Kuşadası Ak Parti’de kongre çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor.

İlçe başkanı olmak isteyen adaylar görücüye çıkmaya başladılar.

Göz önünde oldukları için, her şeylermiş gibi görünenlerin teşkilatlardaki üstünlükleri yadsınamaz bir gerçek..

Bu gurupların vesayetlerini sürdürmek için ciddi gayretler sarf ettiklerine şahitlik ediyoruz. Eski bir il başkanının son günlerde Kuşadası’nı mesken tutmuş olması bu iddialarımızı doğruluyor...

Partide ciddi anlamda ayrışmalar ve gruplaşmalar var. Değişimi, bu ayrışmalarda taraf olan mevcut yönetimlerle hayata geçirmeye çalışmak sorunu daha da derinleştirecektir. AK Parti’nin, kırmadan, dökmeden, kimseyi küstürmeden ve hiç kimseyi yok saymadan derleyip toparlayacak, kucaklayıcı akil bir ilçe başkanına ihtiyacı var.

Yeni MKYK’ kararı gereği ilçe başkanı seçilen kişi belediye başkanlığına da aday olabilecek.

Bugüne kadar “benden olsun” siyaseti uygulayan vekillerin, bu kez kendileri için değil Reis için ellerini taşın altına koymaları gerekiyor.

 

SAHİLLERDEN PARA AKIYOR

Evliya Çelebi, Aydın için dağlarından yağ, ovalarından bal akan şehir diye bahseder...

Tarıma elverişli, bereketli toprakları nedeniyle bu övgüye layık görünen Aydınımız, son yıllarda ise , sahillerinden para fışkıran şehir haline geldi..

Akbük'ten Pamucak'a kadar bütün sahiller para kesiyor..

Kuşadası’nda Arya AŞ, Didim’de ise Dibel AŞ parsayı topluyor..

Onlarca restoran, çay bahçesi, plaj, huzurevi gibi tesis bu şirketler tarafından yönetiliyor..

“Hep bana Rabbena” diyen bu şirketlere Çerçioğlu takmış durumda..

Bu paraların yakın zamanda AYBEL'lere aktarılması sürpriz olmayacaktır.

 

HERKESİ MUTLU ETMEK ZORDUR

Depremler nedeniyle zor günler yaşayan ege bölgesindeki turizmcilerin, on güne çıkarılmış olan Kurban bayramı tatili nedeniyle yüzleri güldü. Bodrum, Marmaris, Didim, Kuşadası, Çeşme gibi kıyı kentlerimiz yerli tatilcilerin akınına uğradı. Otellerdeki doluluk oranları yüzde 100’lere ulaştı.

Sadece Bodrum’a giden tatilci sayısının 1.5 milyonun üzerinde olduğu belirtiliyor.

Türkiye’nin tatilden daha çok çalışmaya ve üretmeye ihtiyacı olduğunu düşünenler de yok değil. Onlara göre de kalkınmakta olan bir ülke için bu kadar uzun süreli tatil yapmak gereksizdi.

Anlaşılan şu ki, alınan her kararın herkesi birden mutlu etmesi mümkün olmuyor.

Hocanın iki kızı varmış. Kızlardan birinin kocası çiftçi, diğerinin ki ise kiremitçiymiş.

Hoca damatları ziyarete gitmiş..

Hal ve hatırlarını sorduktan sonra, işler ne alemde, para durumunuz nasıl diye sormuş?

Çiftçi olan damat:

Bu yaz havalar yağışlı olursa bol bol mahsul alırım. Elime çok para geçer ve rahat ederim demiş.

Kiremitçilik yapmakta olan damat:

Bu yaz inşallah yağmur yağmaz. Hava kurak geçerde yaptığımız kiremitler kurursa epeyce para kazanırım, demiş.

Hoca başlamış kara kara düşünmeye. Böyle düşüne düşüne evine varmış.

Hocayı düşünceli gören karısı:

Hayrola Hocam kızlardan bir hayırsızlık mı gördün ki böyle düşüncelisin? Yaramaz bir şey mi oldu diye sormuş.

Hoca ağır ağır başını kaldırarak:

Damatlardan biri ayvayı yiyecek ama hangisi bilmiyorum, demiş.

Sağlıkla kalın.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA