Dijital çağda bilgi o kadar hızlı büyüyor ki takip etmek neredeyse olanaksız. Son birkaç yıldır elde edilen toplam bilgi tüm insanlık tarihinde elde edilen bilgiyi defalarca katlamış durumda. Bu kadar hızlı gelişen dünyamızda yenilenme ve değişim hayatımızın temel prensibi durumuna geldi. Artık kaçış yok, değişim ve yenilenme olmadan asla ilerleme ve gelişim sağlayamayız. İşte bu nedenle herkesin dilinde değişim ve yenilenme bulunuyor ve gelecekte de bulunacaktır.

Aslında değişim ve yenilenme kolay bir olgu değil. Ünlü fizikçi Albert Einstein'ın bir sözü vardı; "Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur."

Önümüzde seçimler var, aday adayları şimdiden çalışmaya başladı bile. Hepsinin söylemlerinden değişim ve yenilenme yanlısı olduklarını anlıyoruz. Ama gerçekten durum böyle mi? Biz aydınlar olarak kesinlikle her zaman değişimden ve bütünüyle yenilenmeden yanayız ama statükocu olarak ün salmış bazı milletvekili aday adaylarına neler oluyor böyle? İnanmadıkları halde sürekli değişim ve yenileşmeden söz ediyorlar.

Statükocu olmalarına rağmen, parti içi hiyerarşi dışına çıkmaya cesaret edemeyecek olmalarına, asla değişime inanmamalarına, değişim kelimesini duyunca tüyleri diken diken olmalarına, biat ettiklerini her şekilde gösteriyor olmalarına rağmen seçimler ufukta görününce değişim ve yenilenme diye tutturuyorlar. Bu tezat durumdan bir şey anlayan varsa beri gelsin.

Yahu siz bu değişim ve yenilenmeyi söylerken ne demek istiyorsunuz? Kurduğunuz süslü cümlelerde nelerin değişeceğini, yenilenme adına nelerin yapılacağını açıkça belirtin bari. Bizler bu işin nasıl olacağını bilelim ve öğrenmiş olalım. Yoksa kurduğunuz afilli cümleler bir anlam ifade etmiyor, bir dayanağı olmayan söylemlerinizle gülünç duruma düşüyorsunuz.

Birçoğunuz statükocu, liderlerin dışındaki kişilerin söz hakkı olmadığı partilerin aday adayları olarak boy gösteriyorsunuz. Ayrıca siyaset içinde canla başla mücadele eden, siyasette bir yerlere gelmek için dürüstçe canını dişine takan insanların yolunu kesip haklarını gasp ediyorsunuz. Bu işler böyle olmamalı.

Diyelim ki partiniz tarafından uygun bir sıradan aday gösterildiniz ve kolayca ipi göğüsleyerek seçildiniz. İyi de, bu statükocu kafa ile neyi değiştireceksiniz? Ülkeyi mi, yanlış düşüncelerinizi mi, yoksa kaşarlanmış politikacıları mı? Siyasetteki biat kültürünü mü, halkı ezen düzeni mi, yoksa vatandaşın makus talihini mi? Biraz ayrıntı verin lütfen.

Aday adaylığı döneminde değiştim deyip değişmeyenler sözde parti disiplini konusunda atıp tutuyorlar ama nedense çoğunda parti disiplini hak getire. Hele aday gösterilmezlerse her türlü karşı manevrayı yapıp kendi partisi aleyhine bile çalışmaktan geri kalmıyorlar. Kendileri aday olamadıkları için hiç çekinmeden kendilerini bir yerlere getiren partilerini boykot bile ediyorlar. Onların çoğunluğu siyasete değil ceplerine baktıkları için o ana kadar savundukları ideolojiyi hemen unutuyorlar. Parti disiplini, parti mührü filan kimsenin umurunda bile değil. En fanatik kendileri iken (tecrübelerimiz gösterdi ki) işler değiştiğinde başka partilerle çalışmaktan asla çekinmiyorlar.

İşte durum böyle. Bize düşen en yakın çevremizde başlayıp siyasette ayar tutmayanları, statükocuları, biat etmekten başka bir şey bilmeyenleri, beceriksizlik abidelerini, koltuğa yapışıp kalanları, değişime ayak uyduramayanları yol yakınken temizleyelim. Yoksa onların geleceği parlarken milletin geleceği kararacaktır.

"Sen değişirsen, şansın da değişir." (Konfiçyüs)