Korku da diğer tüm duygular gibi, her bireyin hayatında zaman zaman hissettiği doğal ve sağlıklı bir duygudur. Bizleri tehlikeler karşısında uyaran ve hızlı bir şekilde tedbir almamızı sağlayan ön uyarı sistemi olarak da düşünülebilir. Örneğin; bir ormanda yalnız yürüyüşe çıktıysak bazı hayvanlarla karşılaşabileceğimizi bilerek belirli bir ölçüde tedbirli hareket ederiz. Yine bu yürüyüş sırasında bir yılanla karşılaştığımız anda belki hayatımızın en hızlı koşusuyla oradan uzaklaşırız. Bu en hızlı koşuyu sağlayan ise, korkunun yarattığı stresle vücudumuzda meydana gelen fizyolojik değişimlerdir. Bir tehditle karşılaştığımızda bedenimizde “savaş ya da kaç” mekanizması devreye girer. Sempatik sinir sisteminin kontrolü ele almasıyla birlikte; göz bebeklerimiz büyür, kalp atış hızı hızlanır, bronşlar genişler, salgı üretimi azalır, mide sindirim işlevlerinin çoğu durur. Bu değişikliklerin nedeni, koşmamızı gerektiren bir durumda kaslarımıza daha fazla kan akışı olması ve daha fazla nefese ihtiyacımız olmasıdır.  Yine o anda ihtiyaç duyulmayan sindirim sistemi organlarında ise faaliyet azalır.Bu açıdan baktığımızda aslında gerçek tehlikeler karşısında hissedilen korkunun, bizi hayatta tutmaya yarayan çok önemli bir işlevi olduğunu fark edebiliriz.

Diğer taraftan korkuyla çok sık karıştırılan bir kavram olan Fobi kelimesiyle hepimiz karşılaşmışızdır.Fobiler, en sık karşılaşılan kaygı bozukluklarından biridir. Özgül Fobiyi kısaca, gerçek bir tehlike olmadığı halde belirli bir nesne veya duruma karşı geliştirilen aşırı korku hali olarak tanımlayabiliriz. Fobiyi sağlıklı korkudan ayıran en önemli özelliklerden biri ortada gerçek bir tehlike olmadan ortaya çıkışıdır. Fobide hissedilen korkunun boyutu tehlikeyle orantısızdır ve kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürür. Fobisi olan nesneyle karşılaşan kişi anksiyete belirtileri gösterir; kalp çarpıntısı, titreme, bulantı, bulanık görme, panik atak, bayılma, nefes darlığı bunlardan bazılarıdır. Örneğin ormanda yılan görüp hızla kaçan kişinin korkusu sağlıklı bir tepkidir. Diğer taraftan izlediği belgeselde yılan gören bir kişinin koşarak odayı terk etmesi ve sonraki zamanlarda yılan görmemek için bazı kanalları ve hatta televizyonu açmamak gibi kaçınma davranışı göstermesi sağlıksızdır ve bu kişinin yılan fobisi olduğundan söz edilebilir. Fobi, herhangi bir nesneye (kedi) karşı olabildiği gibi belirli bir duruma (uçakla seyahat) karşıda gelişebilir. Fobileri genel olarak 5 kategoride sıralayabiliriz; hayvanlarla ilgili olanlar, doğal çevre ile ilgili olanlar (yüksek yer, karanlık, gök gürültüsü),durumsal olanlar (uçakla seyahat, araba kullanma), kan-enjeksiyon ile ilgili olanlar, diğer türde olanlar (balon, palyaço vb.).Özgül fobilerin ortaya çıkışında genetik yatkınlık kadar çevre ve deneyimin etkisi de önemli görülmektedir. Model almanın da bazı kişiler için bir etken olduğu düşünülmektedir. Özgül fobiler çoğunlukla çocukluk döneminde başlayan korkuların devamı olarak gelişirken, erişkin dönemde de başlayabildiği görülmektedir.

Fobi en sık görülen psikiyatrik bozukluklardan olmakla birlikte fobisi olan kişiler sıklıkla bu durum hayatlarında önemli bir engel oluşturana kadar tedaviye başvurmazlar. Örneğin yaygın görülen fobilerden birisi uçak fobisidir ve bu kişiler uçağa binme düşüncesi ve hatta uçakla ilişkili bir haberle bile yoğun kaygı yaşayabilirler. Diğer taraftan her fobisi olan kişi gibi uçak fobisi olan kişide bu yoğun kaygı durumunu yaşamamak adına çözümü kaçınma davranışında bulur. Uçağa binmez, uçakla ilgili bir şeyle ilgilenmez, gerekirse uçakla ilgili bir habere denk gelmemek için haberleri izlemez. Bu kaçınma davranışları kişinin bir sonraki karşılaşmasına kadar geçici rahatlama sağlar. Diğer taraftan bu kişi,işinde çok önemli bir başarı yakalayıp terfi aldıysa ve sık sık uçak yolculuğu yapması gerekecekse işler değişir. İki seçenek vardır; ya istifa edip başka bir iş bulacak ya da artık fobisi için psikolojik destek alıp tedavi görmesi gerekecektir.

Fobilerin tedavisi “Bilişsel Davranışçı Terapi” adı verilen terapi yöntemiyle kısa sürede ve kolaylıkla yapılabilmektedir.  Genellikle ek ilaç tedavisine gerek duyulmaz. Fobiden kurtulmak için en önemli adım bunun bir sorun olduğunu kabul ederek, değişime istekli şekilde doğru uzmana başvurmaktır.

Sağlıkla kalın

Uzm. Psk. İrem Aydınlar