Bugün 14 Mart Tıp Bayramı, tüm doktorlarımızın bayramı kutlu olsun.

Alak Suresi 1. Ayet der ki; "Yaratan Rabbinin adıyla oku." Okumak, ilim sahibi olmak bize dinen verilen bir sorumluluktur. İçinde bulunduğumuz bilgi çağında okuyup bilgi sahibi olma süreci oldukça uzun ve zorlu bir süreçtir. Bu süreç içinde insanlar geleceğini oluşturmak ve iyi şartlarda yaşamak için yoğun çaba gerekmektedir.

Çocuk gittiği anasınıfında öğretmenin kendilerine uyguladığı drama eğitimi ile doktor olmaya karar verir. Ailesi bu fikre katılır ve çocuğunun meslek seçimini gerçekleştirebilmek için ne gerekiyorsa yapmaya karar verir. Artık çocuk kendi geleceğini planlama yolunda ilk adımı atmıştır.

Çocuk ilk okula başladığı andan itibaren zorlu bir eğitim süreci içerisinde olduğu için akranları ile sokakta oyun bile oynayamaz. Kendisinin gayreti, öğretmeninin özverisi ve ailesinin tam desteği ile yıllar gelir geçer. Doktor olma yolunda önündeki ilk engel liseye gitmeden önce gireceği sınavdır. Sekiz yıl süren ilk etap eğitimini oldukça başarılı bir şekilde tamamlamıştır. Girdiği sınav sonucu büyük başarı elde ederek fen lisesini kazanır. Artık o çok az sayıda öğrencinin girebileceği nitelikli bir okuldadır.

Lise yılları yaz kış demeden, bayram seyran demeden üniversite sınavına hazırlık içinde geçer. Artık çocukluğu oyun oynamadan geçmiş, dört yıllık lise hayatını yine üstün başarı ile bitirmiştir. Girdiği üniversite yerleştirme sınavında yine büyük bir başarı elde ederek doktor olma hayalini gerçekleştirmenin basamaklarından olan tıp fakültesini birincilik ile kazanır.

Tıp eğitimi altı yıl süren ağır bir eğitimdir. Ancak girdiği tıp fakültesi İngilizce eğitim verdiği için bir yıl İngilizce hazırlık okur. Yedi yıl boyunca gece gündüz çalışan genç tıp doktoru diplomasını on dokuz yıl okuduktan sonra almıştır. Artık sırada en çok istediği uzmanlık vardır. Uzman olabilmek için Tıpta Uzmanlık Sınavına ve yabancı dil sınavına girmesi gerekir. Yine sıkı bir çalışma ile girdiği sınavlarda başarılı olarak okuduğu üniversitede iç hastalıkları alanında uzmanlık hakkı elde eder. Artık önünde dört yıllık yeni bir eğitim süreci daha vardır. Dört yıllık uzmanlık eğitiminden sonra artık doktor iç hastalıkları uzmanı olmuştur.

Hocaları onu alanında başarılı buldukları için endokrinoloji alanında ihtisas yapmasını ister. Bunun için yeniden bir seçme sınava girer ve üç yıllık eğitimi tamamlayıp Endokrinoloji uzmanı olur. On iki yıllık ilk ve orta eğitim döneminin üstüne on dört yıllık bir eğitimi durmadan çalışarak, çocukluğunu ve gençliğini doyasıya yaşayamadan, binbir güçlük içinde bitirmiştir. Artık yaşı otuzu geçmiş, saçları dökülmüş birisi olarak Anadolu’nun bir yerinde zorunlu olarak görev yapmaya başlar.

Artık gerisini siz tamamlayın; orada siyasilere yaşadıklarını, kendisinden uygunsuz rapor isteğini yerine getirmediği için tartıştığı, hatta darp gördüğü durumları, ilkokulu bile dışarıdan bitiren kişilerin kendisine yaptıkları mobbingi, iki gün süren uykusuz nöbetlerini, yetersiz çalışma koşullarını, ve kendilerine "İstemiyorsanız gidin" diyen siyasilerin onlara karşı olumsuz düşüncelerini, artık aklınıza hangi olumsuz durum gelirse.

Bizler yetiştirdiğimiz nitelikli elemanların değerini bilmiyor, onları korumuyoruz. Yıllarca emek verip doktor olan, bilim insanı olan, mühendis olan kişileri memnun edemeyip ülkeden adeta zorla gönderiyoruz. Ondan sonra ağlaşıyoruz. Bu kafa ile hep yerimizde sayar, bir adım öteye gidemeyiz.

"İnsan eğitilmesi zorunlu olan tek yaratıktır." (lmmanuel Kant)