinmiyor olsa da, Diyarbakır'da  gül yetiştiriciliğinin  geçmişi Asur dönemine  kadar uzanır. Gülün  onlarca  çeşidinin  yetiştirildiği  kent Osmanlı döneminde  gülistanlıklar kurulan, yetiştirilen  güllerden  gülyağı ve gülsuyu   elde edilen  önemli  bir merkezdi. Matrakçı Nasuh'un  16 .yüzyılda  meydana  getirdiği  Beyan-ı Menazir-i  Sefer-i  Irakeyn  adlı  eserinde resmedilen bir minyatür de  şehrin surlarının   dışında  büyük  gül bahçeleri resmedilir.

Evliya  Çelebi'de  Seyahatnamesi'nde  Diyarbakır güllerinden  söz ederken;  Büyük nehrin  aktığı  toprakların  iki tarafı da  "gül bahçeleri " güzel  kokulu bostan  ve reyhan  bahçeleridir. Buralar vilayet halkının  altı  ay boyunca  Diyarbakır'in  Dicle  fasıllarını yaptıkları  mesire  yerleridir'der.....

bccd2891-eac4-4ad5-8a4b-13797f7a6e2e

SONUÇ: ZERZEVAN  KALESİ,  CAHİT   SITKI TARANCI  EVİ    MUTLAKA  GÖRMELİSİNİZ. ŞEHRİN  ÖNEMLİMERKEZLERİNDEN DAĞKAPI'DAKİ  ULU CAMİ  ANADOLU'NUN  İLK ULU CAMİİ  OLMA ÖZELLİĞİNE SAHİP.  ŞAM'DAKİ  EMEVİ CAMİİ İLE  BENZEŞEN  BİR MİMARİYE  SAHİP OLAN YAPININ TARİHİ  ANTİK YUNAN , ROMA  VE BİZANS  DÖNEMLERİNE  DEĞİN UZANMAKTA.

DİYARBAKIR Medeniyetlerin beşiği tarihin canlı tanığı.... Makale: DİYARBAKIR Medeniyetlerin beşiği tarihin canlı tanığı....