1992 yılında kurulan Adnan Menderes Üniversitesi’nin üzerinden yaklaşık 30 yıl geçmesine rağmen Aydın’ın bir Eskişehir, bir Konya gibi üniversite şehri olduğu pek söylenemez.

Üniversite açısından bu olaya bakıldığında bu güne kadar: “Üniversite bilim üreten bir kurumdur, kapıları herkese açıktır, ihtiyacı olan bilgiyi gelir, alır,” havasında oldu, denebilir.

Kuruluşla birlikte yerleşen bu algıyı değiştirmek için çaba gösteren bir rektör de olmayınca o yöndeki düşüncenin bir önyargıya dönüştüğünü söylemek mümkündür.

Konuyu sorduğumuz başka üniversitelerde görev yapmış emekli rektörler olayı kuruluşundan itibaren ADÜ’de görev yapan rektörlerin ya mühendis ya da doktor olduğunu, içlerinden birinin halkla iletişimi sağlayacak sosyal bilimci olmadığına bağladı.

Halkın gözünde ise Adnan Menderes Üniversitesi var oluş nedenine uygun bölgenin bilinmeyen tarihi ve kültürel değerlerini ortaya çıkartılmasına öncülük eden, bilinenlerle birlikte yazılı ya da görsel imkânları kullanarak onları ülke ve dünyaya açan bir kurum olmaktan uzaktır.

Buna ek olarak halk tarafından üniversitenin tarım ve sanayi sektörü ile işbirliği yaparak uzun vadeli projelerle üretime dolayısıyla ekonomik gelişmeye katkı sağlayan öncü bir kurum olarak görüldüğü de söylenemez.

O zaman da halkın gözünde üniversite yiyip içme gibi günlük ya da barınma benzeri aylık gelir kaynağı bir kurum olmaktan öteye geçemedi.

Halkta ilk başta üniversite algısı uzun vadeli geleceği şekillendirmede öncü bir kurum olarak görülmek yerine kısa gün ticareti aracı olarak görülebilir.

İlerleyen zamanda bu algıyı yıkacak olanlar ise gerek kültürel gerek sosyal gerekse ekonomik alanda üniversite ile yapacakları işbirliği ve ortaklaşa gerçekleştirecekleri projelerle kamu kurumları ve sivil toplum örgütleridir.

Aydın’da bu gerçekleşmedi, herkes kibrinden kendi gettosunda yaşadı. Onun için geçen otuz yıla gerek ADÜ gerek Aydın için boşa geçen yıllar demek mümkündür.

İster üniversiteden ister halktan kaynaklansın kuruluştan bu yana boşa dönen bu çarkın bedelini doğal olarak üniversiteden daha çok Aydın halkı ödedi.

Ne içte ne dışta bunca zengin mirasına rağmen rekabet edecek marka ürünler, tarihi ve kültürel değerler yaratmada belediyelerin de umursamaz tavırları eklenince Aydın her alandaki kaybı sonucu bu gün sınıra dayandı.

Aydın’ın içine düştüğü bu çukurdan çıkma konusunda Prof.Dr. Yüksel Yalova’nın İletişim Fakültesi Dekanlığına atanmasıyla birlikte ADÜ’nün halkla iletişimde üzerine düşen görevi üstleneceğine dair bir umut belirdi.

Bu kanaati Prof.Dr. Yüksel Yalova’nın geçtiğimiz pazartesi(18 Ekim) dekanlığını yaptığı ADÜ İletişim Fakültesi’nde basınla sohbeti pekiştirdi.

Görünen o ki, ADÜ rektörlüğü Halkla İlişkiler konusunda Yüksel Yalova’yı yerinde bir kararla koordinatör görevi ile yetkilendirmiş.

Eğer koordinatörü Yüksel Yalova olmasaydı toplantıya katılan çoğu basın mensubunun bu projeyi bir hayal ürünü olarak niteleyeceğinden kimsenin şüphesi yoktu.

Demem o ki,ADÜ ie Aydın halkı arasında olması gereken iletişimin kurulmasında  garantör siyasetçi, bilim insanı,halkla ilişkiler uzmanı,dekan ve entelektüel kimliklerine sahip Yüksel Yalova olunca çoğunluk ümitli bir bekleyiş içine girdi.

Bu çok kimlikliliğe ek olarak Yüksel Yalova’nın bu toprakların insanı olması yanında söz konusu Aydın olunca onun karşılıklı ilişkilerde gurura, kibre kapılmadan her kapıyı çalması da bu güvende etkili oldu.

Kurulan Konseylere gelince:

BİR: Akıllı Şehirler Konseyi,yer alan isimler mesela Eski Bayındırlık Bakanlarından Aydın milletvekili Cengiz Altınkaya, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi eski Rektörü Prof.Dr. Ethem Ruhi Fığlalı,Merkez Valisi Hüseyin Başkaya,Sanayici Yalçın Pekgüzel ve Emekli rektörlerden  Prof.Dr. Ali Sarıkoyuncu gibi iş,siyaset ve akademi dünyasından bazılarıdır.

Yüksel Yalova’nın dediği her konuda Aydın için hayal kuranlardan en fazla ihtiyaç akıllı şehirler konusunda olacaktır.

İKİ: ADÜ Spor Dünyası Konseyi, yer alan mesela Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı da olan Milli Voleybolcu Burçin Ölçücü,Müteahhit Mukan Perinçek,Öğretim görevlisi Dr. Ali Güres,Avukat Akın Yakan ve İş İnsanı Abdürrahim Tikbaş gibi üniversite,serbest meslek ve iş dünyası isimlerinden bir kaçıdır.

Bu konsey sadece futbolla değil sporun her dalı için mesela Büyük Menderes üzerinde rafting yapacak bir takım oluşturulmanın yollarını arayacak.

ÜÇ: Aydın Kültür Seferberliği Konseyi,yer alan siyaset,basın ve serbest meslek sahibi isimlerden bir kaçı eski milletvekilleri Recep Taner, Semiha Öyüş,A.Rıza Acar,gazeteci Şebnem Bursalı ve Avukat Sümer Germen…

Bu konsey Aydın’ın var olan her türlü kültürel değerlerini araştıran, yazan, belgeselini çeken ya da bir şekilde kayıt altına alan birikimi olan insanlarla ve Kültür Müdürlüğü gibi paydaş kurumlarla iş birliğiyle zenginliklerimizin bir cazibe merkezine dönüştürülmesinde öncülük görevi yapacak.

DÖRT: Aydın ADÜ Tarım 4-0 Konseyi,yer alan isimlerden eski milletvekilleri Osman Aydın,Ahmet Ertürk,Ali Uzunırmak ve iş insanı Cengiz Altuntaş bir kaçıdır.

Tarım 4-0 yeni bir kavramdır ve bilim ve teknolojinin uygulanmasıyla tarımda daha az giderle daha fazla verim elde edilmesi, sulamada, ilaçlamada ve toprağın işlenmesinde tasarrufu hedefleyen bir sistemdir, şeklinde tanımlamak mümkündür.

Mesela internet sayesinde ilaçlamaları dronla yapmak,sensör yardımıyla toprağın nemini ve havanın sıcaklığını ölçmek ve ona göre sulama  yapmak,dinamonun şalterini uzaktan açmak ve kapatmak,cep telefonuna yüklenen programlarla insansız traktör çalıştırmak tarım 4-0 sıfır uygulamalarından bir kaçıdır.

Konsey katma değer açısından mesela Nazilli ve Köşk’te yetişen kestanenin hasadından şekerlemeye kadarki serüvenini masaya yatıracak.

Yenipazar’da yetişen antepfıstığının da toplanmasından Gaziantep baklavasına kadarki yol hikâyesini inceleyecek.

İncirin, çileğin, enginarın, balın da öyle…

Ayrıca Yüksel Yalova teknokent yanında Aydın’a bir de Agropark kurulması gerektiğinden söz etti.

Agroparklar inavasyon ve AR-GE kültürünü daha da yaygınlaştırmak suretiyle firmaların ulusal ve uluslar arası alanda rekabet güçlerini artıran araştırma kuruluşlarıdır.

Bu kuruluş Aydın Sanayi Odası’nın Kasım 2020 verilerine göre ihracatının yüzde 3,3 yüksek,yüzde 37,9 orta-yüksek, yüzde 25,6 orta-düşük ve yüzde 33,1’ni düşük teknoloji ile yapan Aydın Sanayisi için acil ihtiyaçtır.

Toplantıya katılan basın mensupları toplantı sonrası birbirine gerek sözlü gerek telefonla bu proje gerçekleşir mi, diye sordu,konuyu  aralarında tartıştılar.

Bana soranlara gelinen noktada Aydın’a aidiyet bağı olanların buna inanmaktan başka çaresi yok, yanıtını verdim.

Çünkü Aydın tıkandı.