Geçen Cuma(9 Temmuz) bir dostun oğlunun düğünü için Pınarbaşı’nda bir Kır Düğün Bahçesi’ndeydik.

Malum mevsim sıcağının yoğun olduğu günlerdeyiz, düğün ve sünnet cemiyetlerinde özellikle yaşlı kesimin gözü makul bir süreden sonra kapıda oluyor.

Ama Pınarbaşı’ndaki düğünde Tabakhane Deresi’nin yer aldığı boğazın doğal serinliğinden pek terlemeyen insanlar dereden çevreye yayılan kötü kokuya rağmen alanı terkte pek acele etmedi.

Düğün evinin hatırına gençler eğlendi, yaşlı kesim de sohbet ederek vakti doldurmaya çalıştılar.

Aydın’ın belleği konumundaki Pınarbaşı’nda olumsuzluk dere yatağındaki neredeyse yarıya kadarki sel birikintilerinin neden olduğu kokuyla da sınırlı değil.

Aydın’ın bu tarihi en eski Mesire Alanı bu yönüyle burada yaşayan ya da bir nedenle yolu düşen insanların belleğinde yeri olan tarihi kimliğe sahip Pınarbaşı’nın bu günkü hali son derece içler acısı…

Hâlbuki sıcak memleket Efeler’de Pınarbaşı gibi daha en az üç tane daha yeşil alanı bol olan Mesire Alanına ihtiyaç var.

Büyükşehir Işıklı Doğal Yaşam Parkı yapacaktı, sözünü verdiği 2014’den bu yana ne ses var ne de soluk…

Önceki başkanlar parklara birkaç ağaç da dikmeselermiş demek ki, Aydın insanı sıcaktan kavrulacakmış.

Pınarbaşı İlhami Ortekin döneminde eski şekline kavuşturulmuştu. Bu günkü hale gelmesi 2009’da, belediyenin CHP’ye geçişinden sonraya rastlıyor.

Yoksa her dönemde Pınarbaşı, orta halli ailelerin hafta sonu günlerini geçirdikleri, yürüyerek ya da şehir içi yolcu minibüsleriyle en kolay ulaştıkları yer olmuştur.

CHP’li başkanların dönemi hariç her dönemde de canlılığımı korumuştur.

Ayrıca Mesire Alanı içindeki yaya yürüyüş parkuru da çevredeki insanların yararlandığı nadir spor alanlarındandır.

Ama ne var ki, Pınarbaşı bu günkü terk edilmişlik haliyle günümüzde bütün bu hizmeti verecek durumda değildir.

Hem de halkçı belediye başkanlarının yönetimindeki Pınarbaşı, iyi mi?

Bu tarihi Mesire Alanı’nın iki yakalı yeni baştan, piknik alanı, çocuk oyun sahaları gibi sosyal donatılarla ve alınacak olan tedbirlerle ailelere hizmet verecek güvenlikte yeni baştan düzenlenmesi gerekiyor.

Ama lafla peynir gemisi yürümediği gibi reklamla da bu işler kendiliğinden yoluna girmiyor.

Teleferik meselesine de acil bir çözüm üretilmesi ve ivedilikle verilecek kararın uygulanması gerekiyor.

Çünkü bu konudaki gecikme başka bir hizmete engel oluyor.

Zira Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nün eski yüzme havuzunun bulunduğu arsaya yapmayı planladığı yeni havuz gecikiyor.

Düşünebiliyor musunuz, Marka Kentimiz Efeler’de(!) gençlerin yararlanacağı yarı olimpik ölçülerde bir yüzme havuzu bulunmuyor.

Hatırlanacağı üzere daha önce Gençlik Spor Bakanlığı tarafından 2010 yılında yapımı planlanan Yarı Olimpik Yüzme Havuzu’ndan Belediye ile Müdürlüğün çekişme sonucu Aydın mahrum kalmıştı.

Başka yerlerde siyasiler bu tür halkın faydasına yatırımlarda işbirliği yaparlar ne hikmetse Aydın’da kapıya gelen yatırıma bizimkiler engel olurlar.

***

Pınarbaşı’nda yeni bir düzenlemeye gidileceği yönde bir girişiminin Efeler Belediyesi tarafından geçen yıl gerçekleştirileceği söylenmişti ama bu güne kadar o yönde atılan bir adım olmadı.

İnsanlar en azından dere yatağı temizlenir, o kötü koku önlenir, diye bu güne kadar bekledi ama sonuçta o insanlar dereye el atamayanlar çevre düzenlemesi mi yapacak, dediler, umutlarını kestiler.

Gelinen noktada ortak kanaat da şu: Reklam panolarını resimli “Her şey Efeler için” afişleriyle süsleyenler genelde orta halli ailelerin ya da vatandaşların oylarını cepte keklik görüyor olacaklar ki, yatırımda tuzu kuru kesimleri yeğliyorlar.

***

Sıcaklarda dar gelirlinin, orta halli aile ve vatandaşların en ihtiyacı olduğu bir mevsimde hizmetten esirgenen Efeler Belediyesinin sorumluluk alanı içindeki sadece Pınarbaşı Mesire Alanı değildir.

Büyükşehir Belediyesi’nin de Aytepe Mesire Alanı ve çevresine ilgisizliğinin de Pınarbaşı’ndan pek geri kalır yanı yoktur.

Fakat yiğidi öldür hakkını ver demişler, Pınarbaşı ile karşılaştırıldığında çevresi dışta tutulduğunda Aytepe Mesire Alanı gerek bakım gerek hizmet açısından daha iyi durumda…

Ne var ki, gerek sentetik örtü kaplamalı alan içi yürüyüş yollarının bakımsızlığı gerek güneyindeki Yeşil Vadi’nin terk edilmişlik hali görende iyi bir izlenim bırakmıyor.

Hâlbuki en basitinden Piknik Alanı içi yürüyüş yollarına yapılacak taş kaplama ile görüntü kirliliği önlenebilirdi.

Ayrıca Yeşil Vadi’deki bakımsızlığı gidermek de o kadar zor olmasa gerek.

Bütün mesele ister zengin ister yoksul her insanın mutluluk, huzur ve refahına öncelik vermek, bu uğurda çalışmaktır.

Belediye Başkanlarının kendilerini onların yerine koyarak empati yapmalarıdır.

Yine bütün mesele bir yandan fakir, yoksul edebiyatı yaparken diğer yandan milli irade istismarıyla insanların geleceğe dair ümitlerini çalmamaktır.

Demokrasi budur, denirse, buna demokrasi denmez onun adı demokrasi üzerinden vurgun yapmaktır.

Sözün özü marifet seçim kazanmak değildir, asıl oy veren insanların o güvenine layık olmak ve parti ayrımı yapmadan insanların mutluluğu için çalışmaktır.

Bu ilkeden hareketle kendi geleceğine değil milletin geleceğine yatırım yapmaktır.

Daha da önemlisi her siyasetçiyi hareket ettiren Aydın için, bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar için bir hikâyesinin olması gerekir.

Ancak onlar tarihe geçer.