Modern dünyanın değerlerindendir sigorta.
Ev alırız devlet deprem sigortasını zorlar,
Otomobil alırız, Karayolları aracımıza sigorta yaptırmayı zorunlu tutar,
İş yaşamında yer alan işçi veya işveren için sigorta zorunluluğu getirilir, yaptırırız.

Aslında devlet, vatandaşlarının geleceğini yaptırılan sigortayla garanti altına alınmasını ister.
Yani modern dünyada kişi veya eşyaya ait sigorta yaptırmak bir zorunluluktur.

Bunu niçin yazıyorum?
Biliyorsunuz önümüzdeki pazar seçime gidiyoruz.
Seçimler ülkeler ve yurttaşlar için önemlidir.

Seçimlerde ülkelerin bugünü ve yarınının teminatı aranır.
Ülkelerin de gelecekleri, karşılaşacakları tehlike, tehdit ve badireler için sigorta ve teminata ihtiyacı olur.

Bu teminat yazılı anayasalarla sağlanacağı gibi, o yasaları hayata geçirecek kurumlar ve o kurumları yönetecek idareciler eliyle gerçekleştirilir.
Demokrasilerde yönetici irade, seçimle belirlenir.
24 Haziranda biz bu yöneticileri seçeceğiz.
Yapılacak bu seçimle, ülkemizde ilk defa doğrudan millet tarafından Yürütme organı seçilecek.
Yürütme organı ilk turda seçilemezse, seçim en çok oy alan iki aday arasında yeniden yapılacak.
Ve ikinci oylamada en çok oy alan aday Hükümeti kurmakla görevlendirilmiş olacak.

Tabi bu arada seçimin birinci turunda parlamento seçimini de yapmış olacağız.
Yani parlamentoda partiler ve ittifaklara göre vekil dağılımı yapılmış olacak.
Bize göre, yapılacak seçimde Cumhur İttifakının adayı Sayın Erdoğan seçimi alacaktır.
Yine Cumhur ittifakı mecliste çoğunlukta olur kanaatindeyim.
Yapılacak seçimde Cumhur İttifakına oy vermekte zorlanan ve bazı kaygıları, tereddütleri olan milliyetçi seçmenin iknası önemlidir.

MHP’nin meclisteki varlığı, demokrasimiz ve kurulacak Hükümetin kontrolünü sağlayacak sigorta durumundadır.
Bu sigortanın gücü, milletten alacağı destekle belli olacaktır.
Bu bakımdan MHP’nin yeni sistemde etkisinin fazla olacağını düşünenlerdenim.
MHP’ye oy vermekte kararsız olan veya tereddütleri olan ülkücülerin, PKK ile arasına mesafe koymayan HDP ile işbirliği yapanlarla veya destek olanlarla birlikte hareket etmeleri kendilerini ve geçmişlerini inkâr anlamı taşır.

Ülkücülerin, MHP’ye destek konusunda, Bahçeli, Erdoğan ve Ak Partiye duydukları öfkeye teslim olmayacaklarını inananlardanım.

Bu sebeple, ülkücülerin sandık başına gittiklerinde partilerini destekleyeceklerini düşünüyorum.

Ne olacağı belli olmayan ve CHP ile ittifak yapan, HDP’nin adayı Demirtaş'a özgürlük talebini dillendiren Akşener ve partisinin tutumu, ülkücülerin zihinlerini bulandırmaktadır.
Zihinleri bulanan ülkücülerin, toplum tarafından beklenen ilgiyi yakalayamayan ve hatta her gün biraz daha eriyen İYİ Parti için, ülkeleri ve sistemi sıkıntıya sokmayacaklarını umuyorum.

MHP, önümüzdeki süreçte, demokrasi ve ülkenin sigortası durumunda olacaktır.

Tekrar ediyorum; ülkücülerin de MHP’nin bu pozisyonunun farkına varması lazım.

MHP’nin sandıktan alacağı güç, ülkenin ve demokrasinin teminatı ve sigortası olacaktır.

Başlangıcından bugüne, Yerli ve Milli duruşa sahip ülkücülerin, tarihin önlerine çıkardığı bu fırsat ve sorumluluğun gereğini yapıp yapmayacağını sandık yoluyla anlayacağız.
Tarihin omuzlarına yüklediği bu mesuliyeti, kin ve öfkeye feda mı edecekler, yoksa ülkelerinin kaderine sahip mi çıkacaklar, bunu hep birlikte göreceğiz.

Hamuru milletin manevi değerleriyle yoğrulanlar, 24 Haziran seçimlerinde büyük bir sınav vereceklerdir.
Son tahlilde ülkenin selameti için yapmaları gerekeni yapacaklarına itimat ediyorum.

24 Haziran gecesi alınacak sonuçlar benim açımdan bu yönüyle daha çok önemli olacaktır.

Seçimin ülkemiz, milletimiz ve Türkiye’den medet bekleyen mazlum ve mağdur milletler için hayırlı olmasını niyaz ediyorum.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA