Ahmet GÖZEN

Sizinle 2-3 yıl evvel jeotermal konusunda söyleşi yapmıştık. Okuyucularımız çok bilgilenmişti. Sizden aydınlatıcı bilgiler almıştık. Şimdi bugün maalesef Rusya ile Ukrayna arasında bir harp ortaya çıktı. Türkiye bildiğiniz üzere doğalgazda dışa bağlıdır. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

Mehmet ŞİŞMAN

Ahmet Ağabey, ifade ettiğiniz gibi ülke olarak doğalgazda % 99 dışa bağlıyız. Türkiye 2021 yılında yaklaşık 60 milyar m3 doğalgaz tüketti. Tükettiğimizin tamamını dışarıdan karşılıyoruz.

Rusya dünyanın en büyük doğalgaz rezervine sahip ülke konumunda. 50 trilyon m3 doğalgaz rezervine sahip. Ülke olarak doğalgaz ihtiyacının % 37’sini Rusya’dan temin ediyoruz. % 24’ü Azerbaycan, % 18’ü civarında İran ve % 13’lük kısmını Cezayir’den karşılıyoruz. Dolayısıyla bu durum bizim için çok kritik.

Ahmet GÖZEN

Aşağı yukarı ülke olarak enerji ithalatına ne kadar ödeme yapıyoruz?

Mehmet ŞİŞMAN

Son 10 yılın ortalaması her yıl 45 milyar dolarlık enerji ithalatı yapıyoruz. 2022 yılı için bu rakamın 55 milyar dolar olması bekleniyor. Çünkü brent petrol varil fiyatı 100 dolarlara geldi.

Keza doğalgazın 1.000 m3 fiyatı 1.500 dolar civarında seyrediyor. Sonuç olarak her yıl petrol, doğalgaz ve enerji ithalatına yaklaşık 50-60 milyar dolar civarında bedel ödüyoruz.

Ahmet GÖZEN

Yani doğalgazda ülke olarak 60 milyar dolar tahmini dışa bağımlıyız dediniz, peki petrol ve enerji konusunda son durum nedir?

Mehmet ŞİŞMAN

Doğalgazla birlikte, enerji konusunda komple 60 milyar dolar civarında her yıl ülke olarak bedel ödüyoruz.

Daha önce ifade ettiğim gibi, doğalgazın % 99’unu dışarıdan temin ediyoruz. Keza petrolde de kendi ihtiyacımızın yalnız % 8’ini karşılıyoruz. Üzülerek söylemeliyim ki geçtiğimiz yılla birlikte artık tükettiğimiz elektrik kadar elektrik üretimi yapamıyoruz,  .

Geçtiğimiz yıl ülke olarak 327 milyar kwh elektrik tüketip, 314 milyar kwh elektrik üretmişiz. Yaklaşık % 4 elektrik ithal ettik. Bununla birlikte zaten üretmiş olduğumuz elektriğin % 51’ini ithal kaynaklardan üretiyoruz. Ülke olarak ürettiğimiz elektriğin % 34’ünü doğalgazdan, % 17’sini ise ithal kömürden elde ediyoruz.

Malumunuz 20 gün veya 1 ay kadar önce İran ile doğalgaz konusunda bir sorun yaşadık. Doğalgazın %18'ini İran'dan ithal ediyoruz. İran tarafından doğalgazın kesilmesi ile birlikte Türkiye sanayisinde fabrikalar çok büyük oranda kapatıldı. İran doğalgazı olmadığından dolayı ciddi bir kriz yaşadık.

Ahmet GÖZEN

Ülke olarak %31 doğalgazı dışarıdan alıyoruz. Bunun %18'i İran mıdır? Rusya’dan ve İran'dan ne alıyoruz? Ülke olarak doğalgazı nerelerden alıyoruz? Rusya dan % 37 demiştiniz. Kalanını nerelerden temin ediyoruz?

Mehmet ŞİŞMAN

Ahmet Ağabey, Rusya haricinde,% 24 Azerbaycan,% 18 civarı İran'dan, % 13 kadar Cezayir den alıyoruz. Çok büyük bir kısmını Rusya ve Azerbaycan'dan temin ediyoruz. Bu doğalgazın üçte birini konutlarda,% 33-34’ünü elektrik üretim santrallerinde ve % 26’lık kısmını sanayide kullanıyoruz.

Genele baktığımızda enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Ne petrolümüz var ne doğalgazımız var ve ne de elektriğimiz var. Dolayısıyla küresel anlamda yaşanan krizi çok derinden hissediyoruz.

Hatırlayacağınız üzere bir ay önce İran bir şekilde “hatlarda bir sorun var” dedi. “Bazı yıllarda bizim kışımız sert geçiyor, doğalgaz kendimize yetmiyor dolayısıyla size veremiyoruz” tarzında söylemlerle de doğalgaz kesintilerini hatırlarız.

Genel itibariyle ekonomi politikası olarak ihracatı artırmak, ithalatı kısmak suretiyle cari açığı azaltma politikası sergiliyoruz, görünen o. Şimdi ihracatı sanayinin üretmiş olduğu ürünlerle gerçekleştiriyoruz.

Ancak 1 ay önce sanayiyi kapattık, üretimleri durdurduk elektriğimiz olmadığı için.

Dolayısıyla ihracatı durdurduk. Düşünün ki bir işletmeniz var siz bu işletmeyi ama öyle ama böyle sebeplerle 2-3 gün kapatıyorsunuz. Bu çok ciddi ekonomik yük getirir hem iş sahiplerine hem ülke ekonomisine ve dolayısıyla halka.

Allah’tan ki bu kriz çok sürmedi. Mevcut durum daha devam etseydi çok ciddi faturaları olurdu, ülke olarak bedellerini ağır öderdik. 

Malumunuz gerek ekonomi gerekse enerji alanında kendi özgürlüğünü tam anlamıyla eline alamamış ülkelerde tam anlamıyla bağımsızlıktan bahsedemeyiz. Ülke olarak kendi tüm kaynaklarımızdan ne kadar fazla istifade edersek dışa bağımlılığımız o kadar azalır ve dışarıda oluşacak olan az önce söylediğiniz gibi savaş, politik veya siyasi sebeplerle enerjinin doğalgazın tabiri caizse bir silah gibi caydırıcı özelliğini kullanmak suretiyle olumsuz etkilerinden ülke olarak az etkileniriz. Canlı örneğini gözümüzün önünde yaşıyoruz.

Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Avrupa’yı Rusya çok ciddi şekilde tehdit ediyor. Avrupa ihtiyacı olan doğalgazın neredeyse yarısını Rusya’dan alıyor.

Rusya eski Başbakanı Medvedev zannedersem 2 gün önce "Sanırım Avrupa bu doğalgazı 2000 Euro'dan almayı göze alıyor" diyerek açık bir şekilde tehdit etti.

Ahmet GÖZEN

Doğalgaz fiyatı şu anda m³'ü mü 2000 Euro, nedir?

Mehmet ŞİŞMAN

1000 m³'ü 2000 Euro. Aralık-Ocak ayında zaten bu rakamlar Avrupa’da görülmüştü. Şuan yaklaşık Avrupa piyasalarında gördüğüm kadarı ile 1500 $. Avrupa’nın kullandığı serbest piyasadaki fiyatlardan bahsediyorum.

Ahmet GÖZEN

Türkiye'nin 1000 m³ doğalgaz alış fiyatı nedir?

Mehmet ŞİŞMAN

Türkiye’nin gerek İran gerekse Rusya ile 1996-1998 yıllarına dayanan uzun süreli sanırım 2026’ya kadar devam eden anlaşmaları var. Türkiye’nin doğalgaz alış fiyatları, uluslararası siyasi ve ekonomik etkiler nedeni ile açıklanmıyor. Ticari bir sır olarak nitelendiriliyor. Dolayısıyla net bir rakam söylemek güç.

Ahmet GÖZEN

Türkiye 1000 m³ için 400 $’dan alıyor deniyor. Avrupa ise 1500 $ alıyor. Şu an Türkiye anlaşmalardan dolayı 400 $ alıyor değil mi? Peki Türkiye’de vatandaşın kullandığı doğalgaz fiyatları ile Avrupa’da kullanılan fiyatlar nedir?

Mehmet ŞİŞMAN

Ahmet abi,

Doğalgaz ithalatı BOTAŞ tarafından yapılıyor ve her ay vatandaşa, sanayi kuruluşlarına ve doğalgazdan elektriği üretecek olan santrallere fiyatların ne olacağını ilan ediyor.

Dolayısıyla, konutlarda kullanılan doğalgazın 1000 m3’ü 1.860 TL. Sanayide ve doğalgazdan elektrik üretecek olan santrallerde ise 1.000 m3’ü 6.300 TL. Konutlarda kullanılan 1 m3 doğalgazı biz euro olarak 0,13 euro centten kullanıyoruz. Almanya’da bu rakam 1,34 euro, İtalya’da 1,32 euro, Yunanistan 1,08 euro, Bulgaristan 0,99 euro. Doğalgaz fiyatları da elektrik fiyatları gibi devlet tarafından ciddi anlamda destekliyor. Fakat bu desteklenmiş fiyatlar bile vatandaşa ağır geliyor. İnsanların çok ciddi tepkisi var. Alım gücü çok geriledi.

Ahmet GÖZEN

Rusya-Ukrayna harbe girdi. Mavi Akımda bir kesilme olur mu Mehmet Bey?

Mehmet ŞİŞMAN

Öncelikli olarak bir an önce barışın sağlanmasını diliyorum. Savaşın kazananı olmaz. Bu durum devam ettiği sürece en çok etkilenen ülkelerden birisi biz oluruz.

Şuan Türkiye ile ilgili görülen herhangi bir durum yok. Umarım da olmaz. Rusya ile gerek enerji, gerek ekonomik ve turizm anlamında ciddi bağlarımız var.

Tersi durum hali hazırda sıkıntılı seyreden doğalgaz ve elektrik fiyatlarında çok ciddi artışlar ve ekonomik büyük külfetler getirir.

Ahmet GÖZEN

Önümüzdeki günlerde Türkiye halkına bir sıkıntı gözüküyor, Avrupa bunu 1000 m3 2000 $'a alıyor ise önümüzdeki 3-4 ay içerisinde bizimde kapımızı çalacağı gözüküyor öyle mi?

Mehmet ŞİŞMAN

Avrupa’da seyreden bu fiyatların bizlere yansıması illaki olacaktır. Zaten enerji ithalatındaki 45 milyar dolarlık yıllık faturanın 2022 yılında 55 milyarlara çıkmasının beklentisi bunu gösteriyor. Her anlamda enerjide dışa bağlı olan ülkemizin etkilenmemesi mümkün değil. Hali hazırda halk nazarında ısınma ve elektrik faturalarındaki külfet her ne kadar devlet tarafından destelense de daha da artacak gibi duruyor.

 

Ahmet GÖZEN

Mehmet Bey, siz jeoloji mühendisisiniz. Türkiye'nin tekno yapısını çok iyi biliyorsunuz. Karadeniz gazı diyerekten inanılmaz bir rüzgar var şu anda bu doğru mu?

Mehmet ŞİŞMAN

Ben de sizler gibi konuyu basından takip ediyorum. Sonuç itibariyle devletimiz böyle bir açıklama yaptı. Karadeniz’de 540 milyar m3 lük bir doğalgaz keşfinden bahsediyoruz.

 

Çok güzel ve umutlandırıcı bir haber. Enerji bakanımız bu gazın her yıl yaklaşık 4-5 milyar m3’nün, 2023’te 15-20 milyar m3’ünü ise 2026’ta kullanacağımızın bilgisini verdi. Tabii ki sevindirici bir haber inşallah bu keşifler artar ve ülkemizin doğalgazda dışa bağımlılığı azalır.

Ahmet GÖZEN

Mehmet Bey, son günlerde çok yüksek elektrik faturaları geliyor. Elektrik faturalarını sizinle gözden geçirdik. Şuan genellikle fiyat 1,74 TL Aydem'in fiyatı. Dağıtım şirketleri elektriği % 300,% 400 karla satıyor deniliyor ne diyorsunuz?’’

Jeotermal olarak sizler devlete kw olarak kaça satıyorsunuz?

Mehmet ŞİŞMAN

Ahmet Ağabey, yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriğe devlet 10 yıl teşvik veriyor. Yerli kaynaktan elektrik üretimini artırmak ve dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla 2021 yılından önce devreye giren jeotermal santrallere devletin vermiş olduğu teşvik 10,5 $ Cent /kwh’tı. 2021 sonrası bu rakam 7 dolar centlere indirildi. 7 dolar centte TL'ye çevrilmişti. Dolayısıyla şu anda jeotermal elektrik üretimi için devletin vermiş olduğu teşvik yani jeotermalden üretilen elektriği alış fiyatı 4 dolar cent yani 0,56 kuruş civarındadır.

2021 yılı Ocak aylarında serbest piyasada üretilen elektriğin fiyatı 4 dolar centti. Haziran 2021 itibariyle serbest piyasada üretilen elektrik fiyatları yukarı yönlü artmaya başladı ve bu rakam şimdilerde 10-11 dolar cent civarında.

2021 yılı öncesi faaliyete geçen santraller teşvikli olarak elektriğin kwh’ını 10,5 dolar cente devlete satarken zaten şu anda serbest piyasada oluşan rakamlarla aynı hale geldi.

Dolayısıyla şuan itibariyle geçmiş yıllar için bir teşvik kalmamış oldu.

YEKDEM, yani Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması kamuoyunda çok sert bir şekilde eleştirilmiş ve bu verilen teşviklerin çok yüksek olduğu dolayısıyla elektrik fiyatlarını çok artırdığı ve bu yükün halkın üstüne yıkıldığı söylenmişti.

Ne kadar haksız ne kadar yersiz ve mesnetsiz bir suçlama olduğunu şimdi hep beraber yaşıyoruz.

Hep tekrara düşüyorum ama elektrik üretiminde dışa bağımlıyız. Dışarıda oluşan her hareketten etkileniyoruz.

Kendi kendimize yetmediğimiz sürece yani kendi ihtiyacımız olan elektriği üretmediğimiz sürece şuan yaşadığımız elektrik faturalarına alışmamız gerekiyor.

Sizin okuduğunuz faturadaki rakam 1,74 TL/kWh. Devletin jeotermal elektrik üretimi ile ürettiği elektriği santralcilerden teşvikli elektriği alacağı fiyat 0,56 TL/kwh kuruştur.

Elektrik dağıtım şirketleri elektriği vatandaşa iletmekle yükümlü kuruluşlardır. Ülke genelinde 21 tane dağıtım şirketi vardır. Bunların görevi elektrik satmak değildir. Elektriği, vatandaşa ve sanayiye iletmektir. Elektrik alıp satan bir kuruluş değillerdir. 

Bu şirketler dağıtım şebekesinin arıza ve bakım onarımlarını, ilave yatırımlarını yaparlar. Şehir içi hatları yetmiyor veya kaldırmıyor ise büyütürler. Vatandaşa elektrik aboneliği verirler. Kuruluşların yapacağı kar devlet tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun belirlediği rakamlarla sabittir.

Söylenildiği gibi %200-300-400 karla elektriği ucuza alıp pahalıya satacak kurumlar değildir.

Devletin her kademesinde elektrik fiyatlarının ne olacağını EPDK belirlemektedir. Şuan serbest piyasadaki elektriğin fiyatı 1,50 TL’den satılıyor. Faturada belirttiğiniz rakam 1,74 TL olduğuna göre 0,24 kuruşluk bir fark var. Kuruluşların karının %4-5’i geçtiğini sanmıyorum, bunu belirleyen zaten EPDK’dır. Devlet de aynı zamanda elektrik üretiyor. Kendi santralleri var. Ülke olarak elektrik üretim kurulu gücümüz 100.000 MW’larda, devletinde 25.000 MW’lık santrali var

Dolayısıyla ülke genelinde üretilen elektriğin %25’ini devlet kendi santrallerinden karşılıyor.

Şu anda devlet, takribi olarak söylüyorum bu dağıtım şirketlerine dolayısıyla vatandaşa satılacak elektriği piyasalar 150 kuruş iken, devlet bunu 32 kuruşa veriyor dolayısıyla enerji fiyatlarını düşürmek suretiyle süspanse ediyor.

Devlet bunu zararına satıyor. Vatandaşın kullanacağı elektriği ucuza sağlamaya çalışıyor. Ancak bu %20’lik bir kısım, %80’lik kısmını piyasadan toplamak zorunda. Bunun ortalaması da yaklaşık 125 kuruş. Bu sadece enerjinin fiyatı; vergiler, iletimler ve kayıplar hariç. İletim esnasında enerjiyi kaybediyorsunuz. Devlet şu haliyle bile enerji fiyatlarını düşürmek için zararına elektrik satarak fiyatları düşürmeye çalışıyor.

Buna rağmen halk elektrik fiyatlarından mustarip ve şikâyet ediyor. Haklı olarak ona bir şey demiyorum ama sonuçta devletin çok ciddi anlamda gerek doğalgaza gerekse vatandaşa ve aynı zamanda elektrik fiyatlarına çok ciddi desteği var.

Devlet süspanse ediyor, zararına satıyor. Tenzilatla mal satıyor gibi düşünebilirsiniz. Ama tabi bu bile vatandaşa yetmiyor. Çünkü ekonomi anlamında kötü günlerden geçtiğimiz için vatandaşın üstünde her ne kadar devlet bu yükü atsa da gene bile bu yük vatandaşa ağır geliyor. İşte bu dağıtım şirketleri bunu %300- %400 %500 pahalıya satıyor lafları maalesef ki maalesef algıdan ibaret, yanlış bilgilendirmeden ibaret.

Ahmet GÖZEN

Bugüne kadar yukarıda anlattıklarınızı gördüğüm kadarıyla hiç yazan, bu konuyla konuşan yok.

Mehmet ŞİŞMAN

Bununla ilgili bildiğim kadarıyla EPDK gerekli bir açıklama yaptı geçtiğimiz günlerde. Ama tabii ki yanlış bilgi o kadar hızlı yayılıyor ki. Gerçek bilgi o kadar tesirli etkili ve hızlı yayılmıyor.

Ahmet GÖZEN

Elektrik fiyatı konusunda şimdilik okuyucularımızı detaylı şekilde bilgilendirdik. Sizin bildiğim kadarıyla jeotermal derneğiniz var. JESDER’de siz başkan yardımcısısınız. JESDER' de kaç üyeniz var? Başka derneğiniz de var mı?

Mehmet ŞİŞMAN

Bir dernek daha var. Toplam 32-33 yatırımcı var. Derneğimizin 24 üyesi var. Jeotermalden elektrik üreten şirketler maalesef ki fikir ayrılığına düştüğünden dolayı ikiye bölündük ki hiç de istemediğimiz, arzu etmediğimiz bir şekilde. Biz de kapasite anlamında yaklaşık jeotermalden elektrik üretiminin % 65'ini temsil ediyoruz. Diğer dernekte yaklaşık %35- %36‘lik kısmını temsil ediyor.

 

Ahmet GÖZEN

Peki anlattıklarından şunu anlıyorum. Devletin size desteği olmadığı için maliyetlerin de çok yüksek olmasından ötürü jeotermal bizim kendi kaynağımız. Son yıllarda jeotermale Maren olsun, Güriş olsun diğer firmalar veyahut iş adamlarının hiçbir yatırım yapmadığını görüyoruz. Bunun sebeplerini şöyle bir açar mısınız?

Mehmet ŞİŞMAN

Bunun sebebi teşvikin yetersiz kalması. Biz santrallerin mw’ını yaklaşık 3,5 - 4 milyon dolarlara mal ediyoruz. Yani bu yatırımların öyle 4 dolar centlerle kendini kurtarması ve yatırım yapılabilir hale gelmesi imkânsız denecek diye bir şey.

Dolayısıyla zaten 2021’den bu yana da jeotermalle yatırım şu anda yapılmıyor. Sadece jeotermal değil yenilenebilir kaynaklara da yatırım yapılmaz oldu ve maalesef ülkede çok ciddi anlamda bilgi kirliliği var.

Ahmet GÖZEN       

Nedir o bilgi kirliliği?

Mehmet ŞİŞMAN

Görsel ve yazılı basında az önce de ifade ettim teşvikin yük olduğu, vatandaşa külfet getirdiği gibi.

Bununla birlikte hangi kaynak türü olursa olsun gerek hidroelektrik, gerek rüzgâr, jeotermal hepsi ile ilgili halkın kışkırtılması suretiyle yerli kaynakların kullanılmasını istemeyen kimseler var.

Mesela hiç doğalgazdan elektrik üretimine karşı birini bulamazsınız.

İsterler ki tüm elektrik doğalgazdan üretilsin, canları istediği zaman vanayı kapatsınlar, ülke karanlıkta kalsın istediği fiyattan doğalgazı satsınlar, daha kar elde edilsin ve daha bağımlı bir ülke olsun. Şimdi Rusya, İran Türkiye’ye doğalgaz vanasını kaparsa ne olur düşünmek bile istemiyorum.

Buradan şunu demeye çalışmıyorum.

Hiçbir önlem tedbir almadan sınırsız imtiyazlarla bu jeotermal kaynaklar üretime geçirilsin demiyorum. Tüm kaide ve yasal kurallar çerçevesinde, çevre hassasiyeti en üst seviyede tutularak bizim tüm bu kaynaklarımızı aktif hale getirmemiz gerekiyor.

Kısaca konuyla ilgili hep jeotermallerle ilgili algı yapıldı.

Sen bu öz kaynağını kullanma. Sen hidroelektrik santrali yapma, rüzgar yapma, güneş enerjisi yapma, jeotermal yapma. Kendi kaynağını üretmek için bunlara teşvik verme. Bunlar yapılmasın. Sen git, elektrik ihtiyacını Rusya'dan İran'dan almış olduğun doğalgazla yap. İthal et, kömür ithal et, ithal kömürden elektrik üret hep dışarıya bağımlı kal.’’   Bunun altında yatan amaç buydu.

Tabii ki yanlış uygulamalar olmuştur. Bizlerin de yanlış yaptığı uygulamalar olmuştur. Emin olun, güneş santrallerinin arttığını sağımızda solumuzda gördüğümüzde güneş santrallerine de karşıtlık başlar. Şimdi bakıyorsunuz nükleer santrale karşıyız. Ama Avrupa, Fransa kendi enerji ihtiyacının yüzde 70’ini nükleer santrallerinden karşılar.

Ahmet GÖZEN

Bir misal verir misiniz? Mesela Fransa'da, Almanya'da, İsviçre'de bildiğim kadarıyla 20 tane nükleer enerji üreten santral var diyorlardı, doğru mu?

Mehmet ŞİŞMAN

Fransa'da 56 tane nükleer santral var. Elektrik ihtiyacının % 80’ini bu nükleer santrallerden karşılıyor.

Bizim elektrik üretim kurulu gücümüz 100 bin Mw. Tüm sahibi olduğumuz santrallerin toplamı bu kadar. Avrupa’nın 100 bin Mw’lık nükleer santral kurulu gücü var. Avrupa elektrik ihtiyacının % 252ni nükleer santrallerden karşılıyor.

Avrupa'da var, Amerika'da 105 tane nükleer santral var. Bizim dibimizde Ermenistan var mesela 15 kilometre ilerimizde sınırımızda ve 1980'lerde 1986'larda kapatılması gereken santral hala elektrik üretiyor.

Ama sonuç itibariyle bunlara karşı olmak yerine bu santrallerin son teknolojiyle yapılmasını istemek, dilemek gerekir. Bu anlamlı. Zaten hiç kimse de eskimiş teknolojiyle yatırım yapmaz. Hiç kimse gidip de eski teknolojiye sahip telefon almıyor, herkes artık kullansa da kullanmasa da son teknolojiye sahip telefon almak istiyor. Hiçbir yatırımcı da gidip eskide kalmış, eski teknolojiye sahip verimsiz santrali getirip ona yatırım yapmaz.

Ahmet GÖZEN

O zaman şu gözüküyor. Bir jeotermal firmasının genel müdürü olarak da Türkiye'de atom santrallerinin yapılmasına geç kalındı mı diyoruz?

Mehmet ŞİŞMAN

Kesinlikle geç kalındı. Nükleer santraller aynı zamanda bir bilimdir.

Ahmet GÖZEN

O teknoloji bizde yok diyoruz. Yok, ama en azından başlamakta yarar var. Yani öyle mi?

Mehmet ŞİŞMAN

Ve ikinci, üçüncü nükleer santrale de bu ülkenin ihtiyacı var.

Ahmet GÖZEN

Mehmet Bey siz jeotermale Aydın'da ilk başlayan insanlardan birisisiniz. Son zamanlarda jeotermalle ilgili aleyhte propaganda azalmış gibi mi gözüküyor? Artık eskisi gibi havaya gazdır bilmem neydi filan derelerin kirlenmesi hepsi fiyasko oldu gibi gözüküyor. Geçen hafta Buharkent Belediye Başkanı’yla konuştum. Ben santralin dibinde de incir yetiştiriyorum, zeytin yetiştiriyorum dedi. Son dönemdeki olaylar nedir, açıklar mısınız?

Mehmet ŞİŞMAN

Karşı olanlar illaki vardır ve olacaktır. Artık jeotermalden daha fazla nasıl yararlanırız bunlara yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Kısır çekişmelerle çok fazla vakit kaybedildi.

Artık Aydın’ın Rus doğalgazı ile değil de kendi sıcak suyu ile çok daha ucuza ısınma vakti geldi de geçiyor. Turizm, sera yatırımları ile birlikte jeotermali daha fazla kullanmalıyız.

Ahmet GÖZEN

Ama sizi belediyeler suçluyorlar. “Jeotermal firmaları bize sıcak su vermiyor” diyorlar. Ama öbür taraftan Buharkent Belediye Başkanı, Kuyucak Belediye Başkanı “Aydın Büyükşehir’de de olan yetkiler sebebiyle şehirlerimizde ısıtma yapamıyoruz, müsaade etmiyor” diye söylemleri var.

Geçen hafta Buharkent Belediye başkanı ile röportaj yaptım. Şimdi Aydın Büyükşehir’e jeotermalin kullanımı ile ilgili verilen yetkinin ilçe belediyelere verilmesi, bununla ilgili bir kanun değişikliği geliyor.  Yani Büyükşehir'in elinde bulunan yetkinin aynısının, daha doğrusu o yetkinin ilçe belediyeleriyle paylaşılması ve yeni jeotermal yasasında bir takım değişiklikler olduğu söyleniyor. JESDER olarak sizin bu konularla ilgili bir bilginiz var mı?

Mehmet ŞİŞMAN

Birçok jeotermal firma şuan belediyelerle görüşme halinde. Hatta sözleşmesi imzalanan yerler bile var. Bu bahsettiğiniz yönetmelik ile yetki Büyükşehir'in elinden alınmıyor.

Bu yetki ilçe belediyeleri ile paylaşılıyor. Bu yönetmeliğin normalde Şubat ayında çıkması lazım ama ülkenin gündemi ve dünyanın gündeminin an be an değişimden dolayı biraz gecikme oldu ama önümüzdeki birkaç ay içerisinde mecliste görüşülecektir. Ümit ederim7 bir an önce Aydın ilinde herhangi bir ilçesinde herhangi bir evin bir tane de ev olsa jeotermal ile ısınır hale gelir.

Ahmet GÖZEN

Bununla ilgili Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol ve Kuyucak Belediye Başkanı Metin Ertürk kardeşimiz anonim şirketlerini kurmuşlar, projelerini yapmışlar, bitirmişler. Germencik, Efeler belediyeleri de Mehmet Erol'a gitmişler. Siz bu işleri nasıl yaptınız, ne yaptınız? Çünkü bakanlık “hazırlıklarınızı yapın” demiş. Burada ilginç olan bir şey var. Bunların jeotermal kuyuları yok. Jeotermal firmalarından alacaklar. JESDER bu konuya nasıl bakıyor?

Mehmet ŞİŞMAN

JESDER başkanımız konu ile ilgili geçmişte bir açıklama yapmıştı. Biz her türlü işbirliğine açığız, taleplerinizi değerlendireceğiz diye.

Ahmet GÖZEN

Buharkent Belediyesi’ni Zorlu Holding ile anlaşması yapıldı. Zorlu vereceği sıcak su için para almıyor. Yani para almıyor. Siz para alacak mısınız JESDER yani diğer şirketler olarak?

Mehmet ŞİŞMAN

JESDER sadece niyet söyleyebilir, niyet ortaya koyabilir. O, oradaki jeotermal ruhsat sahibi firmanın sergileyeceği bir tavırdır. Bu konuda dernek olarak sadece tavsiye verebiliriz.

Ahmet GÖZEN

Geçmişte hep bu konu çok istismar edildi. Jeotermal firmaları sıcak su vermiyor, engel çıkıyor. Bir tavır değişikliği mi oldu jeotermal firmalarında?

Mehmet ŞİŞMAN

Bazı firmalar öyle bir tutum sergilemiş olabilir, ona bir şey diyemem. Biz bu kaynaktan olabildiğince şartlar elverdiğince maksimum yararlanmamız gerektiğini düşünüyoruz.

Ahmet GÖZEN

O zaman şunu mu diyelim? Jeotermal firmaları Aydın halkıyla barışma noktasına mı gidiyorlar?

Mehmet ŞİŞMAN

Biz Aydın halkına hiç küsmedik. Aydın halkı bize kırılmış, onları kırmış olabiliriz. Jeotermali bizim bir şekilde halkın kullanımına sunmamız gerekiyor. Gerek ısınma gerek termal hamam olarak halkın kullanımına sunmalıyız Biz jeotermalde üretilen elektriğin % 1’ni devlete ve onun kanalıyla santralin bulunduğu ilçeye aktarılmasını sağlıyoruz. Kesilen faturanın yüzde biri ilçe belediyelerine aktarılıyor. Biz belediyelere para kazandırıyoruz.

Ahmet GÖZEN

Paralar aktarılıyor. Ne kadar yani Aydın bölgesinde siz JESDER'in başkan yardımcısı olarak aşağı yukarı rakamınız vardır. Mesela bu yıla kadar ne kadar para aktarıldığını söyleyebilir misiniz? Yani 2021, 2020, 2019 yılları.

Mehmet ŞİŞMAN

Şu kadarını söyleyeyim. Jeotermal ihalelerinden yaklaşık devlet 550 - 600 milyon dolar bir gelir elde etti.

Bu 550 milyon dolar civarında olan ihalenin de 400 milyon dolarına yakını Aydın bölgesinde olmuştur.

Bir kere 2007'den bu yana 2008, 2009, özellikle 2009 ve sonrası 400 milyon dolarlık bir ihale yapıldıysa jeotermalle bunun % 50'si 200 milyon doları Aydın İl Özel İdaresi'ne aktarıldı. Sonradan yapılan ihalelerden gelen para YİKOP kasasına girmiştir. Aydın iline jeotermallerin hiç faydası yoktur demek yanlış algıdır.

Ahmet GÖZEN

Ama Aydın halkı yukarıdaki bilgileri pek bilmiyor.

Mehmet ŞİŞMAN

Doğru. Belki de bizim söylememiz gereken yetkililerinin ifade etmesi gereken şeyler. Yani yasa çok açık ve net.

Ahmet Ağabey diyor ki yasa, devlet jeotermal sahalarının bu ihalelerinden elde etmiş olduğu gelirin % 50'sini o ihale o kaynak nerede ise hangi ilde ise onun İl Özel İdaresi'ne verir.

Bu yasa ve kamuya açık ve net. Gelirinin %1’ini Aydın Valiliği YİKOP vasıtasıyla belediyelere dağıtır.

Ahmet GÖZEN

Şimdi İl Özel İdaresi kalktı. Şimdi kime veriyor bu parayı?

Mehmet ŞİŞMAN

Aydın YİKOB zaten birebir kendi malını ihale ediyor. Yine Aydın YİKOB kasasına girecek bu para. Kendi yerini ihale ettiği için o para kendinin olacak.

Ahmet GÖZEN

Ne kadar tutar bu rakam aşağı yukarı işte ihale?

Mehmet ŞİŞMAN

Ne kadarlık bir ihale yapılıyorsa, kaçtan satılıyor ve satılacak ise o bedel kadar hepsi Aydın YİKOB'un kasasına girecek.

Ahmet GÖZEN

Aydın’da YİKOB ne yapar?

Mehmet ŞİŞMAN

Onu yetkililere sormak gerek.

Ahmet GÖZEN

Jeotermal firmaların aylık devlete enerji satımından doğan faturanın kesilen % 12’lik kısmı YİKOB tarafından tahsil edilen ilçe belediyelerine aktarılıyor. Aktarılan Germencik, İncirliova, Efeler vs. rakamları belli mi?

Mehmet ŞİŞMAN

Yaklaşık bir 30 - 40 milyon TL civarında paranın Aydın'daki belediyelere dağıtılmış olması lazım. Sadece geçtiğimiz yıldan bahsediyorum.

Ahmet GÖZEN

İlçe belediyeleri almıyoruz, diyorlar. 30 milyon TL geçen sene bu bölgeye bu para aktif aktarılmış, diyorsunuz.

Mehmet ŞİŞMAN

Devlet kayıtlarında da belli.

Ahmet GÖZEN

En büyük üretim Maren ve Güriş olarak siz yapıyorsunuz. Enerjinin başkenti Germencik Belediyesi 10 milyon TL jeotermal gelirlerinde rakam tahmini yıllık 10 milyon TL olduğuna göre, Germencik Belediyesini ve diğer belediyeleri oldukça rahatlatmış demektir.

Kesin rakamları biliyor musunuz?

Buradan size sorduğum gibi Aydın Valiliğine ve YİKOB’a yıllık Aydın’daki ilçe belediyelerine jeotermal gelirlerinden ödenen parayı açıklamalarını bekliyorum çünkü Aydın halkı bunu da soruyor. Siz biliyor musunuz Mehmet Bey?

Mehmet ŞİŞMAN

Tabii net rakamı belediyeye sormak gerek.

Ahmet GÖZEN

50 dakikadır soluksuz bir röportaj yaptık. Daha çok konuşacağımız şeyler var. Ne düşünüyorsun bundan sonrası için? Jeotermal için, Türkiye'nin enerji açığının kapatılması için, Aydın için, bir de şu size çok şikâyet ediliyor. Deniliyor ki jeotermal firmaları Aydın'da kazandıkları parayı Aydın dışına aktarıyorlar. Şöyle ki vergi kayıtları Aydın'da değil diyorlar. Ne diyorsunuz bu konuya?

Mehmet ŞİŞMAN

Şimdi bu bakış açısı, ona çok bir şey diyemem. Ben sadece kendi şirketim ile ilgili konuşabilirim. Biz yaklaşık Aydın'a jeotermal için 1 milyar dolara yakın bir yatırım yaptık. 2009'da Aydın'a geldik ve geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz Söke Kâğıt Fabrikası açılışı yapıldı. Şirketimiz yaklaşık 550 milyon dolarlık bir yatırım ile Avrupa'nın en büyük tesisini kurdu. Dolayısıyla kazandığımızdan daha fazlasını Aydın'a tekrar yatırım olarak sunduk. 450 milyon dolarlık bir ilave yatırımda devam ediyor. Bununla birlikte gaz beton fabrikası da kuruldu. Hali hazırda grup bünyesinde 1300 kişi çalışıyor. Dolayısıyla buradan kazanılanın çok daha fazlası yine Aydın iline yatırım olarak, istihdam olarak geldi. Ben bu şekilde değerlendiriyorum. İnsanların da bu şekilde bakması gerektiğini düşünüyorum

Ahmet GÖZEN

Temiz enerjinin önünün açılmasını istiyorsunuz. Gördüğüm kadarıyla dışa bağımlılıktan kurtularak. Doğru mu?

Mehmet ŞİŞMAN

Ahmet Ağabey, ülkenin her anlamda bağımsız olması, ekonomik anlamda bağımsız olması lazım. Güçlü olması, kendi kendine yetiyor olması lazım. Tarımda kendi kendimize yetiyor olmamız lazım. Enerjide kendi kendimize yetiyor olmamız lazım. Savunma sanayiden tutun da her noktada dışa bağımlılığımızı azaltmamız ve kendi ayaklarının üstünde duran güçlü, zengin, müreffeh bir ülke olmamız lazım. Ümit ederim, ülke olarak bunu en kısa sürede başarırız.

Ahmet GÖZEN

Son sözlerinizi alabilir miyim?

Mehmet ŞİŞMAN

Size ve Aydınpost’a çok teşekkürler, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.