Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ülke yönetiminde, özellikle idari yapımızda ve ekonomide sebep olduğu sarsıntı ve zafiyet seçmende hem yeni arayışlar oluşturdu, hem memnuniyetsizlik.

Kamuoyu araştırma şirketlerinin üzerinde ittifak ettiği bir şey var o da kararsızların sayısının günden güne artması ve Cumhur İttifakın belirgin bir şekilde eridiği gerçeğidir.

Evet, Cumhur ittifakında erime var.

Ancak Cumhur İttifakından ayrılanlar 'gri alan' olarak da tanımlanan 'kararsızlar' kümesinde birikmekte, CHP ve Millet İttifakı ortağı partiler bu erimeden faydalanamamaktadır.

CHP ve özellikle İYİ Parti bunun sebeplerini araştırmalıdır.

Tabi sadece bu araştırmayla yetinmeme liler, CHP kendisinden kopanları da engelleyecek politika üretmelidir.

Malum, uzun zamandır kamuoyunu ve özellikle de CHP'yi ilgilendiren Muharrem İnce'nin başlattığı 'Memleket Hareketi' partileşeceğini resmen açıkladı.

Bize göre sayın Muharrem İnce'nin açıklamaları, CHP'li seçmenlerin yıllardır muzdarip olduğu parti için demokrasi yokluğuyla birlikte parti politikalarına odaklanmaktadır.

CHP yöneticileri bu söylemleri dikkate almaz ve hiç bir şey olmuyormuş gibi davranır ve gerekli tedbirleri almazsa bunun CHP'ye bir maliyeti olur.

Partilileşme hareketine karşı suçlama ve karalama yolunu tercih etmesi ise, partinin politikalarından ve parti içi demokrasi açığından rahatsız olanların kopuşunu engellemede başarılı olmayacaktır.

CHP'de yara derindir ve yokmuş gibi davranarak iyileşme sağlanamaz.

Hele, Millet İttifakını bölme amaçlı, Cumhur İttifakının operasyonu gibi sunmak hiç inandırıcı olmaz.

İnce'nin yol haritasında Cumhur İttifakı yoktur ve bunu açık bir şekilde dile getirmektedir.

Yine parlamenter sistemden yana olduklarını da açıkça söylüyorlar.

Bu iki beyan niyetlerini açıklamaktadır.

CHP yönetimi bu beyanlar ışığında karşı söylem geliştirmeli ve politika üretmelidir.

Açıkça belirtmek isterim.

CHP, Millet İttifakıyla ilkesel düzeyde, uzlaşma alanlarını artırmalı, uzlaşma görüşmelerinde hedef birliğini korumalı ama ittifaktan ayrılmalıdır ki, 'sağcılaşma' suçlamasından kendisini kurtararak, başarılı olmak için sol/sosyal demokrat seçmeni rahatlatmalıdır.

Bunu yapmaz Millet İttifakı içinde kalmaya devam ederse, seçmeninin bir kısmının İnce'nin partisine kayışlarını engelleyemez.

İktidar tarafından kaçan ama 'kararsızlar' olarak 'gri alanda' bekleyen seçmenin CHP veya Millet İttifakı içinde yer alan partilere yönelmeyişleri dikkate alındığında bu seçmen grubunun da gönül rahatlığıyla Millet İttifakına yönelmemesinin bir sebebi olmalıdır.

Bize göre, bu seçmen kitlesi, CHP'nin olduğu bir oluşuma soğuk bakmaktadır.

Seçmeni zorla bir yere kanalize etmek hem doğru değildir ve böyle yapmakla sonuç alınamaz.

PKK elebaşı Öcalan'ı ülkeye teslim edenler, 1999 seçimlerinde Merhum Ecevit'in DSP'ini yükseltmek istediler ama millet Ecevit'in yanına MHP'yi verdi.

CHP İnce'nin kuracağı partiye karşı bütünlüğünü korumanın yolu;Millet İttifakı'yla yapılan yasal birliktelikten çıkmak, ilkesel uzlaşmayla yetinmek ve parti içi demokrasiyi işletmekten geçer.

Bunu yapamayan CHP yönetimine sıkıntılı günler beklemektedir.

Kısacası Muharrem İnce'nin kurduğu parti, CHP için hafife alınacak rakip değildir.

Medya dünyasının yazar/çizerleri tarafından CHP'ye verilen desteğin tutarlı olmadığını ve işe yaramayacağını söylemek kehanet olmasa gerek.

Sayın Muharrem İnce'nin CHP'ye yaptığı eleştiriler ayağı yere basan eleştirilerdir.

Hem takip ettiği siyasal çizgide dillendirdiği sapmalar, hem parti içi demokraside Ak Partiye örnek almasına dair ortaya koyduğu iddialar CHP'liler tarafından dikkate alınacaktır.

Son olarak 'CHP'de tabeladan başka iddialarına dair birşey kalmamış, içi boşaltılmıştır' söylemi 'Tabela Partisi' demek değildir.

Esas olan eleştiriyle ortaya koyduğu iddialardır.

CHP bu iddialara karşı seçmenini rahatlatacak ve gemiyi terk etmeyecek çözüm üretmelidir.