Geçtiğimiz Eylül’de Mustafa Savaş Aydın’ın sorunlarını konuşmak, çözümlerini tartışmak için iktidar/muhalefet bütün milletvekillerinin, BŞB Başkanının, rektörün, oda başkanlarının katılımıyla gerçekleşecek bir toplantı yapılması teklifinde bulunmuştu.

Gerçekleşmedi ama, yerine gelmemesinde anormal bir durum da yoktur.

Çünkü yaptığı teklifi Mustafa Savaş’ın bir hamlesi olarak değerlendirdiği için muhalefete mensup siyasetçi sınıfının konuya olumlu bakacağına ihtimal verilmiyordu.

Ayrıca oda başkanlarından da kimin başkanlığında toplanılacağı ya da katılacaklar konusunda görüş ileri süren de çıkmadı.

Hâlbuki çoğu ilde, ilçede parti farkı olmaksızın gerek siyasetçi, bürokrat gerekse siyasetçi iş insanı, oda başkanı ya da o kentin kanaat önderleri bir araya gelir.

O toplantılarda bürokratla iş âlemi arasında varsa sorunlar dile getirilir ve çözümler üretilir, olay sonuca bağlanır.

Sonuçta ülke için katma değer üreten bir kesim devlet arabasının yakıtı, diğeri de siyasetçi ve bürokrat sınıfı da millet adına tekeri çeviren bunu yaparken de kamu kaynaklarını kullanan yetkililerdir.

Ancak günümüzde asıl sorun hele günümüzde bu tür toplantıları kimin organize edeceği, kim(ler)in önderliğinde bir araya gelineceğidir.

Çünkü günümüz siyaseti kutuplaşma üzerinden yapıldığı için bazı siyasetçiler rakipleriyle bir araya gelmekten seçmen baskısından çekindiği için imtina edebiliyorlar.

Bu günkü gibi siyasetin köşeli yapıldığı durumlarda meslek odalarının kurduğu masa da çoğu zaman sonuç almada yeterli olmayabiliyor.

Buna en iyi örnek 2014’de Aydın Ticaret Odası’nın düzenlediği Aydın Ekonomi Zirvesidir.

Başkan Hakan Ülken’in ilk başlardaki kastı arama konferansı formatında Aydın’da üretilen her türlü malın pazarlarda tüketici ile buluşmasına aracılık etmek, bu konuda Aydın’ın avantaj ve eksikliklerinin neler olduğunu  tartışmaktı.

Ama süreç başlayınca bu konuların gündeme gelmesini istemeyen bazı güç odaklarının etkisinden midir yoksa siyasi endişelerden midir direksiyona geçen iktidar elitleri Ticaret Odası’nın o etkinliğine darbe vurdu.

Ticaret Borsası’nın küçük salonunda basının bile davet edilmediği bir mini toplantıda zamanın Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’ye zirvenin başını bağlattılar.

Yeni bir denemenin bu gün yaşanan siyasi gerilimi yüksek bir ortamda ondan farklı olacağına dair elde bir veri yok.

O nedenle gelinen noktada kuracakları masada Aydın’ın gerçek sorunlarının ele alınacağı, çözümlerinin üretileceği bir gönüllüler grubuna ihtiyaç vardır.

Hem de acilen…

Çünkü Aydın hepimizin…

Çoğumuzun doğduğu, hepimizin doyduğu bu memleket hızla kan kaybediyor.

Sahip olduğu bu kadar imkâna rağmen gelişmişlikte iller arasında 41.ci sırada, Ege’de fert başına düşen gayri safi milli hâsılada Afyon’dan sonra sondan ikinci

Aydın’ı derleme görevini üstlenecek o düşünce grubuna “Aydın’ın Geleceğini Planlama Platformu” demek de mümkün başka bir ad vermek de…

Ancak grup üyelerinin özellikli insanlardan oluşması şarttır:

BİR: Günlük siyasetin dışında olacaklar

İKİ: Her birinin güç devşirme ihtiyacı olmayacak,

ÜÇ: Her partiye, görüşe eşit mesafede olacaklar,

DÖRT: Özgül ağırlığı olan entelektüellerden oluşacak,

BEŞ: Sayıları onu geçmeyecek.

Eğer böyle bir düşünce grubu ortaya çıkmaz da bu devran böyle dönmeye devam ederse yıldan yıla artarak Aydın’dan beyin göçü devam edecektir.

Geride kalan asgari ücretle çalışan çocuğunun kira derdine çare olsun diye bazıları köydeki baba yadigârı, tarlayı zeytinliği kelepir bir ev almak için satmak zorunda kalacaktır.

Sanayici için Aydın bu gün tam bir ucuz çalışan cennetidir.

Buna rağmen çocuklarına iş bulamayanlar da emeklilik maaşlarına onları ortak ederek yarı aç, yarı tok yaşama yolunu seçecektir.

Bu devran böyle devam ederse gençler evlenemeyecek, evlenseler bile ikisi birlikte asgari ücret üzerinden alacakları maaşla hayatlarını sürdürmekte zorlanacaklardır.

Aydın boşanmada İzmir’in ardından ikinci sıradadır.

Aydın çiftçisi ise işlenmemiş, markasız katma değeri düşük sebzeyi, meyveyi, süt ürünlerini gerçek değerinin altında satmak zorunda olduğundan bir süre sonra zarardan takatı kesilince ekmekten, dikmekten vazgeçmek zorunda kalacaktır.

Bunun yol açacağı sonuçlar ise bellidir.

Aydın halkının ekseriyeti belediyelerin, sosyal dayanışma vakıflarının kapısında erzak paketi sırasına girecektir.

Madem siyasetçiler ne kendileri göbeklerini kesebiliyorlar ne de başkalarının kesmesine fırsat veriyorlar o takdirde iş, akil insanlardan oluşacak bir gruba düşüyor.

Hem de vakit kaybetmeden