Değerli okuyucularım, geçen hafta Ankara seyahatimle ilgili sizlere ön bilgiler vermiştim.

İstanbul’da müthiş bir kar rezaleti yaşadık. İnanın iki gün İstanbul’da hayat durdu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı çok konuşan Sn. Ekrem İmamoğlu sınıfta kaldı. 

İş insanı,Doğru Yol Partisi dönemi bakanlarından Cavit Çağlar ile konuştuk

Sayın Cavit Çağlar (ağabeyim) ile dostluğum rahmetli Demirel döneminden başlar.

Ben kumbaramda para değil, dost biriktirdim. Kendisi 18, 19 ve 20. dönem Doğru Yol Partisi'nden Bursa Milletvekilliği yapmıştır.

Sanayicidir. Fabrikalarında 25 Bin kişi çalışmaktadır. Ağırlıklı Bursa olmak, Uşak olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde fabrikaları vardır. Mısır’da bile 2500 kişinin çalıştığı fabrika vardır. Türkiye’deki fabrikaların ihracat tutarı 500 milyon doların üstündedir.

  

Sn Cavit Çağlar, Türkiye’nin ekonomik çıkmazları yüzünden bir dönem TMSF ve devlet kurumlarına yaklaşık 1 milyar doların üzerinde borç ile sıkıntılı bir dönem yaşadı. Bu borcunu hiçbir yerde yalpalamadan devlete dayanmadan bir iki yıl içinde 1 milyar 300 milyon doları ödedi.

Türkiye’nin Rusya ile arasında Davutoğlu’nun başarısızlığı ile Amerikalıları oynadığı oyunda Türkiye Rusya ilişkilerinde Davutoğlu’nun yarattığı bunalımı Sayın Cavit Çağlar, Rusya Lideri Putin ile Sayın Tayyip Erdoğan’ın talebi ile adeta arabulucu gibi iki dostun arasını düzeltmiş Türkiye - Rusya ilişkileri düzelmiştir.

Öyle ki, Türkiye Cumhuriyetinin en zor günlerin de devletinin ülkesinin yanında bulunmuş. Devlete kazık atmamış tek adamdır. Sayın Cavit Çağlar mesela Abdullah Öcalan yakalanmış Afrika’dan getirilecek Türkiye’de o zaman tek uzun menzilli uçağın sahibi Sayın Cavit Çağlar gözünü kırpmadan uçağını MİT’in emrine vermiş Abdullah Öcalan’ın yurda getirilmesinde çok büyük rol üstlenmiştir.

Sayın Cavit Çağlar bitti dedikleri anda TMSF’ye ve devlete olan borçlarını bir kalemde ödemiştir.

İşte Sn. Cavit Çağlar ile Levent’teki mütevazı çalışma ofisinde beni karşıladı yaklaşık 2 saat vakit ayırdı. Neler neler konuştuk sayfalara sığmaz.

Aydın ili ile çok yakın ilgisi vardır. Gittiğimde Ahmet bu sene ne kadar incir ürettiniz, ne kadar pamuk ürettiniz tek tek sorar ve cevap ister eğer cevap veremez isem o bana anlatmaya başlar ve kaşlarını çatar. İnanın ona giderken ders çalışır gibi hazırlanır giderim.

Uşak’ta yatırımını yeni duydum, 3000 kişi çalışıyormuş bu fabrikada, kendisine üzüldüğümü söyledim.

Bunun üzerine Aydın milletvekillerine, sanayi odası başkanlarına, ticaret odası başkanlarına, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanına söyle Tayyip Beyden Uşak iline sağlanan yatırım teşviklerini Aydın’a da sağlasınlar gerekeni ben de yapayım dedi.

Aydın bana İsmet Sezgin abimden yadigârdır, elimden geleni yaparım. Çünkü Aydın Kuvay-ı Milliye’nin merkezi ve Rahmetli Adnan Menderesin ve İsmet Sezgin abimin memleketidir dedi.

Değerli Aydınlılar, Sayın Cavit Çağlar, pamuğun olmadığı yerde fabrika kuruyor Aydın ilinde ise Aydın Tekstil kapanıyor düşünün. Niye bu fabrika kapandı? Nazilli Basma Fabrikası niye kapandı? Sayın Cavit Çağlar çağırılamaz mıydı? Kendisi, Aydın ili benim Bursa gibi gözbebeğimdir dedi.

SN. CAVİT ÇAĞLAR’IN RUSYA VE PUTİN İLİŞKİLERİ…

Sayın Putin, Sayın Cavit Çağlar dışında hiç kimseye Rus nişanı vermemiştir sordum.

Sayın Tayyip Erdoğan’a niye Rus nişanı vermedi?

İlave etti, Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın Putin çok samimi, dedi.

Sayın Cavit Çağlar, “Ahmetciğim, şu an dünya politikasında Sn. Putin ve Sayın Erdoğan çok önemli liderlerdir. Ben bu konuda kısmen de görev alıp ülkeme ve dostum Putin’e yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. Ben şimdi bu aldığım nişan ile o gururu yaşıyorum. İlişkilerin başarısı iki büyük liderin başarısıdır. Türkçe’de çok güzel bir ifade vardır.

'Her şeyin yenisi, dostun eskisi makbuldür' derler.

Benim Rusya'daki eski dostlarım, ülkelerimizin arasında doğan geçici zorlukları yenme yollarını bulma konusunda liderlerimize yardımcı oldular.

Hem Kurtuluş Savaşı'nda hem de sonrasında fabrikaların kuruluşu ile Rusya'nın Türkiye'ye sağladığı yardımlar ve halklarımızın arasında bütün zorluklara rağmen süregelen dostlukla da buna destek oldular."
 

Sayın Cavit Çağlar’a sordum?

Aşağıdaki konuşma doğru mu dedim, evet doğru, dedi.

 

Sayın Putin huzurunda Cavit abi bu konuşmayı yapmış:

 

“Ekselansları Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ve değerli dostlar…


Rusya Federasyonu'nun bu büyük ödülünü Rusya Devlet Başkanı, muazzam insanın elinden alırken, Türk ve Rus halkları arasındaki dostluğun pekişmesi için, milli liderimiz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Vladimiroviç Putin'in üstlendikleri asil görevlerinde kısmen de olsa yer almanın mutluluğu ve gururunu yaşamaktayım.

Ve nihayet, en büyük komşumuz Rusya Federasyonu Devleti Dostluk Nişanı'nın tarafıma takdimini uygun gören Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin'e huzurlarınız da teşekkürlerimi en içten dileklerim ve saygılarımla arz ediyorum. Evet, bugün çok mutluyum.

Çünkü buradan, evlatlarıma ve torunlarıma nadide bir miras olarak bırakacağım Bu Dostluk Nişanı ile ayrılıyorum.

Dost olalım, dost kalalım.”

Cavit abi çok mu duygulandın mı bu kelimeleri söylerken?

Tabii çok duygulandım, düşüne biliyor musun bu çalışmadan sonra Türkiye hazır giyimcileri, Türkiye turizmi Türkiye sebze ihracatının önünü açılmış herkes bana teşekkür etmiştir. İşte bu bana yeter benim ülkem için daha yapacak çok işim var.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ebedi ve kalbi şükranlarımı ifade ediyorum bana bu görevi verdiği için.

 Ahmetciğim bu olay, iki büyük liderin başarısıdır.

BEN NE YAPTIMKİ, HERŞEYİ ÜLKEM İÇİN YAPTIM, HER ZAMAN SÖYLERİM İNSAN PARA DEĞİL. DOST BİRİKTİRMELİ, VEFALI OLMALI, VEFASIZ İNSANDAN HİÇ BİRŞEY OLMAZ SAMİMİ İÇTEN OLMALI DOSTUNU SATMAMALI”


Erdoğan ve Putin'in sadece Türkiye ve Rusya'nın değil, günümüzde dünyanın en önemli liderleri olduğunu düşünüyorum.

Şu an ortaya çıkan RUSYA ve UKRAYNA krizini mutlaka Sayın Tayyip Erdoğan ve Sayın Putin baş başa çözeceklerdir.

Amerika’nın Ukrayna’da ne işi var? Karadeniz’de niye tatbikat yapıyor? Kazakistan’da ne işi var, Ermenistan da ne işi var?

Benim Rusya'daki eski dostlarım, ülkelerimizin arasında doğan geçici zorlukları yenme yollarını bulma konusunda liderlerimize yardımcı oldular.

Hem Kurtuluş Savaşı'nda hem de sonrasında fabrikaların kuruluşu ile Rusya'nın Türkiye'ye sağladığı yardımlar ve halklarımızın arasında bütün zorluklara rağmen süregelen dostlukla da buna destek oldular, sağ olsunlar.

Değerli okuyucularım, Rus tarımı ihtilal yapıyor Antalyalı üreticiler Türkiye’deki tarım üreticileri 5 yıla kalmaz Türkiye’den mal ithal etmez.

Putin yönetiminin son 8 yılda tarım sektörüne yönelik ortaya koyduğu strateji ve izlediği politikayı izlemek gerek. Zira 8 yıllık bu süreçte yaşanan gelişmeler Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor.

Hatırlanacağı üzere 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakı sonucu Avrupa Birliği, ABD ve diğer Batılı ülkeler Rusya’ya yaptırım kararı aldı. Rusya ise bu hamleye, Batılı ülkelerden tarım ve gıda ürünleri ithalatını yasaklayarak karşılık verdi.

Nasıl mı?

Bir dış politika enstrümanı tarım.

Putin yönetiminin hedefi, bir dış politika enstrümanına dönüşen tarıma ilişkin olası yaptırımlardan kendini koruyarak, ülkenin gıda güvencesine ilişkin kırılganlıklarını minimum seviyeye çekmekti. Bunu 7-8 yıl gibi oldukça kısa bir sürede büyük ölçüde başardılar da… Hayvancılıktan, sera yatırımlarına kadar ülkede neredeyse tarımın en stratejik alanlarında yeni yatırımların önü açıldı.

Doğal gaz zengini Rusya’nın toplam modern sera alanı 2016’dan bu yana 1.5 kattan fazla artarak 2021 itibarıyla 32 bin dekara ulaştı. Buna paralel olarak da örtü altı sebze üretimi son 6 yılda yüzde 80’den fazla arttı.

Rusya, 1.4 milyon tonu aşan seralardaki sebze üretiminin 2025 yılına kadar en az 1.6 milyon ton olmasını hedefliyor.

Stratejik gördüğü meyve türlerinde de 2025 yılına kadar üretimi iki katına çıkarmayı hedefleyen Rusya, 2027 yılına kadar süt ve süt ürünleri üretimini de ikiye katlamayı amaçlıyor.

Hedefe adım adım yaklaşıldı

2015 yılında dönemin Rusya Tarım Bakanı Alexander Tkachyov, “Önümüzdeki 10 yıl içinde yerli ürünler rafları dolduracak. Rusya’nın 10 yıl sonra tarım ithalatına ihtiyacı kalmayacak” şeklindeki sözlerini pek çoğumuz hafife almış olabiliriz.

Rusya, 2020 yılında 29.7 milyar dolarlık tarımsal ithalatına karşılık 30.5 milyar dolarlık rekor bir ihracata imza atarak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana ilk kez tarım ürünlerinde net ihracatçı konuma yükseldi.

Rusya’nın şu anki Tarım Bakanı Dmitry Patrushev de dünden bugüne gelinen noktayı şu sözlerle özetliyor: “1990’larda Rusya tahıl ürünleri ithal ediyordu ama günümüzde bunlar temel ihracat pozisyonunda yer alıyor. Rusya, 2020 itibarıyla Gıda Güvenliği Doktrini’nin kilit hedeflerine ulaştı. Devletin desteği ve çiftçinin başarısı, üretimi ve ihracatı artırmamızı sağlıyor. İhracattaki potansiyel artış ise tarım sektörünün sürdürülebilir büyümesinin kanıtıdır.”

Geçtiğimiz hafta 2021 verilerini açıklayan Rusya Tarım Bakanlığı, tarımsal ihracatın önceki yıla göre yüzde 18 artarak 36 milyar doları aştığını bildirdi.

Bu rakamları şöyle okumak da mümkün…

Rusya’nın tarım ürünleri ithalatı son 8 yılda yüzde 31 azalarak 43.3 milyar dolardan 30 milyar dolarlar seviyesine geriledi.

Aynı dönemde tarım ürünleri ihracatı ise yüzde 114 artarak 16.8 milyar dolardan 36 milyar doların üzerine çıktı.

1990’larda tahıl ürünleri ithal eder konumdaki Rusya, bugün yıllık 85 milyon ton üretimiyle dünyanın buğday deposu olarak niteleniyor. 2020/21 sezonunda 38.5 milyon ton buğday ihracatı gerçekleştiren ülke, dünyanın en büyük buğday ihracatçısı konumunda. Aynı zamanda arpa, mısır ve pirinç gibi ürünlerin üretiminde de söz sahibi olan Rusya, 2021’de tahıl ihracatını yüzde 10 artırarak 11.1 milyar dolara yükseltti.

Ayçiçek, soya, kanola gibi ürünlerin üretiminde de iddialı olan Rusya, bitkisel yağ ham maddesi ve ürünleri ihracatını ise yüzde 48 artırarak 7 milyar doların üzerine çıkardı. İşlenmiş gıda ürünleri ihracatı ise yüzde 13 artarak 4.6 milyar doların üzerine çıktı.

Yakın bir zamana kadar et ve süt ürünlerinde ithalatçı konumdaki ülke, son yıllardaki doğru yatırım hamleleri ve destekleme politikalarıyla üretimi artırdı. Geçen yıl et ve süt ürünleri ihracatı yüzde 30 yükselerek 1.5 milyar dolara çıktı.

Şimdi Rusya, önümüzdeki yıllardaki tarımsal ihracat dağılımını yeniden şekillendirme hazırlığında.

Rusya’nın 2030 hedefi ve Türkiye’nin konumu

Türkiye’de yaklaşık 560 aktif un fabrikası var. Ama o fabrikalarda mamule dönüştürülen ana ham maddenin tedarik edildiği ana ülke Rusya. Türkiye’nin 2021’de Rusya’dan tarım ürünleri ithalatı yüzde 38 artışla 4.3 milyar dolara çıktı. Böylece Rus tarım ürünlerinin en büyük ithalatçısı konumuna gelen Türkiye, hem iç tüketim hem de dahilde işleme rejimi kapsamında ithal ettiği 6.7 milyon ton buğday karşılığında Rusya’ya 1.8 milyar dolar döviz ödedi. Aynı dönemde buğdayı işleyerek 1 milyar doları aşan un ihracatı ve 700 milyon doların üzerinde makarna ihracatı gerçekleştirdi.

Özetle, Türkiye’nin un ihracatında dünya birincisi, makarna ihracatında ise dünya ikincisi olarak oturduğu koltuğa artık Rusya da gözünü dikmiş durumda ve işin özü “bana da yer açın” diyor.

Yaş meyve sebze ihracatında Rus faktörü

Rus medyasına demeç veren Ulusal Meyve ve Sebze Üreticileri Birliği Direktörü Mikhail Gluszkow’a göre, Rusya’nın domates üretiminde yakaladığı artış trendi ithalatına da yüzde 10-15’lik düşüş olarak yansıyor. Gluszkow, “Gelecekte iç pazar doygun hale geldikçe ihracat da gelişecektir” diyor.

Rusya’nın tarımda izlediği politikaların çıktıları Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.

En basitinden toplam domates ihracatımızın yaklaşık yarısını Rusya’ya gerçekleştiriyoruz.

İhracatın 3’te biri Rusya’ya.

Türkiye’nin 2021 yılında 3 milyar 82 milyon dolara ulaşan yaş meyve ve sebze ihracatında 1 milyar 13 milyon dolarlık pay ile Rusya’nın ilk sırada yer aldığını da bir kenara not edelim. Bir başka deyişle, Türkiye’nin toplam yaş meyve ve sebze ihracatının üçte biri Rusya’ya gerçekleşiyor. Dolayısıyla başta domates, salatalık, biber, patlıcan, çilek gibi ihraç ettiğimiz pek çok kalemde Rusya yakın zamanda kendi kendine yetecek pozisyona gelecek. O yüzden Türkiye’nin ihracat pazarında çeşitliliğe önümüzdeki dönemde daha fazla ihtiyacı olacak.

Sera yatırımları artıyor. Rusya’nın toplam modern sera alanı 2016’dan bu yana 1.5 kattan fazla artarak 2021 yılında 32 bin dekara çıktı.

Rusya’nın tarımdaki ayak sesleri Türkiye’de tarımı zor duruma düşürecektir şimdiden buna hazırlık yapmak gerekir.

*

Cavit Çağlar’ın hepinize selamı var. Üzerimde kalmasın.