Eğer çarşı, pazar bu günkü gibi hem el hem cep yakmaya devam ederse, aileler çocuklarının ihtiyacını karşılamada acze düşerse, çiftçi traktörüne mazot koyacak para bulamazsa, esnaf sattığı ile alacağı malını yerine koyamazsa kısaca milleti enflasyon ezmeye devam ederse bunun önünde ne Tansu Çiller durabilir ne de bir başkası, ne varsa, bütün projeleri sahipleriyle birlikte millet sandıkta ters yüz eder.
Aktif siyaseti bırakalı 20 yılı aşan, o nedenle ülke sorunlarının çözümünde ne katkı sunacağı belirsiz, eski başbakanlardan Tansu Çiller'in, aktif siyasete geri döneceği haberi sanılanın aksine kamuoyunda beklenenin üzrinde ilgi gördü.
Belirsizliğin bir nedeni de hakkındaki tartışmaların bir ekonomist olarak ülkenin içinden geçmekte olduğu ekonomik darboğazdan nasıl kurtulacağı hakkındaki görüşleri ve eski bir Dış İşleri Bakanı olmasından kaynaklı Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Ukrayna Rusya Savaşı ve AB ilişkileri gibi konularda yapacağı katkılar bağlamında yapılmamasıdır.
Bu sorunlar karşısında sergileyeceği tavır yerine gerek TV kanallarında düzenlenen açık oturumlara konuk olan gazeteci, siyasetçi, akademisyen ve analistlerin gerekse yazılı basında köşe yazarlarının merak ettiği, sorguladığı liderliğini yapacağı partinin hangi ittifakta yer alacağı konusudur.
Tabi yapılan yorumlar da sahiplerinin kendilerini konuşlandırdığı ittifaka göre değişiyor.
Genel görüş, siyasete dönerse, Tansu Çiller’in iktidar Cumhur İttifakı ile muhalefet Millet İttifakı arasındaki dengeyi Cumhur İttifakı lehine bozmak isteyeceği yönde yoğunlaşıyor.
Biz de konuyla ilgili geçen yazımızda Tansu Çiller’in basında yer alan, altı muhalefet partisinin savunduğu parlamenter sisteme dönülürse, koalisyon dönemlerinin geri geleceğinden endişe ettiği sözlerinden hareketle Cumhur İttifakı cephesinde yer alacağını söylemiştik.
Ama benim bu yazıyı yazmamın da bir nedeni olan, konunun tam aksini iddia edenler de var. Mesela Fehmi Koru dünkü yazısında (13 Mart) diyor ki:
“Bazı yorumcular Tansu Çiller’in siyasete dönüş hazırlığını önümüzdeki seçimin sonucunu etkileme amaçlı bir niyete bağlıyor.
İktidar cephesinden muhalefet partilerine kayabilecek oyların bir bölümüne yeni adres olması hesabı yapılıyormuş. Eski başbakanın bu yola telkinle girdiği de ima ediliyor.
Farklı düşünüyorum. Eski başbakanın siyasete girmesini AK Parti adına karar verenlerin arzu edebileceğini sanmıyorum da ondan,” dedikten sonra:
“Tansu Çiller’in başında bulunacağı bir parti, oyunu daha çok, iktidar cephesini oluşturan AK Parti ile MHP’den kopan ve şu ana kadar nereye gideceğine karar veremeyen kesimden alacaktır,” diyor Fehmi Koru, devamında da:
“Çiller siyasete girer, girmez, ülkenin içinden geçtiği sıkıntılı ortamda ne düşündüğü, sorunlarla ilgili hangi çözümleri tavsiye ettiği konularında kendisinden görüş açıklaması beklenecektir.
(…) Söyleyeceği her şey muhalefetin işine yarayacaktır Tansu Çiller’in,” dedikten sonsa kendine bu konuda yön vermede etkili olacak eski bir dostluğa işaret ediyor.
“İYİ Parti Lideri Meral Akşener’i yıllar önce siyasete kazandıran kişi olduğunu da hatırlatmakta yarar var, Tansu Çiller’in”,diyor ve Meclis’e girebilmesinin yolunun Millet İttifak’ına girmekten geçtiğini ima ediyor.
Haziran 2018 Milletvekilliği seçimleri arifesinde Tansu Çiller’in, sonrasında kendine ait olmadığını söylediği, sosyal medya aracılığı ile hakkında söylediği iddia edilen Milli Güvenlik Kurulu Bildirilerini bir yabancı devlete sızdırdığı iddialarına Akşener çok sert tepki göstermişti.
Aradan geçen zaman içersinde Fehmi Koru’nun dediği şekildeki bir ittifak ortaklığını gerçekleştirecek ikili arasındaki iletişim kanallarının açık olup olmadığı bilinmiyor,
O nedenle de Çiller’in Millet İttifakı içersinde yer alması zor bir ihtimal olarak görünüyor.
Diğer taraftan bir AK Partilinin; Tansu Çiller burada,sen neredesin,sorusuna karşılık, bir dönem AK Parti Milletvekilliği de yapan Karar Gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan ise Tansu Çiller’in siyasete AK Parti’nin teşvikiyle girdiğini ima ettiği cevabında: (11 Mart)
“Eğer AK Parti Tansu Çiller’den medet umacak kadar çaresiz kaldıysa demek ki, yıllarca boş bir hayalin peşinde koşmuşuz,”demektedir.
Mehmet Ocaktan’ın değerlendirmesini bir tarafa bırakırsak eğer Tansu Çiller’in aktif siyasete dönmesi iddia edildiği gibi bir Cumhur İttifakı projesi ise bununla ulaşılmak istenen, Fehmi Koru’nun dediği gibi kararsız seçmen değildir, onlar da varsa da asıl hedef Millet İttifakı bileşenlerinden İYİ Parti ve Demokrat Parti tabanıdır.
Bunda birinci amaç bu parti tabanlarının oylarını almaktır. İkinci amaçta alamadıklarını kararsız hale getirmek ve sandığı boykot ettirmektir.
Haber Türk Yazarı Muharrem Sarıkaya’nın da sözünü ettiği gibi (16,09,2021) günümüzde partiler bir yandan kendi tabanlarını konsolide ederken diğer yandan da ötekinin tabanını çözmek ve partilerinden soğutmak için propaganda yapabiliyorlar.
Bu şekilde rakip taraftarı partisinden kopararak oy veremez hale getirmeyi aslanların kolay avlamak için başvurdukları avlarını sürüden koparma eylemine benzetebiliriz.
Örnek Cumhur İttifakı bileşenleri AK Parti ve MHP, Millet İttifakı tabanını çözmeye yönelik İYİ Parti ve CHP yöneticilerinin HDP ile işbirliği yaptıkları yönde propaganda yapıyorlar.
Verdikleri bu mesajla da özellikle İYİ Parti tabanını hedef alıyorlar ki, bundan amaç o tabandan oy almaktan ziyade İYİ Parti tabanını partilerine oy veremez hale getirmek, hiç olmadı sandığı boykot ettirmektir.
Diğer taraftan da kendilerini savunmak zorunda kalan her iki partinin yöneticileri de “biz HDP ile işbirliği içinde olmadık ve olmayacağız,” demek zorunda kalıyorlar ki, sonuçta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kilit partisi HDP izole edilmiş oluyor.
Bu örnekte olduğu gibi şayet bir Cumhur İttifakı projesi ise Tansu Çiller’i siyasete döndürmekle amaçlanan işbirliğinden rahatsız, CHP’ye duyarlı başta eski merkez sağ seçmeni Demokrat Parti ve İYİ Parti’den ayrıştırmak olabilir ki, bu ihtimal Fehmi Koru’nun savunduğu, Çiller’in Millet İttifakı cephesinde yer alacağına dair tezden daha güçlü bir argümandır.
Bu siyasi denklemde görünen o ki, Tansu Çiller’in görevi oyum kurmak değil oyun bozmak üzerine kuruludur.
Tabi bütün bu hesapların gerçekleşmesi seçimin ekonomik darboğazın aşıldığı, çarşı, pazar ve market fiyatların normale döndüğü, TL’nin değer kaybetmesinin durduğu sözün özü insanların kıt, kanaat hayatını idame ettirebildiği bir ortamda yapılmasına bağlıdır.
Eğer çarşı,pazar hem el hem de cep yakmaya devam ederse,aileler çocuklarının ihtiyacını karşılamada acze düşerse,çiftçinin traktörüne mazot koyacak takati kalmazsa ,esnaf sattığı ile alacağı malı yerine koyamazsa kısaca enflasyon ezmeye devam ederse milletin önünde ne Tansu Çiller durabilir ne de bir başkası… Ne varsa bütün projeleri, sahipleriyle birlikte seçmen sandıkta ters yüz eder.
Bunun tarihte örnekleri çoktur ki, o ayrı bir yazı konusudur.