Zeigarnik etkisi kavramıyla çok sık karşılaşmasak da örneklerini hayatımızın her alanında yaşıyoruz aslında. Rus Psikolog Bluma Zeigarnik’in keşfettiği bu etkiye göre; sonlandırılmamış yarım bırakılmış işler zihnimizi meşgul ederken, iş bitince zihnin meşguliyeti bitiyor ve rahatlıyor.Zeigarnik yaptığı çalışmalarda tamamlanmamış işlerin tamamlanmış işlere göre daha iyi hatırlandığını buluyor. Yani beynimizde başlanan işi bitirmek için doğal bir eğilim var ve işi tamamlayana kadar yoğun bir şekilde o bilgi zihnimizde dönüp duruyor.

Pekihayatımızda nasıl bir etkisi var, nerelerde bu etkiden yararlanılıyor bir bakalım? İzlediğiniz dizileri düşünün. Tam da dikkatimizin yoğun olduğu, heyecanın üst seviyelere yükseldiği sahnelerde bölüm bir anda sonlandır. Bir taraftan kızarız burada bitirilir mi diye diğer taraftan zihnimiz sonraki sahne de olabilecekler hakkında düşünmeye başlar. Bir sonraki hafta merakla beklenir.Özellikle de sezon finalleri çok etkileyici olmaz mı? Bu etkiye göre öyle olmalı, çünkü yaz tatilinde ara veren bir dizi için son sahnenin bizi üç ay oyalaması gerekli..Reklamlarda indirim haberlerini görürüz bazen “X markasında birçok üründe yüzde 50 indirim!”. Herhangi bir ihtiyacımız olmasa da zihin eksik kısma odaklanır “acaba hangi ürünler” derken bir bakmışız markanın tüm ürünlerini gezmişiz. Haber başlıklarını düşünün. “İşte mutluluğun formülü…” , “Artık o eve geri dönmem dedi…” gibi yarım kalmış başlıklar ilgimizi çeker. Beyin bilginin tamamına ulaşmak için odaklanır ve habere ulaşır. Peki ya yarım kalan aşklar, kızdığımız kişiye söylemeyip içimize attıklarımız hep zihnimizde dönüp durmaz mı? Duygusal yarım kalmışlıklar bu yüzden de çok yorar belki bizi. Yüzleşmeyi gerçekleştirip tamamlanmadığımız sürece zihnimiz sıklıkla meşguldür. İlk boşlukta içsel bir konuşma başlar “ah keşke şunu söyleseydim…”.“Sadece bir çorba yaparım, bugün iş yapmayacağım” dediğiniz bir günde yine kendinizi çok yorgun ve bir sürü iş yaparken bulduğunuz oldu mu hiç? İşte bunlar hep zeigarnik etkisine örnek. Yani beynimiz kısaca şöyle diyor; başladım madem bitireyim.

Biz bu kavramı öğrendikten sonra hayatımıza nasıl dahil edebiliriz bir bakalım? Geçen hafta erteleme konusundan bahsederken, her yolculuk bir adımla başlar demiştim. İşte bir adım atmamız için kanıtlanmış bir neden daha. Ertelediğiniz herhangi bir işe başladığınızda tamamlama motivasyonu tam da buradan gelebilir. Diğer taraftan çok takıldığınız ve zamanınızı alan diziler varsa yeni bölümünün tamamı yayınlandıktan sonra beş dakika başını beş dakika ortasını ve beş dakika da sonunu izleyerek konuyu kapatabilirsiniz(Ben sıklıkla son sahneye bakıyorum). Zihniniz sonunu bildiği diziyi eskisi kadar merak etmeyecektir. Hayatımızda yarım kalmış konuşmalar, ilişkiler, kayıplar olabilir. Artık bu kişilere ulaşmak ve bunları iletmek çok da sağlıklı olmayabilir. Bu gibi durumlar da zihninizde dönüp duran her şeyi, tüm söylemek istediklerinizi o kişiye bir mektup gönderir gibi bir kağıda yazmak(ardından kağıdı yakmak ya da yırtıp çöpe atmak) sizi rahatlatabilir.

Bir örnekle bitireyim.. Yazının girişini yazmak amacıyla oturdum bilgisayar başına ama dur şunu da halledeyim bunu da yazarım derken yazım bitti.Dedim ki başladım madem bitireyim!

Sağlıkla kalın