Artık seçim yılındayız, belki üç ay sonra, belki altı ay sonra genel seçimler var. Tüm partiler, özellikle muhalefet kanadı tüm gücüyle seçimlere hazırlanıyor. Altılı masa bu işin ciddiyetini net olarak anlatıyor ama sonuç ne olacak, belli değil. Seçim kendini göstermişken CHP’de süreç öyle işliyor ki, parti içi demokrasinin öncelikli şartı olan ön seçim yapılma oranı binde bir gibi görünüyor.

CHP’de taban ısrarla ön seçim istiyor ama parti yönetimi nedense olaya soğuk bakıyor. Gerekçe onlara göre net; bu ortamda ön seçim yapılırsa, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir, Meclis Grubu elden gidebilir, mevcut iktidar yeniden seçilebilir, seçimi kazanırsak nitelikli kadro sayısı düşük kalabilir vs deniyor.

Ön seçim istemeyen kitle bize göre örgütten kopuk tabansızlar kitlesidir. Kılıçdaroğlu’nu yakın markajda tutanlar, partideki kontenjana sığınanlar, partililerin deyimi ile tabansızlar ön seçim yapılırsa gideceklerini çok iyi biliyorlar. Bu kişilerin tek şansları merkezden aday gösterilmelidir. Doğal olarak tüm güçleri ile merkez yoklaması olsun diye bastırıyorlar. Gerekçeleri belli, karar net; ön seçim istemezük.

Eskiden milletvekili adayları ön seçim olacak diye seçimden çok önce bile tabanda çalışırdı. Hatta listeye girmese bile bir daha ki seçimi düşünerek küsmez, canla başla çalışmaya devam ederdi. Sonuç olarak örgüt ile partililer arasındaki bağ güçlü olurdu ve seçmenlerin konsolide edilmesi kolaylaşırdı.

Şimdi bu şartlarda ön seçim yapılacak gibi görünmüyor. Sadece milletvekilleri değil, milletvekili olmak isteyen her partili Ankara’da kulis peşinde. Bunun doğal sonucu olarak partili ile örgüt arasındaki bağ neredeyse kopmak üzere.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu konu ile ilgili olarak daha önce konuşmuştu, bu konuşmaya daha önceki yazımızda yer vermiştik. Kılıçdaroğlu örgütlerin çalıştığını, henüz seçim sathına girilmediğini, zamanı gelince parti meclisinde konuşulacağını, belki ön seçim yapılmayacağını, örgütlerin nabzının tutulacağını falan söylemişti. Ayrıca tüm bunları yaparken yaparken ittifakları da düşünmemiz gerektiğini, konunun altılı masada konuşulmadığını söyledi.

Bizim anlamadığımız, CHP yönetimi sürekli demokrasiden söz ediyor, ama bunu kendi partisine layık görmüyor. Tabanın ön seçim isteğine herkes sessiz kalıyor, bazıları aday oldukları için susuyor, bazıları ön seçimden korktuğu için susuyor. Ama suskunluk parti içi demokrasi için ölümcül bir hastalıktır. Tüm bunların ışığında bu işin sonu iyi olmayacak gibi görünüyor.

Delegeleri istediğiniz gibi belirleyebilirsiniz. Örgütleri bu delegelerle oluşturabilirsiniz. Parti yönetimini de kolaylıkla ayarlayabilirsiniz. Ancak seçimde iş değişir. Seçmen bildiğine, gördüğüne ve inandığına oy verir.

İçinde bulunduğumuz şartlarda iktidarın tonlarca hatası var. Ekonomi felaket. Adalet yerlerde, eğitim ve sağlığı hiç sormayın. Ama tüm bunlara rağmen ana muhalefetin oyları artmıyor. Parti yönetimi nedense hatada ısrarlı davranıyor. Böyle giderse sonuç yine hüsran olursa sürpriz olmaz.

Sonuç olarak, ön seçim olmazsa CHP’de sorun yaşanacak gibi görünüyor. Hele listeler açıklandığında tabandaki memnuniyetsizlik giderilemezse altılı masa içinde başka partilere oy kayması yaşanabilir.

Aydın özelinde ise parti üyeleri ısrarla ön seçim istiyor. Yapılırsa mevcut vekillerin listeye girmesi zor görünüyor. Zor ama, ön seçim gerçekleşirse büyük olasılıkla eski milletvekili Metin Lütfi Baydar açık ara birinci olur. Arkasında ise farklı isimler sıralanır. Baydar listeye girdiği zaman iyi iletişim kurabilme özelliği ile partisi olumlu yönde etkilenecektir.

Şu anda yirmiden fazla aday adayı var ama ön seçim olursa bu sayı otuzu geçecektir. Ama beklentisi fazla olan bazı aday adaylarının hayal kırıklığı yaşayacağı da gün gibi ortadadır.

Burada Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu için parantez açalım. Bir süredir Başkan Çerçioğlu’nun tekrar milletvekilliğine döneceği konuşuluyor. Eğer bu gerçekleşirse tüm dengeler değişecektir. Hele hele yerel seçimlerde tam bir kapışma yaşanacaktır.

Şimdi aday olur mu, olmaz mı, bilemeyiz, henüz adaylığını açıklamadı ama, Aydın ilinin batısından Efkan Ceylan listeye girdiği takdirde parti oylarına olumlu katkı sağlayacak kişilerin başında gelmektedir. Hem Söke’de, hem Kuşadası’nda, hem de ülke çapındaki etkisi ile sevilen ve sayılan kişi olarak aday olduğu zaman ismi hemen ön plana çıkacaktır.

Ön seçim olsun veya olmasın artık çalışma zamanı, örgütün tüm gücü ile seçimlere asılması ve ufukta görünen iktidarı alması zor olmayacaktır. Bunun için iyi bir liste sıralaması olması gerekiyor. Yoksa bir önceki seçimde olduğu gibi beş beklerken üçe düşülecektir.

"Doğruluk her ne kadar seni öldürse bile ondan ayrılma." (Hz. Ömer)