Modern toplumlarda, insanlık tarihi açısından önemli olaylar yaşanması veya bazı kararların alınması üzerine, yaşanan olayın veya alınan kararın toplum tarafından unutulmaması, yaşatılması için özel günler tahsis edildiğini biliyoruz.

Alınan kararları fırsat bilen kapitalist zihniyetin bu günleri, tüketim aracı haline dönüştürdüğünü hepimiz biliyoruz.

Yine bu günleri devlet yöneticileri ve siyaset erbabının sıklıkla protokol günlerine dönüştürdüğünü ve bir anlamda “içinin boşaltıldığına” şahit oluyoruz.

Neredeyse, yıl içinde her güne bir anma ve kutlama merasimi ayırmış durumdayız.

Şahsen ben, prensip olarak bu kutlama, anma, merasim ve etkinliklerine mesafeli duruyorum.

Bütün kutlamaların “Tüketim sebebi” sayılarak köpürtüldüğünü düşünenlerdenim.

Bu girizgâhtan sonra meramımıza gelelim;

İlk defa kutlanmak için önerilen bir günü önemsiyorum.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof.Dr. Şaban Öz’ün gündeme getirdiği, Mekke’nin Fethinden sonra şehre zafer kazanmış bir komutan olarak giren, Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (SAV)nın, başta kendisi olmak üzere, Mekkeli Müslümanlara yıllarca zulmeden müşriklere karşı gösterdiği hoşgörü ve bağışlayıcı tutumunu, Müslümanların sürekli gündeminde tutmalarını sağlayacak şekilde, Peygamberin sünnetini yaşatmak ve ihya etmek için başlattığı “Dünya Affetme Gününü” önemsiyor sürdürülmesi ve yaşatılmasını istiyorum.

Affetmek ve Bağışlamak Allah’ın bizden istediği güzel davranışlardandır.

Allah, yüce kitabında;

Tatlı bir söz söylemek ve bağışlamak, peşinden incitmemek sadakadan daha değerlidir.2/263

Onlar ki, hem bolluk, hem darlık zamanında, öfkelerine hâkim olurlar ve insanları bağışlarlar.3/134

Açık veya gizli bir iyilik yaptığınızda, ya da bir kötülüğü bağışlarsanız kuşku yok ki, Allah çok bağışlayıcı, çok kudretlidir. 4/149

İçinizdeki varlıklı ve erdemli kimseler, akrabalarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret etmiş olanlara vermeme konusunda yemin etmesinler, affedici ve bağışlayıcı olsunlar. Allah’ında sizi bağışlamasını istemez misiniz? 24/22

Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; inananlara karşı kalbimizde en ufak bir kırgınlık ve nefret duygusuna yer verme! 59/10

Umulur ki Allah, sizinle düşmanlarınız arasında sevgi duyguları yeşertir. Allah Kadir’dir, çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.60/7

Bu ayetler, Allah’ın bize buyruğu ve tavsiyesidir.

Bunun nasıl yapılacağını en güzel şekilde gösteren O’nun elçileridir.

Affetmek ve bağışlamak, peygamber hayatlarında adet olmuştur.

Yani elçilerin sünnetidir.

Müslümanlar olarak, Peygamberimizin Taif’te maruz kaldığı alçakça ve adice tavırdan sonra nasıl davrandığını biliriz.

Bu olaydan hemen sonra, Allah tarafından bir meleğin peygamberimize gönderilerek “İste onları iki dağın arasında, dağları üstlerine kapatarak yok edelim” teklifine karşı “Onlar bilmiyorlar” diyerek nasıl bağışladığını, hüzünle ve aynı zamanda hayretler içinde anlatırız.

Sadece bu olay bile, peygamberimizin insanlara karşı merhamet ve bağışlayıcılığını gösteren en güzel örnektir.

Yine, Mekke’nin fethinde de yıllarca kendisine ve ashabına onca zulüm yapan Mekkeli müşriklere karşı, peygamberimiz bağışlayıcılığını ve merhametini göstermiştir.

“11 Ocak Dünya Affetme Gününü” yaşatmak ve bunu Peygamber sünneti olarak insanlara, özellikle Müslümanlara anlatıp yaşatma arzusu, bir Müslümanın sünnete bakışı açısından da takdire şayandır.

Merhametin bitip tükendiği, her şeyin paraya tahvil edildiği bir çağda “bağışlamak” gibi bir değerin, peygamber sünneti olarak anılması ve yaşatılması çok önemlidir.

Müslümanların, bugünü yaşatmanın ve anmanın ötesinde, peygamber sünneti olarak hayatının her anında, özellikle bağışlamanın zor olduğu anlarda uygulaması, insanlar arasında barışın (İslam’ın) yayılmasına katkısı büyük olacaktır.

İnsanlık, merhamet ve bağışlamanın unutulmaya yüz tuttuğu günümüzde, peygamberi nefeslere ihtiyaç duymaktadır.

Müslümanların asli görevi bu nebevi sünneti, insanlığa ve geleceğe taşımaktır

Ve esas sünnet; insanlık âlemine merhem olan peygamberi tavır ve davranışlarla, hayatımızı zenginleştiren merhametin ve bağışlamanın, sünnet olma özelliğiyle hayatımızda yer almasıdır.

Bir beşer olarak, neyi nasıl yapacağımızı, bize örnekleyerek gösteren rahmet peygamberinin kardeşimiz insanla, tabiatla, hayvanlarla, eşyayla ve bütün bu ilişkileri belirleyen, her şeyin mutlak sahibi olan Allah’la ilişkisinde ortaya koyduğu ölçü, bizim için vazgeçilmez sünnet olmalıdır.

Sünneti bu anlamda anlamadan, içerikten yoksun şekilciliğe indirirsek, ne peygambere uymuş, ne de sünneti ihya edip yaşatmış oluruz.

İnsanlık merhamete, bağışlanmaya ve İslam’a (barışa) muhtaç iken, bizim buna cevap üretecek eylem ve din dilini bulmak gibi mecburiyetimiz vardır.

Bu çabaya örnek olarak gösterilebilecek gayret olarak “11 Ocak Affetme Gününü” gündemimize getiren Şaban ÖZ hocaya ve öğrencilerine şükranlarımı sunuyorum.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA İNDİR!