Çağatay Gülaştı’nın AK Parti Efeler İlçe Başkanlığına atanmasını bazıları hayretle karşıladı.

Köşede, kenarda, kafa kafaya verip dedi, kodu kaynatandan geçilmiyor.

“Daha yaşı ne ki… Yöneticilik tecrübesi yok… Çıraklık yapmamış… Kalfalık desen ona hakeza… Halkla iletişimden habersiz bir tıfıl nasıl ilçe başkanlığı yapacak?

Efeler 14 bin nüfuslu Karpuzlu değil ki, 300 bin insan barındıran bir ilçe.

35 yaşında nasıl olacak bu iş?

Bak göreceksin… Şuraya yaz… Bu çocukla bu iş yürümez… Hem o ortaya irade falan koyamaz… İpi kısa sürede başkaları ele geçirir”.

Bunları fısıldaşanlar kimler?

AK Parti’nin baronları… Siyaset kodamanları… Has bahçenin solgun gülleri… AK bahçenin ekâbir takımı… Racon kesen, kendini ağabey zanneden troller… Siyaseti nemalanma aracı gören “her şeye müsait” takım… Kısaca “ben yoksam batsın bu parti”,havasındaki nemacı güruh.

Bir şans verelim… Biraz insaflı olalım… Ne yapıp edeceğine bir bakalım… Bakarsın ummadığın taş baş yarar… Denensin… Kesin hükmümüzü ondan sonra veririz… Diyenler gayet azınlıkta.

Evet… Çağatay Gülaştı;

Bir meydan hatibi gibi kitlelere karşı uzun nutuklar atamayabilir.

Karizmatik bir lider portresi de çizemeyebilir.

Siyaset yapma adına iz üstünde dokuz yalan söylemeyi de beceremeyebilir.

Taban siyasetinde biraz toy, biraz acemi de olabilir.

Zaman içersinde çıraklık, kalfalık yapmamanın sıkıntısını da çekebilir.

Ama bunlara karşılık naif yapılı Çağatay Gülaştı:

Tebessümü yüzünden eksik etmez… Ben ilçe başkanı oldum, diye havalanmaz… Cakasını atmaz, fiyakasını yapmaz.

İlçe başkanıyım diye kapı tekmelemez… Müdüre, kaymakama amirlik taslama hadsizliğinde bulunmaz.

Bir yerde partiye söven, öbür tarafta öven yavuz hırsız pozisyonu sergilemez… Siyasetten güç almak yerine halince güç vermeye çalışır.

Her şeyden önemlisi de kendini alaya alan, küçümseyenler gibi siyaseti ticarete alet etmez… Kiri silemez belki ama en azından daha da kirletmez.

Yaşının da enerji ve bilgisiyle başka bir şeyi de yapabilir Çağatay Gülaştı…

Efeler’de “dijital siyaset” dönemini başlatabilir. Bu yolla gençlerin ilgisini partisine çekebilir.

Dikkatinizden kaçmıyordur sanırım, her gencin elinde yolda, toplu taşıma araçlarında, parkta, pastanede gözünü ayırmadığı akıllı cep telefonu var.

Gençler aynı mekândayken bile konuşmak yerine çetleşmeyi tercih ettiği bir devri yaşıyoruz.

Orta yaştakilerden bile facebook, twitter, instagram gibi sosyal medya hesabından biri olmayan hemen hemen yok gibi.

Siyasette dünün modası radyolar, gazeteler, meydan mitingleri, kahve toplantılarıydı. Mesaj iletmede, propagandada bu yollar kullanılıyordu.

Derken 1970’li yıllarda televizyon dalgası başladı.

Ancak günümüzde cep telefonu, bilgisayar ve tabletler mitinglerin, gazetelerin, radyoların siyasette hepsinin pabucunu dama attı.

Televizyon etkisini devam ettirse de zirvede artık tek değil.

Çünkü Batı’da hem sesli ve görüntülü hem de mobil olma özelliği ile taşımada daha pratik elektronik aletler üzerinden siyaset hayli zamandır revaçta.

ABD’de bir araştırma şirketi insanların seçimleri hangi kaynaktan takip ettiği ile ilgili bir anket yapmış.

Buna göre:

BİR:1946-1964 yılları arası doğanların yüzde 60’ı TV, yüzde 39’u facebook,

İKİ:1960-1980 arası yüzde 46 TV, yüzde 46 facebook,

ÜÇ:1980 -2000 sonrası da yüzde 37’si TV, yüzde 61’i ise facebooktan takip etmişler.(Serdar Turgut, Haber Türk,20.06.2015)

Aynı anket bu gün yapılsa oranın yüzde 25 TV, en az yüzde 75 facebook olacağını tahmin ediyorum.

Artık günümüzde internetin ve cep telefonlarının insan hayatında ve sosyal olaylarda vazgeçilmez bir yeri var. Bilgisayar da öyle…

İnsanlar bu yolla çok kısa sürede her şeyden haberdar olabiliyorlar, organize hale gelebiliyorlar.

Bunun en bariz örneği elektronik haberleşme sistemiyle gerçekleştirilen Gezi Parkı eylemleridir.

Diğer bir örnek de 15 Temmuz gecesi bir cep telefonu aracılığıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir ihtilalı önlemesidir.

Günümüz siyasetçisi ya da devlet adamları meramlarını meydanlar almayacak kitlelere artık sosyal medya üzerinden kolayca iletebilmektedirler.

2016’da Gezi benzeri olayların ve çatışmaların yaşandığı Fransa’da dönemin Cumhurbaşkanı François Hollande’ın olayla ilgili radyo konuşmasını facebook live’de 1milyon 400 bin kişi izledi.(Mevlüt Tezel, Sabah 20.05.2016)

16 Nisan referandumu öncesi face time üzerinden aydınpost olarak Bülent Tezcan’la yaptığımız bir canlı yayını yaklaşık 80 bin kişi izlemişti.

Bu örneklerden anlaşılacağı üzere mitingli, giydirilmiş arabalı klasik siyaset yerini elektronik siyasete bırakacağı günler yakındır.

İşte Çağatay Gülaştı gibiler sosyal medyayı akıllı, kontrollü ve yerinde kullanmak kaydıyla siyasette dijital çığırı açabilecek bilgi ve donanımdaki gençlerdir.

Eğer o bununla birlikte nitelikli insanlardan iyi bir ekip kurarsa, ortak akla önem verir, devrin madrabazlarından korunmasını bilirse, ayrıca düşeceği, kalkacağı insanı iyi seçerse siyasette kalıcı hale gelebilir.

Bu şartla kendisine temiz siyaset adına şans verilmesi gerektiğini düşünüyor, başarılar diliyorum.

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA